DİYANET REİSİ ve MÜDERRİSLER!
Evet, geçenlerde Diyanet İşler Reisi Sayın Ali Erbaş medrese ve müderrisleriyle ilgili bir beyanatta bulundu. Beyanat hayreti mucip, gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu için gerçek izahatını yapma gereğini gördüm.
Evet, Sayın Reis diyor ki medrese, ilim noktasında eksik, temsil kabiliyetinde kâfi değildir, Müderrisler (Seydalar) ise icazet verme yeteneğine sahip olsalar da tam ilim- irfan seviyesinde değiller, hatta medresede kuran ilmini yani tecvit ilmini hiçe saymaktalar.
Cevaben derim ki: Ben, Çağlar Boyu İslam Fıkhı,2. cilt, Mezhepler ve sistemler, Divana Babniri, Şeyh –Müteşeyyih, Dengeyi bozanlar, Fethülcelil tercümesi, el-fıkhül eş-şamil lil asar Arapça 2. cilt, Türkçe şiir kitapçık, Kitapları telif eden ve İzmir ilahiyat fakültesi son sınıf talebelerine 7 yıl ders veren bir medrese hocasıyım. Bu eserleri kaleme alma kabiliyetini medreseden almışım.
O zaman fakültede fıkıh hocası Profesör, Osman Eskici oğlu benim şahsımda medrese âlimleriyle ilgili şu itirafta bulunuyordu. “Bu medrese hocası yanımızda iken biz Arapça kaynaklara ciddi mana veremeyiz, ibareyi düzgün okuyamayız.” Hatta merhum bana “Sen medrese hocası olarak benim Seydamsın” derdi. Allah rahmet eylesin.
Şimdi, yalnız Batman’da benim gibi kitap yazacak, fakülte’de ders verecek değerli medrese hocaları kesrettedir.
Evet, medresede 12 ilim, hatta أَسْطُرُلابٍ ilmi (yıldızlar arasındaki mesafeyi tespit eden ilim) dâhil etsek ki medrese hocası Mevlana Halit, o ilimde mahir olmuştur, sayı fazla olacaktır. ( Usul, matematik, Hendese /astronomi ve coğrafya bu 12 ilmin içindedir.)
Müderris ise bu ilimlerden mücehhez olan âli cenap bilge ve profesördür.
Hulasa medrese Kuran- hadis ve sosyal ilimlerin manasını, icazetini gerçeğini tafsil merkezidir, fıkıh, hadis ve kuranın mana ve icazı medresede gerçekleşmiştir ve müderris bu ilimleri haiz bir bilgedir. Medrese ve müderristen olmasaydı kuran, hadis, fıkıh ilimleri mahcur ve akim kalacaktı.
Evet, itiraf edilmelidir ki şimdiye kadar İslam’ın ve bahusus edebiyat unsuru olan Nahiv, Sarf ve dinin temeli hadis, tefsir ve fıkhın yürürlükte kalması ve zamana inkişaf edilmesi medrese ve müderrisler sayasındadır, şimdi de ilimlerin Arapçadan başka dillere tercümesi medrese âlimlerin eseridir.
Şu gerçeği de bilmek lazımdır: Asri saadette yetişen Eshabussufa sahabe âlimler medrese âlimleridir, esasen Suffa da medresedir. İmam Şafii, İmam Ebu Hanife ve diğer bütün müçtehitler medreseden gelmiştir. Asrımız birinci âlimi sayılan Bediüzzaman medrese âlimidir. Keza İmtihan tefsirini şerh eden ve Küşadesinde medfün olan Adalı, mantık ilmini ilerleten Fenari, Fatihin hocası Akşemseddin medrese âlimleridir. Elmalı ve Mehmet görmez gibi Diyanet reislerin çoğu medrese âlimleridir.
Asırlarca Doğu- Güneydoğu da yetişen medrese âlimlerinin (Seydalar) sayısı pek fazladır. Mevlana Halit, Hazret, Ş. Hamit, Ş. Seyda, Ş. Cüneyt, Ş. Ahmet Hıznevi, Seyda mele Hasan tilmizi, Seyda mele Hüseyin Küçük Farkını, benim Seydalarım Ş. Arif, Ş. Afif Hamidi, Arapkentli Seyda Muhammet, Seyda mele Yasin medrese ulemasıdır. Keza babam mele Yusuf, mele Abdulvehep, mele Fahrettin, mele İsmail, Halil Gönenç, Sadreddin Yüksel, Memat Uyanık ve hatırlamadığım daha çokları ilim deryası vasfında medrese Seydalarıdır.
Muhterem Reis Bey müderrislerin tecvit ilmine önem vermediklerini itiraf ediyor. Elcevap, müderrisler tecvide itiraz etmezler fakat Kuranda, رتل القرانdenilerek emir olunan Tertil’ den söz ediyorlar. Zira kuranın ifadesiyle Tertil ile okumanın vacip olduğunu biliyorlar, tefsirlerde beyan ediyorlar ki bu TERTİL kâfidir. TECVİT ise, içtihadıdır, hatta imam Şarani Mizanülkübra adındaki kitapta derki. “Bazı ulema, tecvit sadece lafza ehemmiyet verdiğinden ve manayı ve huşu vasfını unuttuğundan dolayı namazda okunmasının mekruh olduğunu söyler.
Birçok ulemanın bir günde bir hatim indirmeleri, teravihte aynısını yapmaları gösteriyor ki tecvitle değil, tertil ile okumuşlar.
Şu da var ki medrese tecvide itiraz etmez, hatta Remli fetavasında zikir edildiği gibi Bin Hacar ve Remli gibi büyük müçtehitlerin yanında Tecvit vaciptir.
Bununla beraber TECVİT Karabaş denilen küçücük kitapçıktan ibaret olduğu için medresede cüzi yer tutmaktadır, bir talebe icazet alabilmek için takriben 15 sene okur, fakat bir günde en fazla bir haftada bu kitapçığı kurallarıyla ezberleyebilmektedir.
Tecvitle okusan manayı unutma.
Kuran yasadır, lafzına tıkanma.
Lafızla mana bil, birine bağlanma.
Medreseyi öne al, yabana atma. Hakka namzet ol.