Müslümanların birinci gündem maddesi elbette Gazze olmalı. Benzeri görülmemiş bir soykırıma şahit olduğumuz bu günlerde başka bir meseleyi yazmak zorunda kalmamız gerçekten acı verici.

Bugün Müslümanların başına gelen en büyük musibetlerden birisi cehennem ehli olan Yahudilere ve Hristiyanlara benzemeleridir. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözünü gerçekleştirecek derecede onların peşinden gitmeleridir: “Şüphesiz siz, öncekilerin yollarını tıpa tıp izleyeceksiniz. Hatta onlar bir keler deliğine girseler siz de oraya gireceksiniz.” Denildi ki: Ey Allah’ın Rasûlü Yahudileri ve Hristiyanları mı? Buyurdu ki “Ya kimi kastediyorum” (Buhari ve Muslim) bugün biz İslam’a mensup olanların çoğunluğu bu açıdan kâfir milletlerden ayırdedilemez hale geldik. Bize düşen Allah’ın şeriatından sapan herkese inançlarında, adetlerinde, bayramlarında, ahlaklarında, giyim-kuşam ve yeme-içmelerinde onlara muhalefet etmektir. Yüce Allah bir Müslüman ve İslam toplumu için başkalarından bağımsız bir kimlik ve kişilik oluşturmaya büyük önem vermiştir.

 Ortadoğu’da dökülen kanların müsebbibi olan Yahudi ve Hristiyanları taklit etmek ne büyük aymazlık.  Yahudilere ve Hristiyanlara uymayı ilericilik ve medenilik, onların kutlamalarına katılmayı da medeniliğin bir gereği zannetmek ise daha büyük bir aymazlıktır.

 Müslüman kanı akıtan bu katillere benzemek onlara hayranlığa, sevgiye, izlemeye, dostluğa ve itaate yol açar. Batıl ve kötülüklerine duyulan hayranlık, peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in “Kim bir kavme benzerse onlardandır. “(imam Ahmed, Ebu Davud) tehdidinin içine düşme sebebidir. Zira bunları taklit etmek Müslüman kimliğin kaybolasına sebeb verir.

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ehli kitabın ve diğer kâfirlerin adet ve geleneklerinin alınmasını yasaklamış, onlara muhalefet etmeyi emretmiştir. Bu konuda o kadar dikkat ediyordu ki Medine’deki Yahudiler şöyle dediler: “Bu adam bize ait hiçbir şey bırakmak istemiyor, ne varsa bize muhalefet ediyor” (Müslim) Ehli kitaba ait hiçbir iz bırakmayan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem acaba bugün bizim çarşı pazarımızı dolaşsaydı ne derdi acaba? Bir tarafta süslenen çamlar diğer tarafta her sokak başında bağırarak kumara (milli piyango) davet eden insanlar... Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Kim arkadaşına “gel seninle kumar oynayalım derse derhal sadaka versin” (Buhari) buyurmuştur.  Piyango bileti almak, satmak kumardır. Kumar ise şeytan işi birer pisliktir (Maide 90).

Sözde Hz. İsa’nın doğumunu kutlamak olan yılbaşı Hz. isa’ya atılmış büyük bir iftiradır. Bugünde çoğu zaman içinde dans, müzik ve içki bulunan kadınlı erkekli karışık gece kutlamaları yapılır. Burada sayılamayacak kadar günah işlenen bu kutlamaların Hz. İsa ile bir ilgisi yoktur.

Yılbaşı kutlamak haramdır. İslam alimleri bu hükmü şu ayetlere dayandırmışlardır.

Sonra seni din konusunda bir şeriat sahibi yaptık. Sen ona uy. Bilmeyenlerin heva ve hevesine uyma (Casiye 18)

Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, o taktirde sen mutlaka zalimlerden olursun. (Bakara 145)

Böylece biz onu ( kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de koruyucu ( Ra’d 37)

Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz. ( A’raf 3)

Yazımızı büyük şair Mehmet Akif Ersoy’a ait olduğu söylenen konuyla alakalı bir şiirle bitirelim.

Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?
Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.

Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yıl başına!
Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!


Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.
Gördümki, noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.

Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.
Heyhat! Duyuramadım ne Âhmed'e ne Mehmed'e.


Ey Âlem-i İslâm'ın baş tacı, büyük Türkiye!
Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası, Kiminin maymunu var, kiminin "Noel babası!"
Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter.


Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer.
Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde.

Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde.
İslâmdır bu vatanın dini, kitabı Kur'an-ı Kerim'dir.


Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır.
Kalamaz bu böyle Fatihin, Yavuzun diyarı, Noel kutlamada, geçerek hiristiyanları.

Maziyi düşündüm de hayran oldum istiklâle Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle, Çanakkale'de şehidlerim kefensiz yatıyor!..


Sakarya'nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!..
Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların.

Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların.
Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.


Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım!
İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda.

Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında.

Ya Rab! Hidayet ver kurtulsun bu millete.