Şiddet, kişi üzerinde hakimiyeti kurmak, kontrol altına almak ve cezalandırmak için fiziksel, psikolojik ve ekonomik yönden uygulanan, zararla veya acıyla sonuçlanan tutum ve davranışlar bütünüdür.
İnsanlık ayıbı olan şiddet, insanlığın başından beri var olup geniş bir yelpazede gerçekleşmektedir. Her insan bir şekilde şiddete maruz kalıyor ama en çok ve en sert şekilde şiddete maruz kalan kadındır. Kadın yaşantısının her döneminde şiddete maruz kalmış ve kadına yönelik şiddet, toplumun, erkek egemen yapısından kaynaklanmaktadır.
Kadına yönelik en yaygın şiddet şekli ise aile içi şiddettir. Çözülmeyi bekleyen insan hakları ihlallerindendir ve çözülmesi elzem bir sorundur.
Aile içi şiddete maruz kalan kadının sağlık düzeyi ve yaşam kalitesinde düşüş olmaktadır; fiziksel sağlık sorunlarının yanında uyku ve yeme bozuklukları, kaygı bozukluğu, korku, panik atak, güven problemi, sosyal uyumsuzluk, toplumdan uzaklaşma, depresyon, kendine zarar verme veya intihar girişimleri gibi psikolojik sorunlar görülmektedir.
Aile, toplumun en küçük temel yapı taşıdır. Aile bireylerden oluşur. Bireyi dünyaya getiren ve yetiştiren kadındır. Kadının aile içinde şiddete maruz kalması ailenin sağlıksız olması demektir. Ailenin sağlıksız olması da toplumun sağlıksız olmasıdır.
Kısacası kadını etkileyen olumsuzluklar bir şekilde topluma yansıyor; sağlıksız anne sağlıksız nesiller yetiştirir.
Aile içi şiddette, ailedeki tüm bireyler olumsuz etkilenir. Ama en çok zarar gören korumasız çocuklardır.
İstismarcı davranışlara maruz kalan kadının çocukları, doğrudan hedef olmasalar bile annelerinin şiddete maruz kalması onları da dolaylı yönden etkiliyor.
Uzmanlar, şiddet ortamında yetişen çocukların bağışık sistemlerinin düşük, kendine güvenlerinin az, içe kapanma, uykuya geçişte zorluk çekme, kabus görme, öğrenme güçlüğü, uyum bozuklukları, başkalarına şiddet uygulama ya da davranış bozuklukları olabildiğini, ileriki ve yetişkinlik döneminde psikolojik sorunlu bir birey olarak ortaya çıktıklarını vurgulamaktadırlar.
Çocuklar ebeveynlerini model alıp onları taklit ederler. Aile içi şiddete maruz kalan çocukların çoğu bunun normal olduğuna inanırlar. Ailede gördüğünü uygularlar Kız çocukları yetişkinlikte şiddete katlanırken erkek çocukları da sorunların çözümünü şiddet uygulamada bulurlar. Şiddet şiddeti doğurur.
Bazı kurumların, kadına yönelik aile içi şiddeti önleme konusundaki çalışmalarını zaman zaman görüyorum. Bu nedenle az da olsa şiddette bir azalma olduğuna inanıyorum.
Valilik, belediye, kamu kurumları ve STK tarafından toplumda, kadına yönelik aile içi şiddet konusunda bilgilendirme ve farkındalığın artırılması için çalışmalarını artırmaları halinde şiddet en aza indirilebilir.
İnsani tavırların her zaman her yerde ve her bireye sergilenmesi dileğiyle kalın sevgiyle.