İslam dininde emir ve nehiler, farzlar ve haramlar muhakkak bir maksat için yapılır ya da terk edilir. Aynı şekilde ilim öğrenmekteki maksatta kuru bir malumat elde etmek için değil, bildiklerimizi amele dönüştürmek içindir. İlim amel etmek için istenir, tıpkı amelin kurtuluşa ermek için istendiği gibi.
Kuran-ı Kerim’e baktığımızda iman ile iyi amelin beraber zikredilmesi ( Ra’d 29, Talak 11, Muhammed 2, Asr 3) yine farklı ayetlerde sadece iman ettik demekle insanın kurtulamayacağının (Ankebut 2) vurgulanması, amelsiz bir müslümanlığın Allah katında makbul olmadığını açıkça ifade eder.
Sadece İnandım demekle ya da elhamdülillah müslümanım deyip hiçbir salih ameli işlememekle, “amel önemli değil önemli olan kalbin temizliğidir” diyenler bu yanlış düşüncelerine ne Kur’an da nede sünnette referans bulamaz. Düşüncelerini ( amelsiz Müslümanlık) çürütecek deliller var. Ebu Derda bu konuda şunları aktarır : “ Hz peygamber ile beraberdik, bir ara gözlerini ğöğe dikti ve şunları buyurdu: Gün gelecek, ilim insanları terk edecek, insanların onda hiç nasibi kalmayacak.” Ziyad bin Lebid Ensari sordu: “ Ey Allah’ın Resûlü, Kur’an okuduğumuz halde ilim bizi nasıl terk edecek ki? Allah’a yemin olsun ki hem okumaya, hem de hısım ve çocuklarımıza okutmaya devam edeceğiz. Hz peygamber şöyle dedi: “Ey Ziyad, Allah seni ıslah etsin! Ben seni Medine’nin en akıllılarından zannederdim. Yahudi ve Hristiyanların elinde de Tevrat ve İncil yok muydu? ( Tirmizi, ilim 5) Tevrat ve İncil ellerinde olduğu halde, onlarla amel etmediler.
Allah Resûlü (sav ) kul kıyamet günü şu dört şeyde sorulup da hesabını vermeden ayakları durduğu yerden kımıldamayacaktır. Ömrünü nasıl geçirdiğinden, malını nasıl elde ettiğinden, o malı nerelere sarf ettiğinden ve ilmiyle amel edip etmediğinden ( Tirmizi)
Ali (radiyallahu anh) Bir gün adamın biri Allah Resûlü (sav) e şöyle sordu: Ya Resulullah cahilliği benden ne giderir? Dedi ki : “ilim giderir” Adam bu sefer: “ peki ilmin mesuliyetini benden ne giderir? Deyince Allah Resûlü (sav) “ onunla amel etmek buyurdu. ( Cami’ul Beyan)
İlim öğrenip bildiklerini başkalarına öğreten, ancak bildikleriyle amel etmeyenlerin ahiretteki durumu:
Velid b. Ukbe ( radiyallahu anh) Rasûlullah (sav) şöyle dediğini nakleder: “ Cennet ehlinden olan bazı insanlar, cehennemliklerden bazı kimseleri görünce onlara: Neden ateşe atıldınız? Vallahi biz ancak sizin bize öğrettiğiniz ilimle cennete girdik derler. Bunun üzerine onlar da şöyle der : “ Muhakkak ki biz bunu söylüyorduk ama onunla amel etmiyorduk. ( Tefsiru İbn Kesir)
Enes b. Malik ( radiyallahu anh) Rasûlullah (sav) şöyle buyurduğu u rivayet eder: “ İsra gecesi dudakları ateşten makaslarla kesilen bir kavme getirildim. Dudakları her kesildiğinde yeniden eski haline geliyordu. Dedim ki Ey Cebrail bunlarda kimdir? Dedi ki: Bunlar senin ümmetinden söyledikleri halde kendileri yapmayan, Allah’ın kitabını okudukları halde onunla amel etmeyen hatiplerdir. ( Ahmed bin Hanbel) buyurdu.
Ebu Kılabe der ki: “ Eğer Allah sana bir ilim nasip ederse, sende O’na bir ibadet sun sakın ha hedefin sadece o ilmi insanlara nakletmek olmasın.
Sehl b. Abdullah ( rahmetullahi aleyh) “ ilmin hepsi dünyadır. Onun âhiret kısmı ise kendisiyle amel edilen kadardır.
Ebu Derda (radiyallahu anh) “ Allah bir kula ilim öğretince, mutlaka bununla amel etmediği kısmından kıyamet günü onu mesul tutar.
İlim öğrenirken niyetimiz çok önemli zira niyetimize göre ilim bize ya fayda verir ya da zarar. Bakın peygamber efendimiz ne buyuruyor: “ Kim ilmi, sırf alimlere karşı tartışmak ve övünmek, cahillerle münakaşa etmek ve insanların teveccühünü kazanmak için öğrenirse Allah onu cehenneme koyar. ( Tirmizi)
Malik b. Dinar dedi ki : Eğer kul ilmi amel etmek için talep ederse, ilmi onun kibrini /böbürlenmesini kırar. Eğer ilmi bunun dışındaki bir sebeple talep ederse, ilim onun ya günahını ya da kibrini artırır.
Ebu Abdullah er Ruzbari der ki : “ Her kim sadece ilmi elde etmek kastıyla ilim öğrenmeye çıkarsa, ilim ona hiçbir fayda vermez. Her kim de kendisiyle amel etmek için ilim öğrenmeye çıkarsa, az olan ilim dahi ona fayda verir.
Ali b. Ebi Talib ( radiyallahu anh) şöyle demiştir. İlim ameli çağırır, eğer amel buna icabet etmezse ilim yol alır.
Abdullah b. Mutez der ki : “Amelsiz ilim tıpkı meyvesiz ağaç gibidir. Yine başka bir sözünde “ Münafığın ilmi dilinde, müminin ilmi ise amelindedir”.
Suleyk (radiyallahu anh) Rasûlullah (sav) ‘in şöyle dediğini nakleder : Eğer alim kişi ilim öğrenir de onunla amel etmezse, insanları aydınlattığı halde kendisini yakıp tüketen muma benzer. ( ed Durru’l Mensur suyuti)
Allah’ım bildiklerimizle amel etmeyi, amelimizde de ihlaslı olmayı nasip et. AMİN