La ilahe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur) demek, Allah dışındaki tüm ilahların sahte olduğunu, tüm varlıkların yegane sahibinin Allah olduğunu ilan etmektir. Bu kelimeye tam anlamıyla iman eden ve bu kelimenin gerektirdiği doğrultuda hareket eden kişi mümin olur cenneti kendine vacip kılar, kabul etmeyen kişi ise cehennemi kendisine vacip kılar.
La ilahe illallah kelimeyi tayyibesi bütün peygamberlerlerin ortak çağrısıdır. Tüm peygamberler, gönderilmiş oldukları toplulukları” La ilahe illallah “ ilkesine davet etmişlerdir. “ Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona benden başka ilah yoktur, şu halde bana kulluk edin diye vahyetmiş olmayalım. (Enbiya 25)
La ilahe illallah cümlesinin iki rüknü vardır. Bu rükünlerden birisi red diğeri ise ispattır. “La ilahe” kısmı red ve inkar anlamı içerir. Allah’ın dışındaki tüm ilahları ve ilahlık iddiasında bulunan varlıkları kabul etmeyip reddetmektir. “ illallah” kısmı ise ispat ve kabul anlamı içerir. Allah’ın hak ve gerçek olduğunu, ilahlık vasıflarına müstehak olan sadece O olabileceğini ifade etmektir. “ Böyledir ; çünkü Allah hakkın ta kendisidir, O’nun dışında yalvarıp taptıkları ise batılın ta kendisidir. Ve şüphe yok ki yüce ve ulu olan yalnız Allah’tır. (Hac 62)
Allah’tan başka ilah yoktur demek aynı zamanda Allah’tan başka yaratıcı yoktur, Allah’tan başka Malik yoktur. Rızık veren, öldüren ve dirilten, fayda ve zarar veren, saygı gösterilmeye, yüceltilmeye ve korkulmaya en layık olan varlık Allah’tır demektir.
Peygamber efendimiz bu kelime için kafirlerle savaştı, onlara bu kelimeyi söyleyin cennete girin diyede müjdeledi. Müşrikler La ilahe illallah demenin sadece bir sözden ibaret olmadığını bu sözü söyleyince neyi kabul edip neyi reddeceklerini çok iyi bildikleri için kibirlenerek burun kıvırdılar. “ Onlara ‘ La ilahe illallah’ denildiğinde kibirlenerek büyüklük taslarlar. ( Saffat 35)
*Zikrin en faziletlisidir.
*Kökü yerde sabit dalları gökte olan ve Allah’ın izniyle her zaman meyvesini veren güzel bir ağaçtır.
*Manasını anlatmada mürekkeplerin tükendiği sahifelerin yetmediği, kelimelerin aciz kaldığı muazzam bir ilim hazinesidir.
*Son sözü olanın kurtulduğu, teleffuz etmekten kaçınanın ise helak olduğu muazzam bir cümledir.
Evet, O "LA İLAHE İLLALLAH" tır.
Üç aylara girmemiz hasebiyle bir kaç hususu dikkatlere verip yazımı sonlandıracağım.
1- sünnette regaip namazı diye bir namaz yoktur. Recep ayının ilk gününü oruçlu geçirmekle ilgili söylenen hadislerin tamamı zayıftır.
2- Regaip gecesiyle ilgili özel ibadet ve kutlamalar IV. (X.) yüzyılda ortaya çıkmış olup bu gecenin ilk defa kandil olarak kutlanmasına Kudüs’te 1056, Bağdat’ta 1087 yılında başlanmıştır. Yani peygamber efendimizin vefatından 400 küsur sene sonra ortaya çıkmıştır.
3- Recep ayının ilk cumasını oruçlu geçirmek mekruhtur. Peygamber efendimiz “ sizden hiç kimse Cuma günü oruç tutmasın... ( Buhari Muslim) buyurarak bizi nehyetmiştir.
4- sahih sünnette üç aylara özel bir ibadet şekli yoktur.
5- Üç ayların tamamını oruçlu geçirmek mekruhtur. Peygamber efendimiz Ramazan ayı dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu geçirmemiştir.
Sünnete uygun yapılan az bir amel sünnete uygun olmayan çok amelden hayırlıdır. İlla oruç tutmak isteyen varsa her haftanın pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutabilir. Bunun dışında her ayın ( kameri 13, 14, 15) üç günü oruç tutmak sünnettir.
Müslüman her günü fırsat bilip en iyi şekilde değerlendirmeli. Kur’an’ı Kerim her gün okunmalı, zikir ,dua her zaman yapılmalı vs..
Amelin en makbulü sünnete uygun olandır. Vesselam.