Allah yolunda canını feda eden Müslümana şehit denir. Ey Allah’ın Resûlü bir adam ganimet için savaşıyor, bir başkası meşhur olmak için savaşıyor, bir diğeri ise gösteriş için savaşıyor hangisi Allah yolundadır? Diye sorulmuş, peygamber efendimiz “Kelime-i Tevhid’i en yüce kılmak için savaşan kimse Allah yolundadır. (Ebu Dâvud) Allah yolunda öldürülenlere ölü denilmez onlar Allah katında rızıklandırılırlar. (Al-i İmran 169) şehitlik kul hakkı hariç bütün günahlara kefarettir. (Müslim) Bir kimse karınca ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar. (Tirmizi)
Şehitlik, hayatı ve ölümü Alemlerin Rabbi için olanların ulaşabileceği bir mertebedir. En büyük arzusu şehit olmak olanların elde edebileceği bir makamdır. Bu mertebeye ulaşmak ancak Allah'ın razı olacağı bir hayat yaşamakla mümkündür.
Hayatı ve ölümü Allah için olan iki şehidin sözlerini paylaşarak yazımı sonlandıracağım inşallah.
Birincisi: Bakın öncelikle şunu kesin bir şekilde tekraren ifade etmeliyiz. Bizim kanlarımız ve ruhlarımız herhangi bir şehitten daha değerli ve izzetli değildir. Hiçbir şehit annesi, oğlunun kanının bir komutan bir yöneticinin kanından daha değerli ve izzetli olduğunu hissedemez. Tamamen aynıyız. Bizden bir gün önce şehit olanlar, bizden daha iyi durumdalar. Bu sözlerin sahibi 2 Ocak 2024 tarihinde işgal rejimi İsrail tarafından yapılan hava saldırısı sonucu şehit düşen Hamas siyasi büro başkan yardımcısı Şeyh Salih el – Aruri’ ye aittir. Allah şehadetini kabul etsin.
İkincisi: Kulağa hoş ve tatlı sözler söylemek konuşmalar yapmak ve büyüleyici kelimeler yazmak çok zor değildir. Başka bir deyişle, insanları etki altında bırakmanın sırrı, beğenilen yüce yolda inanç ve samimiyetten uzak, boş ve ruhsuz parlak sözler söylemek de değildir. Yalnız iman gücünün temelinde gizlendiği kelimeler ve onların gösterdiği yüce anlamlar etkili olur ve büyük bir önem taşırlar. Sadece iman ve samimiyet dolu sözler yazılı kağıtlar üzerinde canlı hale gelir ve anlam yönünden dokunulabilecek birer canlı varlık olarak gözler önünde yaşarlar...
Evet kan damlayan kelimeler; insanların kalpleri üzerinde etkili olur. Fedakârlık alanında üstün başarılar hasıl edebilir ve kalplerin arasını birleştirebilir. Bu kanlı kelimeler; ölü bir kalbe damlatıldığında onu diriltir ve o insanın kalbinde bir daha ölmemek üzere sonsuz olarak yaşarlar.
Sadece ağızdan doğan ve dille ifade edilen sözler ise, ölüdürler. Hiç kimse böyle kelimelere sahip çıkmaz ve onları manevi evlat olarak bağrında besleyip büyütmez. Çünkü hiç kimse ölü doğan çocukları kucağına alıp bakmayı istemez. Onları bir daha görmemek üzere mezara gömer. Hiç şüphesiz ilahi kaynaktan doğmayan, kalpte iman ve samimiyetle beslenmeyen kelimeler ölüdürler. Böyle kelimelerin canlanmasına da imkân yoktur.
Şüphesiz ki kalem sahipleri pek çok şey yapabilir ve yazabilirler, ancak fikirlerinin yaşaması uğruna ölmeleri şartıyla... Düşüncelerini, bedenleri ve kanlarıyla beslemeleri şartıyla... İnandıkları şeylere bu haktır deyip, kanlarını bu hak uğruna feda etmeleri şartıyla. Çünkü söylediğimiz kelimeler, dış dünyada birer cansız kalıp halinde kupkuru olarak dururlar. Ne zaman söylediğimiz bu kelimelerin uğrunda şehit olur ve onlara şehitlik kanımızdan can verirsek, işte o zaman canlanır ve bir daha ölmemek üzere yaşarlar.
Bürolarında rahat koltuklar üzerinde oturup, parlak hayaller kurup, süslü kelimeler ve ifadeler kullanan kimselere sesleniyorum: Gelin, söylediğiniz her kelimeyi iman ve samimiyetin ilahi nuru ile aydınlatın. Yazacağınız her kelimeyi önce kalbinizde iman ve samimiyetle canlandırın ve sonra başkalarına aktarmak ve onların kalpleri üzerinde etkili olmak üzere yazın.
Özetle sizlere sunduğum bu sözler Kuran-ı Kerim’in yüce hükümleri uğrunda canını feda etmekten çekinmeyen büyük şehit Seyyid Kutup’un sözleri ve ifadeleridir. Allah şehadetini kabul buyursun.