Şimdi başta şunu söyleyeyim. Mehdi beklemek ve bu bekleyiş bizi atalete ve tembelliğe düşürüyorsa, oldukça yanlış ve oldukça boş bir bekleyiştir.

Başta şunu da söyleyeyim. Hiçbir zaman “Mehdi’yi boş boş bekleme anlayışında olmadım ve her daim İslam için, iman, için ve Müslüman için çabaladım ve çalıştım.”

Buna rağmen şunu da belirtmekte fayda var, “mehdi Hak’tır ve gelecektir.”

Mehdi Hak’tır derken, iki hususu kastediyorum.

1-Mehdi’nin yol göstericiliği ve rehberliği açısından, kurtarıcılığı açısından Mehdi Hak’tır. Hak, Allah manasına gelir. “Mehdi, Allah’tır diyorum.” Yani, hidayet veren kurtaran yol gösteren ve rehberlik eden her daim Bize Allah’tır. Ben dahi bu satırları Allah’ın rehberliğinde yazıyorum.

2-Mehdi, bir kişidir ve ahir zamanda gelerek tüm mazlumları kurtaracak ve Dünya’yı adaletle yönetecek Kul’dur. Yani bir abd’tir. “Mehdi Abdullah.” Mehdi Abdullah’tır derken ismi Abdullah değil. Bir kul olarak Abdullah’tır. Herkes Abdullah’tır. Bu Ahmet Sandal da bir Abdullah’tır.

Mehdi gariban bir Kul’dur. Öyle çok haşmetli, azametli ve dehşetli değil, garip bir Kul’dur.

Kul Mehdi, hikmetlidir, boş değildir, O Mehdi heybetlidir, ancak haybetli değildir. Mehdi kul bereketli, mağfiretli, rahmetlidir, ancak zahmetli değildir.  O kul Mehdi kudretli ve nusretlidir, ancak zayıf ve güçsüz değildir.

O kul Mehdi’nin vakti geldi. Vakti geldiğine göre kendisi de geldi. Bir şeyin gelmesi için vaktinin gelmesi gerekir. Bahar gelmeden hiç çiçekler açar mı? Yaz gelmeden hiç meyveler olgunlaşır mı? Sonbahar gelmeden hiç yapraklar sararır mı? Kış gelmeden hiç karlar yağar mı?

Mehdi’nin vakti geldi. Gerçekten de Dünya’da bu güne kadar görülmemiş vahşet, adaletsizlik ve kıyımlar yaşanıyor. İşte birkaç gündür terörist İsrail gözü dönmüş siyonist Yahudiler katliam yapıyorlar. Filistin’in Gazze şehrini gece-gündüz bombalıyorlar. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve bilumum şer Ülkeleri terörist İsrail’in vahşetine destek oluyor. Mazlumlar çaresiz ve mazlumlar kimsesiz. Silah onlarda, para onlarda, güç ve iktidar onlarda.

Çoluk çocuk dinlemeden, kadın yaşlı dinlemeden, sivil asker ayrımı yapmadan önüne geleni katlediyor lanetli Siyonist Yahudiler. Arkalarına da masonik Evanjelik alçakları almışlar saldırı üstüne saldırı yapıyorlar.

Müslümanlar başsız. Müslümanlar hilafetsiz. Mehdi elbette Halife olmalıdır.

Bu yaşadığımız durum Filistin’e has özel bir çile, zor bir çile ve büyük bir çaresizlik. Bir tarafta zorba Devletler ellerinde nükleer silahtan tutun en acımasız silahlara kadar var. Bir tarafta çaresiz, silahsız bir halk. Bu iki taraf arasında hiçbir denge yok. Denge için Mehdi gerek.

Esasında bunun yanında Dünya’da genel olarak adaletsizlikler ve yoksulluk var. Gücü yeten gücü yetene saldırıyor. Nice savaşlar var. Acımasızlık var. Fakir-zengin arasında gelir bakımından büyük fark var. Uçurum var. Büyük haksızlıklar var. Dünya’daki gelirin ve servetin %80’i, %20’nin elinde. Bu adaletsizliğe kul razı olsa Allah razı olmaz.

İşte bu en zor ahvalde, bu çaresizlik içinde bir Mehdi gelmelidir ki tüm insanlık, bu zulümler, bu şerlerden, bu haksızlıklardan, bu zorbalıklardan kurtulsun.

Şimdi bu yazıda Mehdilik ile ilgili Hadis-i Şeriflere yer vermeyeceğim. Onu bir başka yazıda açıklayacağım. Bir şiir ile huzurlarınızdan ayrılacağım. Bu şiir 10.10.2023 tarihinde yazdırıldı.   Evet yazdırıldı. Yazılmadı, yazdırıldı. 

KALMADI*

*Filistin halkı Yahudi bombaları

altındayken mısra mısra gözyaşı.

 

Zulümler yeri göğü titretiyor.

Adaletli hakim, kadı kalmadı.

Zalimler ne duyuyor, ne hissediyor.

Huzurun ismi, adı kalmadı.

 

Öyle bir çağ ki bu güçlü haklı.

Herkes kuzu kuzu, kalmadı farklı.

Bu ahvalde insanın şaşıyor aklı.

Hayatın anlamı, maksadı kalmadı.

 

Yerler altında şeref, izzet, onur.

Kimin umurunda vicdan, bilinç, şuur?

Hani nerede bir babayiğit, cesur?

İnsanın evladı, ahfadı kalmadı.

 

Harpler, savaşlar sürüyor günbegün.

Sabah akşam, acı, keder ve hüzün.

Hani nerede toy, nerede düğün?

Gönlümün neşesi, şadı kalmadı.

 

Baktığım her yerde acı görüyorum.

Her gün başka kederlere yürüyorum.

Ne bir zevk, ne bir keyif sürüyorum.

Ağzımın lezzeti, tadı kalmadı.

 

Gazze'de çocuklar babasız, anasız.

Dünya olmadı hiç bu kadar vicdansız.

Ne söylesem boş, ne desem manasız.

Dilimin ahı, feryadı kalmadı.

Sözümün ahı, feryadı kalmadı.

 

Tükendi gözümün yaşı kalmadı.

Tükendi gözümün yaşı kalmadı.