Turgut Özal Bulvarında yapılan ilk iş merkezlerindendi. Hizmete açıldığında herkes “keşke benim de burada bir ofisim olsaydı” diye düşünürdü. Çünkü şehrin en işlek ve hareketli yerindeydi, cephesi güzeldi ve her yere yakındı.

Tarifini verdiğimiz yer “KEVSER İŞ MERKEZİ”dir. Bu iş merkezinde çok sayıda Avukat, Muhasebeci, Müteahhit, Gazeteci oturduğu gibi bir o kadar da sivil toplum örgütü var.

Gelin görün ki; bu güzelim iş merkezi şimdilerde çok zor durumda. Asansörleri çalışmadığı gibi her taraf çöplerle dolu ve her katını su almış durumda. İnsan böyle bir manzara ile karşılaştığında üzülüyor ama yapılabilecek bir şey yok, çünkü her şey ortada…

Kevser İş Merkezindeki ilgisizliğin nedenini bilmiyoruz ama, ortak akılla burasının çok kısa bir zamanda ayağa kaldırılabileceğine inanıyoruz. Batmanlılar olarak maalesef daha toplu yaşam koşullarını bilmiyoruz, bilmeyince de her şeyi kendi isteğimizle yapabileceğimizi düşünüyoruz.

Toplu yaşam alanlarında kanunların belirlediği yönetim maddeleri vardır. Hiç kimse “ben istemiyorum, ben kabul etmiyorum” diyemez. İşte biz buna daha alışmadığımız için aynı sitede veya iş merkezinde kaldığımız kişilerle anlaşamıyor ve işi inada sürükleyerek kendi sağlığımızı hiçe sayıp uygun olmayan koşullarda yaşıyoruz.

Kevser İş Merkezinin şu anki hali gerçekten içler açısı. Yöneticisi var mı, yok mu bilmiyoruz ama muhtemelen yoktur ki, her şey kaderine terkedilmiş. İş merkezinin kapısından içeri girdiğinizde ayakkabınız sulara giriyor, asansöre yöneldiğinizde asansörün çalışmadığını görüyorsunuz, aydınlatma pencerelerinin önü çöplerle dolmuş vaziyette, merdiven korkulukları aylardır silinmediğinden dokunduğunuzda elleriniz simsiyah oluyor, katlar arasındaki otomatik lambaların çoğu yanmıyor.

Ama katlara çıkarken çok sayıda Avukat, Müteahhit, Muhasebeci, Gazeteci tabelalarını görüyorsunuz. Bunlarla binayı mukayese edince de ortada bir anlaşmazlığın olduğunu görmüş olursunuz. Büyük bir olasılıkla mal sahipleri sorunu kiracılara, kiracılar da mal sahiplerine yüklüyor. Ya da ofis sahipleri yapılacak bir çalışma için katkı sağlamayacaklarını söylüyorlar.

Bu sorun çözülmeyecek bir sorun değil.

Eğer işyeri sahipleri bu binanın kurtarılmasını ve en iyi bir şekle gelmesini istiyorlarsa gerekirse profesyonel bir yönetici tutacak, binaya yapılması gereken onarım ve tadilatların listesini çıkaracak ve kısa bir zaman sürecinde sıkıntıları ortadan kaldıracak. Buna rağmen olumlu bir adım atılmazsa, bir avukat tutulup “ortak yaşam” koşullarına uygun kararlar alınmasını talep edecek buna katılmayanlar hakkında da icra takibi başlatılarak yasal süreç işletilecek.

En kötü iş merkezindeki kiraların 5-6 bin liraya çıktığı Batmanda, Kevser İş merkezini bu halde bırakmak herkesi üzüyor. Yapılacak bir bakımla burasının değeri artacağı gibi, iş yerleri kapış kapış kiralanacak, hatta satın alınacaktır.

Başta belirttiğimiz gibi burada nasıl sorunların yaşandığını bilmediğimizden iyi niyetimizle bu binaya sahip çıkılması gerektiğini söylüyor ve en kısa zamanda bakım ve onarımın yapılmasını diliyoruz. Açıkçasını söylemek gerekirse oradaki bir Avukata, bir Muhasebeciye, bir Gazeteciye, bir Müteahhide işi düşecek kişi binaya girip o çirkin manzarayı gördüğünde ya geri gidecek, ya da görüşeceği kişiyle konuştuktan sonra oradan çıkıp bir daha gelmeyecektir.

Kevser İş Merkezinde mal sahibi olanlar ile kiracılar bir araya gelmeli, işi bilen birilerinden yapılacakları öğrenmeli ve kişi başına düşen gideri kabul ederek çalışmaları başlatmalılar. Evet, bunda ısrarcıyız, çünkü bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa bir sonraki gün mutlaka buraya el atılacak ve eksiklikler giderilecektir.

Öyleyse daha fazla geç kalmadan Kevser İş merkezinin sakinleri bir araya gelerek ortak akılla hareket etmeli ve başta kendi sağlıklarını düşünerek binayı temizliğiyle, boyasıyla, çalışmayan asansörleri ve bozuk elektrik sistemiyle ayağa kaldırmalıdırlar.

Umarız ve dileriz ki; bir müddet sonra bu binaya gereken ilgi gösterilir ve tüm eksiklikleri giderilerek örnek bir bina haline getirilir.

Hoşça kalınız.