Yaz mevsimiyle birlikte köylerden sebze ve meyve hasatlarını yapan vatandaşlar, çarşı merkezinde, pazarlarda ve işlek güzergâhlarda satış yapmaya çalışıyorlar.
Aylarca emek verdikleri mahsullerini evlerine ekmek götürebilmek için sabahın erken saatlerinde bir parça bez üzerinde tezgahlarını açan bu köylülerimiz adına vatandaşlarımızdan bir isteğimiz var.
Ben de organik olmaları sebebiyle bu satıcılardan sık alışveriş yapan bir vatandaş olarak her zaman kendileriyle pazarlık yapanlara şahit oluyorum. Örnek verecek olursak, “Şu kadara vermezsen almam. Senin masrafın nedir ki, ne kira veriyorsun ne vergi. Yok yok, bu fiyata vermiyorsan doldurma, kalsın.” gibi cümleler alıp başını gidiyor.
Maalesef bu cümleler, çok çok üzücü. Evet, belki kira vermiyor ama en doğalından organik ürünü ayağımıza kadar getiriyorlar. Bizim kendilerini tercih etmemizin sebebi de zaten bu. O yüzden, nasıl hiçbir markette bize pazarlık fırsatı tanınmıyorsa, biz de imkan elimize geçtiğinde bu küçük üreticiye karşı pazarlık seçeneğini ortaya koymayalım.
Çünkü unutmamak gerekir ki; çok az sayıda kalan bu küçük üreticiler kazanamadığı için ekim yapmayı bırakırsa, işte o zaman büyük iştahla yediğimiz mis kokulu ürünlere hasret kalacağız.
“FALANKES BATMIŞ” MESELELERİ
Başlıktan da anlaşılacağı bugünkü konumuz sokaklarda, kahvelerde veya özel görüşmelerde geçen başkaların hayatı…
Ticaretin her noktasında duyacağımız bir cümle “valla sanki diyorlar falankes batmış…” cümlenin öncesini ve sonrasını dolduran pek bir şey yok aslında, sadece “DİYORLAR…”
Tabi gönül ister ki, herkesin işi yolunda gitsin ve ne kendisi ne de paydaşları mağdur olsun. Ancak ortada hiçbir şey olmadan da bu iddialar ortaya atılıyor. Neden atıldığı da çeşitli sebeplerle belki sıralanabilir.
Hatta bazen bizi bile arayıp diyorlar ki, “falan şahıs batmış ve kaçmış” ve bizden teyit istiyorlar. Her seferinde şaşkınlık yaşadığımız duruma ne diyeceğimizi artık biz de bilemiyoruz.
Şunun bilinmesini isteriz ki, bu gerçekte olmuşsa bile zaten yaşayanlar için kötü bir durum. Elimizde durumu düzeltecek bir şey varsa birlikte yardımcı olalım, yoksa da en azından durumu onlar için daha kötü bir hale getirmeyelim.
Ancak ortada hiçbir şey yokken adı geçenleri ve paydaşlarını dilimize dolayarak en azından günaha girmeyelim ve kimsenin ticari hayatını lekelemeyelim…