Mazgalların üzerindeki demirleri çalıyorlar, camilerin plastik tuvalet kapılarını çalıyorlar, yine camilerin musluklarını alıp götürüyorlar.

Bununla yetinmiyorlar, birde fırsatını buldukları an mağazalardaki müşterilerin cüzdanlarını çalıyorlar.

Bunlar ilimizde yaşanan hırsızlıklardan bazıları.

En son de Belediyenin fakir vatandaşlara ulaştırılmak için bazı mahallelere koyduğu “kullanılmış giysi kumbarası”nın kapağını açtılar, içindekileri aldıktan sonra da kapağı da alıp gittiler.

Ne yapalım?

Bu durumlar maalesef bizde görülüyor ve yaşanıyor.

Anlayacağınız bazıları için hırsızlık geçim kaynağı olmaya başladı.

Bilmem hatırlar mısınız, bundan önce hırsızlıktan yakalanan bir genç adliyeye sevkedilip hakim önüne çıkarıldığında hakim soruyor:

-             Niye hırsızlık yapıyorsun?

Hırsız cevap veriyor:

-             Ne yapalım hakim abi, aç mı kalalım!

 

GERİSİNİ SİZ ANLAYIN

Ramazan ayı yaklaşıyor ya, pideler şimdiden piyasaya çıkmaya başladı.

Bizdeki pide alışkanlığında değişik bir şey yok.

Sadece yağlı-yumurtalısı yapılan pideyi almak isteyen çok sayıda kişi oluyor.

Siparişlerin önceden verildiği yağlı-yumurtalı ve de susamlı pidenin fiyatını mı merak ediyorsunuz?

Daha resmi bir rakam açıklanmadı ama 400 gramının en az 20 lira olması bekleniyor.

Çok mu, az mı o size kalmış.

Eğer kaliteli bir pide yemek istiyorsanız elbette 20 lirayı gözden çıkarmanız gerekir.

Aslında bu rakam çok da değil, az da değil.

Önemli olan müşteri memnuniyeti.

Eğer adam itiraz etmeden 20 lirayı veriyorsa kimsenin söyleyeceği bir şey olmaz.

Ama nereden nereye geldiğimizi de sorgulamamız gerekmez mi?

Evet, 10 yıl önce bugünkü pidenin fiyatını sadece 2.5 liraydı.

Gerisini siz anlayın.