Müslümanın en belirgin vasfı, yalan konuşmaması ve dürüst olmasıdır. Doğruluk deyince Müslüman, Müslüman deyince doğruluk akla gelmeli... Müslüman cennete layıktır. Cennete gitmenin yolu doğru sözlü olmaktan geçer. Peygamber efendimiz (sav) Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete iletir. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru’ olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme iletir. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında ‘yalancı’ olarak yazılır.”

Yalan söyleyen insan telaşlıdır. Yalanın ortaya çıkma korkusunu yaşar. Bu da onu huzursuz eder. Doğru söyleyen ise rahat ve başı diktir. Kendisini utandıracak bir şey yapmadığını bilir.

Ey Allah’ın Resûlü (s.a.v.)! mü’min korkak olur mu?” dedik. “Evet!” buyurdular. “Pekiyi cimri olur mu?” dedik, yine: “Evet!” buyurdular. Biz yine: “Pekiyi yalancı olur mu?” diye sorduk. Bu sefer: “Hayır!” buyurdular. Evet mümin yalancı olamaz çünkü imanın olduğu yerde yalan barınamaz. Peygamber efendimiz (sav) Müslüman kimdir? sorusuna verdiği cevapta, Müslüman; insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. ( Buhari) buyurmuştur. Dilinden emin olmak; yalan söylemeyeceğine, iftira atmayacağına, kimsenin namusuna dil uzatmayacağına karşı güven veren demektir.  Yine Allah Resûlü “Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı da doğru olmaz! Kulun dili doğru olmadıkça da kalbi de doğru olmaz...  (Ahmed bin Hanbel Müsned) buyurmuştur.

Allah (cc) doğruluktan ayrılmamızı ve bu istikameti koruyabilmek için de doğru söyleyenlerle beraber olmamızı bizden istiyor.  Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun (Tevbe 119)

 Müslümanın alameti doğruluk, münafıklığın alameti ise yalandır. Bu durumda kendimize şu soruyu soralım bizler hangi tarafın alâmetlerini taşıyoruz...

Sözüm ona “yalan olmadan işler yürümez”, yalan değil “pembe yalan” deyip yalanı meşrulaştırma çabası içerisinde olanlar, kendilerini kandırmaktan öteye geçmezler. Bırakın yalanı Allah Resûlü şaka dahi olsa yalan söylemeyi yasaklamıştır. “Ne ciddî yerde ne de şaka olarak yalan uygun düşmez.” (Buhari) Başkalarını güldürmek için yalan söyleyen kimseye cehennem vardır. Azap ona olsun, azap ona olsun!” (Ebu Dâvud, Tirmizî) buyurmuştur.

Eşimiz ve çocuklarımızla konuşurken de asla yalana tevessül etmememiz lazım.  Çocuklarımızı susturmak ya da bir şeye ikna etmek için yalan söylemek sık yaptığımız hatalardan biridir. Oysa Peygamber Efendimiz (asm) bunu yasaklamıştır.  Abdullah b. Amr (r.a.) anlatıyor: “Ben küçüktüm, Peygamberimizin evimizde bulunduğu bir günde, annem “Gel sana bir şey vereceğim.”  Diye çağırdı. Peygamberimiz anneme: ‘Çocuğa ne vermek istedin?' diye sordu. Annem:'Hurma vereceğim.' dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: ‘Eğer (çocuğu aldatıp ona) bir şey vermeseydin, sana bir yalan günahı yazılırdı.' buyurdu."(Ebû Davut, Edep, 88)

Allah’ım bizi doğruluktan ayırma ve bizi doğrularla beraber haşreyle Âmin.