Diyarbakır Bismil ilçesinin serçeler köyünde iki aile arasında çıkan arazi kavgasında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Uğruna kan döktüğünüz, yâda kan dökmeye niyetlendiğiniz mal mülk, ne sizin nede karşı tarafındır. Kâinatın sahibi olan Allah’ındır. Üzerinde geçiminizi temin etmek için hizmetinize sunulmuştur. Kabadayılık yapıp ocakları söndürmek için değil. Sebep ne olursa olsun hiçbir şekilde bir insanın ve hatta herhangi bir canlının yaşama hakkı elinden alınamaz. Anlaşma aracı olarak bildiğimiz dili kullanmayıp, silaha sarılmayı bir marifet bilip, arkasında bırakacağı kişileri düşünmeden, öldürme olayını gerçekleştirmesi acı bir durum olduğu kadar bir o kadar da düşündürücüdür. Düşündürücü olan tarafı; yüce Allah’ın bize anlaşmak için verdiği bu dilin neye yaradığını bilmememizdir. Kavga esnasında hiçbir zaman için, silah ve bıçağa sarılmak erkeklik sıfatlarından değildir. Aksine silah ve bıçağa sarılmak korkaklıktır, acizliktir, kendine güvenememektir.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."(NİSA SÜRESİ)’’
Peygamberimiz(SAV) şöyle buyurmaktadır: ’bir mümini öldürdükten sonra zevk duyan bir kimsenin Allah tövbesini ve işlediği iyiliklerini kabul etmez.’’
Ah bir insanı öldürmeden önce bu dilimizi bir kullanabilsek, ah son pişmanlığı yaşamadan öfkemize sahip olabilsek, ah keşke erkekliğin silah ve öldürme ile olmadığını bilsek ne güzel olurdu, bakalım hangi durumda halk seni kahraman ilan ederdi, o zaman anlaşılırdı. Silahımız, bıçağımız, satırımız, hamallığını yaptığımız bütün öldürücü aletlerin yerine, hem kendimizi hem de karşı tarafı rahatlatacak dile başvurmayı deneyelim. Dünyada bana göre tatlı dilden, anlamayan, tatlı dile karşı, kaba dille cevap veren kimse yoktur. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır misali, tatlı dilin açamayacağı kapı, taht kurmayacağı gönül, yoktur. Çünkü bir olay kafada çözüldüğü zaman, hareket ve eyleme gerek kalmayacaktır. Gelin bu sınırsız dünya nimetlerinin olduğu, herkesin kendine yetecek kadar bir pay çıkaracağı bu kısacık dünya hayatını ne kendimize nede başkasına zehir etmeyelim. İki tarafın da fayda sağlamayacağı, birinin kara toprak diğerinin de hapishaneye gideceği bir yoldan hemen geri dönelim. Yol yakınken, iş işten geçmeden, ah keşke yoluna girmeden, karşılıklı anlaşma yollarına başvuralım. Giden geri gelmez, yaptığımız yanımıza kar kalmaz, son pişmanlık fayda vermez.
Peygamberimiz(SAV) şöyle buyurmaktadır: “benden sonra birbirinin boynunu vuran kâfirlerin haline dönmeyin.’’ ’silah bir kurtarma aracı değil, yok etme aracıdır. Allaha emanet olun