Kara bulutlar karabasan gibi üzerime çökse de,

Umut doluyum! 

Çünkü, kapkara buluta bir rüzgar yeter. 

Zifiri bir karanlık etrafımı sarsa da,

Umut doluyum!

Çünkü, en koyu karanlığa bir mum yeter. 

Bilgisizlik her yeri kaplamış olsa da,

Umut doluyum!

Çünkü, en inatçı cehalete tek bir bilgi yeter. 

Zalimler hayatı zindan etse de, Umut doluyum! 

Çünkü en gaddar zalimlere bir tek iman yeter. 

Umut doluyum! 

Azgın Nemrut'u bir tek İbrahim (as) yendi.

Umut doluyum!

Müstekbir Firavun'u bir tek Musa (as) devirdi. 

Umut doluyum! 

Pagan Roma’ya ve Kışkırtıcı Yahudilere  bir tek İsa (as) karşı durdu. 

Umut doluyum! 

İnatçı ve Zorba Ebû Cehil'i ve müşrik düzenini  bir tek Hazreti Muhammed (asm) yerle bir etti.

Umut doluyum!

Dört yüz çadırlık bir Beylikten Ecdadım Osman Gazi öncülüğünde üç kıta yedi denizde altı yüz yıl hüküm süren bir Devletim oldu. 

Umut doluyum!

 Bizans dedikleri köhne Doğu Roma’nın saltanatını benim Ecdadım Fatih Sultan Mehmed Han yıktı.

Umut doluyum! 

Bizde Muhammedî (asm) keskin bir bakış ve Muhammedî (asm) bir dik duruş var. 

Umut doluyum! 

Kıyamete kadar Bize Hazreti Kuran yeter. 

Yoldaşımız Kuran olsun yeter.

Umut doluyum! 

Ezelden ebede Bize Hz. Allah (cc) yeter. 

Allah (cc) Bize Vekildir. 

Umut doluyum!

Ve galip geleceğiz.

Umut doluyum!   

Tarihteki zaferleri tekrar yaşayacağız. 

İnşaallah.

Evet, geçen gün böyle şiirsel bir sesleniş ile haykırdım ve umut dolu olduğumu beyan ettim. Zaten bize de bu yakışır. Umut dolu olmak ve her şartta umut taşımak bize yakışandır. Çünkü biz Müslümanız. Müslümanlar her daim umut dolu olmak durumundadır. Umut Allah’tan, umutsuzluk şeytandandır.

Evet, öyle bir Dünya’dayız ki, öyle bir asırdayız ki, birçok olumsuzluklarla karşı karşıyayız.

 

Şair diyor ya, (Sezai Karakoç)

“Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.”

Aynen öyle, bizim için zaferler var.

Her yenilgi bir zafer bizim için.

Tarihlerden beri bir ricat (geri çekilme) içindeyiz. Hep ileri, hep daha ötelere doğru yürüyen ordumuz (maalesef) 1683’ten sonra hep gerilemiştir.

1683 Viyana Kuşatması bir hüsran ile sonuçlanınca, Osmanlı o Kuşatmada bozguna uğrayınca, ilerleme tersine dönmüş ve ricat (geri çekilme) başlamıştır. Halen de ricat devam ediyor.

Filistin’deki şu son iki aydır başımıza gelenler ne böyle?

Ricat değil de ne?

Yahudi siyonistler üzerimize bomba yağdırıyor. Osmanlı’nın bir emaneti Filistin ve Kudüs, kuşatma altında ve üzerimize karabasan gibi çökmüş bir siyonist terörist tehdit var.

1948’den beri sürmektedir bu tehdit.

O tehdit, o zulüm tesirini, düzeyini 7 Ekim 2023’ten beri artırdı. Çoluk çocuk dinlemeden her gün Müslümanları katleden siyonist terörist İsrail ve onun alçak aşağılık destekçileri AB ve ABD yöneticileri üzerimize karabasan gibi çöktüler. Bu ahvalde bize yakışan elbette dimdik durmaktadır. Bize yakışan onurlu bir direniştir.

Dimdik duran ve direnen umut dolu bu yürekler elbette kazanacaktır.

Zafer bizimdir. Zafer inananlarındır.

(Yakup dedi) “Ey oğullarım! Gidin de Yusuf’u ve kardeşini iyice araştırın, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü inkâr edenlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez!” (Yusuf Suresi, 87)

Vesselam.