Futbolun tarifi yapıldığında “göze hoş gelen, seyredildiğinde mutluluk ve heyecan veren, sahadaki 22 kişinin birbiriyle yaptığı mücadelede yaşanan efor ve enerjiyi izleten bir oyundur” denilir. Gerçekten de futbol, zevk ve heyecan verir, ister stadyumda, ister televizyon ekranında izlendiğinde özellikle erkeklere büyük mutluluklar yaşatır.

İyi güzel de bizim ülkemizde bu gerçekten böyle midir?

Keşke olsa diyeceğiz ama maalesef böyle değil.

Biz futbol izlemekten ziyade sanki savaşa gidiyormuş gibi rakip takıma zarar vermek için elimizden gelen her şeyi yaparız. Hele bir gol yedik mi, ya da takımımız mağlup oldu mu kendimizi kaybeder canlı ve cansız her şeyi yok etmeye çalışırız.

İyi bir izleyici olmak, futboldan zevk almak için eğitim verilmesi şart ama yıllar öncesinden şimdiye kadar böyle bir eğitim verilmemişse bundan sonra vermek çok zor.

Bundan yıllar önce Galatasaray-Göteborg maçını izlemek için İsveç’e gitmiş, maçtan iki saat önce de tribündeki yerimizi almıştık. Bizden sonra İsveçliler gelip yanımıza, üst veya alt sıralara oturunca Türkiye’den giden taraftarlar tepki verip “nasıl olur, bizi İsveçlilerin yanında oturtuyorsunuz, biraz sonra kavga çıkacak” diye tepki göstermişlerdi. Bu durum bir İsveçli taraftara tercüme edildiğinde adam gülmüş ve “biz buraya futbol izlemeye geldik, takımımızın kazanmasını isteriz ama eğer kazanmasa dünyanın sonu değil ve kazanan takımı alkışlarız” demişti.

Bizim futbol anlayışımız maalesef farklı.

Geçen hafta sonunda Silifkespor’la oynadığımız ve 1-1 sona eren maç esnasında yaşananlar hepimizi üzmüştü. Batmandan giden seyirciler tartaklanırken, Petrolsporlulara göre futbolcularımıza sarı kart gösteren hakem de yanlı yönetim göstermiş ve takım ile taraftarlar gergin bir şekilde Batmana dönmüşlerdi.

Hepimiz biliyoruz ki; liderliğe oynayan bir takım guruptaki tüm takımların hedefindedir ve her takım lideri yenmek ister. Bu futbolda doğaldır ama, spora şiddet karıştırmamak koşuluyla. Dolayısıyla şampiyonluk yolunda ilerleyen Petrolspora diğer takımların hepsi rakiptir ve ellerinden geleni yapmaktan da kaçınmazlar.

Öyle veya böyle, Silifke maçını geride bıraktık ama hafta sonunda Elazığsporla oynayacağız. Bu ilimize ait “Gün Işığı” isimli internet sitesi gazetesinde yayınlanan haber ve yorumlar çok iyi değil. Sakatlanan Petrolspor futbolcuları için adeta “oh olsun” diyen, kart görüp forma giyemeyecek futbolcular için bayram yapan bu site, kışkırtıcılığın alâsıyla adeta parmaklarına zil takıp oynuyor.

Değerli Petrolspor taraftarları ve değerli Batmanlılar.

Hafta sonunda Elazığsporla yapacağımız maç geleceğimiz için çok önemlidir ve mutlaka bu maçtan puan almamız gerekir. Onun için Elazığda oynanan maçı unutarak 90 dakika boyunca tezahüratımızla Petrolsporumuza destek verecek ve maçın kazanılmasındaki rolümüzü en iyi şekilde oynayacağız.

Tribün liderleri, amigolar ve Batmanı sevenler hiçbir şekilde rakip takıma yönelik küfür-hakaret içeren söylemlerde bulunmayacak, kesinlikle sahaya bir şey atmayacaklar. Bizim amacımız, futbolumuzla rakibi yenip hanemize 3 puanı yazdırmak olacağı için bunun aksini düşünmeden stattaki yerimizi almalıyız.

Güvenlik görevlileri, seyircilerin içeri girmeleri sırasında çok iyi üst araması yapmalı ve kararlılıklarını göstererek kötü bir şey olmaması için uyarılarda bulunmalıdırlar.

Bana göre Petrolspor yönetimi, teknik heyeti ve futbolcuları Elazığda yaşananları unutmuş ve sadece hafta sonundaki maça odaklanmışlardır. Buradan alınacak 3 puan en büyük ders olacağı için hepimizin isteği bu olmalı ve taraftarlar da bunu benimsemelidirler.

Şampiyonluk yolunda ilerleyen Petrolsporun saha cezası, kırmızı kart cezası veya başka cezalar alması, onun şampiyonluk yolundaki ilerlemesini engeller. Bu nedenle herkes duyarlı olmalı ve hatta Elazığsporu en iyi şekilde karşılamalıdırlar.

Petrolspor-Elazığspor maçının tertemiz olarak oynanmasını istiyor ve 3 puanın hanemize yazılmasını diliyoruz.

Hoşça kalınız.