Her gelen günün geçmiş günden daha kötü olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Medeni olmanın ölçüsü açılmak, soyunmanın cesaret, çıplaklığın moda, zinanın erkeklik sayıldığı garip bir zamanda yaşıyoruz. Elbette bunlar kendiliğinden oluşan şeyler değil. Dizilerle, filmlerle, videolarla vs ile bize normalleştirdiler. Kaynayan Kurbağa Deneyi konuyu açıklamak için uygun bir örnektir: Kurbağayı kaynar suya atmışlar kurbağa anında zıplayarak kaçmış, sonra farklı bir yöntem denemişler: önce kurbağayı soğuk su dolu bir tencereye koymuşlar daha sonra yavaş yavaş suyu ısıtmışlar, su yavaş yavaş ısındığı için kurbağa suyun sıcaklığını hissetmediğinden patlayarak ölmüş. Sözün özü; yavaş yavaş gerçekleşen değişikliklere insan genelde tepkisiz kalır. Bugün bizler de aynı durumla karşı karşıyayız. Kademeli olarak hayasızlığı bize normalleştirdiler. Önce ekranlar vesilesiyle gözümüz alıştı, sonra da gözümüzün alıştığı şeyi hayatımıza geçirdik.
Utanma duygusunu kaybetmiş bir millet, imanını kaybetmiştir. Zira peygamber efendimiz “haya (utanma) imandandır”.( Buhari) buyurmuştur. Dolayısıyla utanmayan biri, imanını yitirmek gibi büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu bilmelidir. İmanımız kuvvetlendikçe de haya’mızın (utanma duygumuzun) artacağını bilmeliyiz. Peygamber efendimiz (sav) “haya bütünüyle hayırdır”. (Müslim) demiştir. Peygamber efendimiz evinde edebiyle oturan bir genç kızdan daha hayalı olduğu (Buhari) bildirilmiştir. Aynı fazilete sahip olan Hz. Osman’a özel değer vermiştir. Yine başka hadislerin de Allah resulü: Her dinin bir ahlakı vardır; İslam dininin ahlakı da hayadır. (İbn Mace) buyurmuştur.
Haya sadece kadına has bir durum değildir. Erkekler de bunun muhatabıdırlar. Müstehcen konuşmalar yapan müstehcen videolar izleyen bir erkek de hayasızlık etmiş olur. Peygamber efendimiz (sav) “Arsızlık nerede ve kimde olursa olsun çirkinleştirir. Haya ise nerede ve kimde olursa olsun zarifleştirir”. (Tirmizi) buyurmuştur.
Yazımızı peygamber efendimizin bir hadisiyle bitirelim. İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: şayet utanmıyorsan, dilediğini yap! ( Buhari) İbnü’l-Esîr bu hadisi iki şekilde açıklar: a) Ayıplanmaktan kaygı duymuyor, utanmıyorsan artık seni kötülükten alıkoyacak bir güç kalmamış demektir; içinden ne geçiyorsa yapabilirsin. Buna göre hadis bir tenkit ve tehdit anlamı taşımakta, hayânın kötülükten alıkoyan ahlâkî işlevinin önemine işaret etmektedir. b) Hayâ duygusunu kaybetmediğinden, yapacağın işin doğruluğundan ve utanılacak bir şey olmadığından emin isen bu ölçüler içinde dilediğini yapabilirsin. Bu yoruma göre hadiste utanç duyulmayan işlerin iyi ve yapılabilir olduğuna dair bir işaret ve izin vardır.
Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve (gönül) zenginliği isterim." (Müslim (Zikir 72)