Sözün bittiği yerdeyiz. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir durumla karşı karşıyayız. ABD başta olmak üzere batılı devletlerin desteğiyle siyonist İsrail Gazze’de büyük bir katliam yapıyor. Cami, okul ve en son hastane bombalayarak ekseriyetle çocuklardan oluşan bine yakın insan katletti. Yine saldırılar sebebiyle evlerinden ayrılmak zorunda kalanların oluşturduğu konvoy İsrail savaş uçakları tarafından hedef alındı, yüze yakın insan katledildi. Öyle bir hal ki Gazze’de kalsalar da çıksalar da her halükârda öldürülecekler.

İlk günden bu yana sosyal medyaya düşen bir kısım haberler:

Terör devleti İsrail’in Gazze’deki katliamlardan yaralı olarak kurtarılan 101 numaralı bebek Gazze şifa Hastanesinde tedavi görüyor. 101 numaralı çünkü kendisinden önce ailesi şehit mi yoksa sağ mı bilinmeyen 100 bebek daha var.

Gazze’de bir baba “bugün çok garip bir şey yaptım. Kendi çocuklarımı kardeşimin çocuklarıyla değiştirdim. Onun bir çocuğunu aldım ve ona kendi çocuğumu verdim. Eğer benim evim bombalanırsa, çocuklarımdan biri yaşayacak. Eğer onun evi bombalanırsa, onun çocuklarından biri yaşayacak.

İsrail saldırılarında 47’den fazla aile nüfustan silindi.

İsrail, günde 100 bin Filistinliye ekmek sağlayan bir fırını bombaladı.

Siyonist terör örgütünün yaptığı korkunç katliamda hastanedeki masum bebek, elinde bir parça ekmekle vefat etmiş.

İsrail Gazze şeridinde yıkılan bir hastanenin enkazı altında kadın ve çocukları arayan kurtarma ekiplerine ikinci bir hava saldırısı düzenledi.

İsrail’in hava saldırıları sonucu parçalanan çocuğun bedenini elindeki poşetlerde taşıyan babanın feryadı: çocuklarım öldü.

İşgalci İsrail‘in işbirlikçisi ABD, BM Güvenlik Konseyinde Gazze’ye insani yardım sağlanması için çatışmalara ara verme çağrısında bulunan karar tasarısını veto etti.

İşgalci İsrail, Gazze şeridinde son 24 saatte 678 Filistinliyi katletti.

Bakıp izlemeye cesaret edemediğimiz görüntü ve videolar var.

Evet soruyorum daha ne olmasını bekliyoruz.  Niye bir çözüm bulunamıyor. Niye İslam ülkelerinin liderleri üç maymuna oynuyor. Daha ne zamana kadar bu zillet? Parçalanmış bebeklerin cesetleri, çocuklarının başında feryat eden annelerin çığlıkları vicdanınızı hiç mi sızlatmıyor?

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17) İslâm âlimleri, genel anlamda, kötülükleri el ile değiştirmenin yöneticilerin, dil ile değiştirmenin âlimlerin; kalp ile değiştirmenin de bunlara güç yetiremeyen zayıfların, avamın görevi olduğunu söylerler. 

Kısaca herkes üzerine düşeni yapıp, somut adımlar atmalı.

 Müslüman bir birey olarak sorumluluklarımız:

Samimi, bir şekilde dua etmek.

Gücümüz nispetinde maddi destek sağlamak.

Basın açıklamalarıyla, yürüyüşlerle, sosyal medyada  aracılığıyla gündem oluşturmak.

İsrail ve ABD mallarını boykot etmek

Kudüs ile ilgili en az bir eser okuyup, ailemize arkadaşlarımıza anlatmak.