Kâinatı yaratan Allah, içinde yaşadığımız dünyayı bize emaneten vermiştir. Bizler dünyanın sahibi/maliki değil, emanetçisiyiz. “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dönüş de Allah’a dır. (Nur 42) Her şeyi bir ölçüye göre yaratan Allah, kâinatı kusursuz bir şekilde yaratmıştır. Ancak bizler bu emaneti devraldığımızdan bu yana emanete ihanet ediyor kainattaki dengeyi düzeni bozmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Temizliği dinin yarısı gören bir dinin mensupları olarak iyi bir imtihan verdiğimiz söylenemez. Sokaklarımız iki gün temizlenmezse çöpten, kötü kokudan geçemez hale gelir. Piknik yaptığımız alanlar çöpten geçilmiyor., ortak kullanım alanlarımız berbat durumda. Peygamber efendimiz (sav) insanları rahatsız edecek bir şeyi yoldan kaldırmak sadakadır. Buyurmuştur. Çevreyi temizlemek temiz tutmak peygamber efendimizin sünnetidir. Kirletmek ise peygamber efendimizin yasakladığı kerih gördüğü bir durumdur. İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. (Rum 41)
Çöplerini balkondan aşağı atan, sigara izmaritini yere atan, yediği içtiği abur cuburun çöpünü sokağa atan, denizleri kirleten, piknik alanlarını kirleten bizler, bize emanet edilen doğaya karşı büyük bir savaş veriyoruz. Kendi sonumuzu kendi ellerimizle hazırlıyoruz.
Yeryüzünü imar etme görevi verilen insan, tam aksine imha etmek için uğraşıyor. Peygamber efendimiz “Kıyamet koparken sizden birinizin elinde bir fidan bulunur da bunu Kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse, mutlaka onu diksin, bırakmasın. (Buhari)
Peygamber efendimiz; insanların geçtiği yerlere, gölgelendikleri yerlere, ağaçların altına, durgun suya abdest bozmalarını yasaklamıştır. (Ebu Davud)
Kendimiz ve çocuklarımızın geleceği için çevremizi koruyalım. Vesselam.