Ülkemizin birçok yerini, 81 vilayetinden 75’ini görmüş ve karış karış gezmiş bir kardeşinizim. Batman şehrimizi de önceden görmüş olsam da, son 20 gün içinde kaldığım ve ikamet ettiğim için yakında tanıma fırsatı buldum.

Bazı memleketler, bazı şehirler uzaktan görünüşü ve isim olarak çağrışım yapmasıyla farklıdır, içinde kaldıktan sonra sizde bıraktığı iz farklıdır.

Bazı memleketler, bazı şehirler de meşhur ve bilindik oldukları için uzaktan da tanırın ve bilinir.

YANLIZCA PETROL ŞEHRİ DEĞİL

Bir Kahramanmaraş dondurması, bir Gaziantep baklavası, bir Hatay mezeleri, bir Diyarbakır burma kadayıfı, bir Elazığ Orcik isimli üzüm sucukları, bir Malatya kayısısı, bir Afyon kaymağı, bir Ordu fındığı, bir Rize çayı, bir Eskişehir lüle taşı, bir Aydın inciri, bir Van otlu peyniri ile meşhurdur.

Bu ve benzeri şehirlerimizi gitmeden önce de bu özellikleri ile tanır ve biliriz.

Batman ilimiz de elbette petrolün 1948 yılında ilk çıkartıldığı bir şehir olmak hasebiyle petrol şehri olarak bilinir.

Zaten 20 gün boyunca gördük ve anladık ki, Batman’ı Batman yapan elbette petroldür. Ancak yalnızca petrol şehri değildir. Aynı zamanda lezzetli yemeklerin yendiği bir şehirdir de.

5 OSB PLANLANMAKTA

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı TPAO olarak bilinen kuruluşun Batman’ın bir zamanlar nüfusunun 30 binlerde, 40 binlerde olduğu yıllarda, Batman’daki çalışan sayısının 7 bin, 8 binler civarında olduğu söyleniyor ki, bu ne demektir. Batman’da yaşayan her 4 kişiden, her 5 kişiden birisi TPAO’dan geçimini, iaşesini doğrudan sağlamaktadır. Bu çalışan sayısını tüm Batman’a kıyasladığımızda dolaylı olarak düşündüğümüzde, esnafı, bakkalı, berberi, terzisi, kasabı, fırıncısı, işçisi, çiftçisi, köylüsü, kentlisi, neredeyse dolaylı olarak herkes TPAO bağlantılı bir iaşe ve geçime sahip olmaktadır.

Batman Petrolden ivme aldığı gelişme ve kalkınmayı, tarım, sanayi, tekstil, inşaat, barajlar ve turizm ile sürdürmektedir. Yeni yeni Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) açılmaktadır. Sanırım 5. OSB planlanmaktadır.

DAHA DA BÜYÜYECEK

Şu gözlemimi net olarak belirteyim: “Batman kadim kültür ve köklü medeniyetlerden aldığı bir temel ile büyük bir gelişme ve ileride daha da büyük bir istikbale ulaşacaktır.”

Belki iddialı bir söz olacak ancak, belirtmek durumundayım: “Batman, bölgede Diyarbakır ile yarışıyor.”

Elbette, Diyarbakır ayrıdır. Diyarbakır 9000 yıllık bir şehirdir. Hititler, Asurlar, Roma, Bizans, Arap İslam Devletlerinin egemenliğinde kalmış, Selçuklu Türkleri, Artukoğulları, İnaloğuları, Eyyubiler, Akkoyunlar ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından yönetilmiş bir kadim şehirdir. Günümüzde de Türkiye Cumhuriyetimizin müstesna şehridir. Buradan varacağım sonuç şudur: “Elbette Batman ile Diyarbakır bir olamaz.”

BATMAN ÇAYINDAN ALMAKTADI

1935 yılında Batman şu anda kendisinin bir ilçesi olan Beşiri'ye bağlı bir köy idi. 1936'da 25 köyün bağlandığı bir bucak haline geldi. 1940’lı yıllarda Raman Dağı'nda petrol çıkarılmaya başladığında büyük bir ekonomik değişim işte o tarihte başladı.

Petrol çıkartılması demek işçi demekti. İşte bundan dolayı Batman, özellikle 1950’den sonra çok büyük göç almaya başladı. Hızla gelişen İluh'ta (Batman’ın eski ismi) 1955 yılında belediye teşkilatı kuruldu. 1957 yılında Siirt iline bağlı olarak, İluh merkez olmak üzere 22 köyün bağlı olduğu "Batman ilçesi" kuruldu. İlçe adını merkezine 5 km uzaklıktaki Batman çayından almaktadır. Batman 1990 yılında İl statüsü kazanmıştır. Nüfusu resmi kayıtlara göre 650.000 civarındadır.

Şimdi bu gelişmeyi niye anlattım. İlçe olması 1957 ve İl olması 1990 yılında gerçekleşen Batman, 9000 yıllık bir şehir olan Diyarbakır ile nasıl yarışır? Bunu dikkatlere çekmek için bu gelişmeleri yazdım.

Yani bu hızla giderse Batman kısa sürede 1 milyon nüfusunu bulabilir.

Çok hızlı gelişen şehirlere ilk ve en önemli örnek Batman’dır.

Zaten bu özelliği üniversitelerde akademik araştırmalara konu olmuştur.

İNSANİ ÇOK MİSAFİRPERVER

Batman’ın bu genel ve bilinen özelliklerden şimdi de bizim 20 günde müşahede ettiğimiz özelliklere ve güzelliklere gelelim.

1-İnsanları çok misafirperver. Çok dost canlısı. Gerçekten birçok yerde çoktan unutulan misafirperverlik ve hasbi dostluklar Batman’da mevcut.

2-Halk arasında Diyarbakır Bulvarı olarak bilinen ve aslında resmi adı bir yere kadar Turgut Özal, bir yerden sonra da başka bir isim almaktadır. Ancak halk “Diyarbakır Bulvarı” diye adlandırıyor. Hatta espri babında “Hayırlı Akşamlar Bulvarı” diye de anılıyor. Bunun sebebi de Batman halkı uzun yaz günlerinde gündüz sıcakta pek dışarıya çıkmayıp akşam serinliğinde dışarıya çıktıklarında birçoğu şehrin en işlek ve en güzel bulvarında karşılaşıp birbirlerine “Hayırlı Akşamlar” dedikleri için böyle bir ad ile de anılmaktadır.

GENİŞ KALDIRIMLARI VAR

3-Ben bir Kahramanmaraşlı olarak Turgut Özal Bulvarı yani Diyarbakır Bulvarını çok beğendim ve sevdim. Çok da bakımlı ve güzel buldum. Özellikle akşamları ışıklandırma ile harika bir manzarası var. Yol boyunca yemyeşil ve her yeri kaplamış ağaçlar da Turgut Özal Bulvarına ayrı bir güzellik katmaktadır. Bu bulvarın zaten kendisinin oldukça geniş ve kaldırımlarının oldukça geniş olması çok hoşuma gitti. Bu bulvarı planlayan dönemin Refah Partili Belediye Başkanı Salih Gök Ağabeyimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ayrıca Batman’ın İl olmasını sağlayan Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı da rahmet ve minnetle anıyorum.

GASTRONOMİ MERKEZİ

4-Batman’a görev için gelirken bir arkadaş daha önceden Batman’da görev yaptığı için bana şöyle söylemişti: “Ahmet Üstadım, Batman gizli bir yemek ve gastronomi merkezidir” dedi. Ben de “nasıl gizli bir yemek ve gastronomi merkezidir” diye sordum. Kendisi bana “dışarıdan yemekleri ve gastronomik özellikleri pek bilinmez, ancak gittiğinizde göreceksiniz, oldukça lezzetli ve güzel yemek yapan lokantaları var” dedi. Gerçekten de bu husus ve Batman’ın bu özelliğini burada 20 gün boyunca bizzat test ettim ve farkına vardım. Oldukça güzel yemeklerin yapıldığı ve etlerinin lezzetli olduğu yemekleri elhamdülillah Batman’da yedik.

LEZZET VE KALİTE BİRARADA

5-Batman’da yemek yediğimiz ve lezzetli bulduğumuz lokantalara örnek vermek gerekirse, Ciğerci Çavuş, Ciğerci Mıco, Ciğerci Murad, Ciğerci Halo Hayran, Geçit Büryan (üç şubesinin ikisinde yemek yemek nasip oldu), TPAO Site dedikleri alanda yer alan Petrol Lokantası, Ziyade, Çömçe, Çorbacı Mehmet, Kebapçı Mehmet Usta, Şirin Ocakbaşı Lokantası, Öğretmenevi alanında Hünkar Lokantası ve Haşlamacı Mehmet Usta. Bu isimlerini belirttiğimiz lokantalarda elhamdülillah yemek yedik. Bir de önlerinden geçtiğimiz ve meşhur lokantaları gördük. Bu isimlerini saydıklarım gibi Batman halkı tarafından beğenilen lokantalar kapsamında Buket Lahmacun, Çorbacı Halim Usta, Diyar Et Lokantası ve Kristal Et Lokantası da meşhurdur. Tabi tüm lezzetli ve beğenilen lokanta ve tesisleri burada belirtmemiz ve isimlerini saymamız mümkün değil. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Batman’daki lokanta ve tatlıcıların birçoğu lezzetli ve kaliteli hizmet ve sunum yapmaktadır.

KENDİNE ÖZGÜ MEYVELERİ

6-Tatlı, dondurma ve baklavacılar olarak en başta İnaloğlu Baklava ve Dondurma ile Nacaroğlu Baklava ve Dondurmada tatlı ve dondurma yemek nasip oldu, elhamdülillah. İkisi de kaliteli, lezzetli ve güzel baklava ve dondurma sunmaktaydı.

7-Batman’da üzüm, kavun ve incir gibi meyveleri de yemek nasip oldu. Buraya has incir, kavun ve üzüm vardır. Çok farklı ve güzel lezzetlere sahiptir. Batman’a özgü Cefan kavunu çok güzel bir aroma ve tada sahip. Kavun yerken sanki kivi yer gibi tat alıyorsunuz. Hasankeyf ve Gercüş Tayfi ve Mezroni üzümü çok güzel ve harika bir tada sahiptir. Batman’daki incirleri de çok sevdim. Tablacılarda satılan incirlerden neredeyse her akşam kaldığım otele giderken bir tabak içerisinde 1 kilo incir alıp “her akşam 1 kilo incir yedim” dersem doğrudur. Burada bu incirlere Benati diyorlar.

GÜZELSİN ANADOLU

8-Kıra Dağında da güzel temiz hava ve serin bir iklimde dinlenecekle yerler var. Oraları da gezdik elhamdülillah.

Batman’daki gözlemlerimi yazmaya devam edeceğim.

Evet, yazımın sonunda “güzelsin be Anadolu, şirinsin be Anadolu. Her yerin ayrı değerde, her yerin ayrı güzellikte, Maşallah” diye sesleniyorum.

Not: Bize Batman Gazetesi'nde köşe yazarlığı için yer veren Değerli Melek Barış Hanımefendi'ye ve İzzettin Ete Kardeşime ayrıca teşekkür ediyorum. Sağolsunlar.