Yükseköğretim Kurumları Sınavına sayılı günler kaldıkça hem öğrencilerde hem de veliler de heyecan ve kaygı seviyesi git gide artmaktadır.  Bu hafta sonu yapılacak sınavlarda öğrenciler lise öğrenimleri boyunca öğrendikleri bilgilerden ciddi bir değerlendirmeye tabii tutulacak ve öğrencinin bu sınavlarda ciddi bir performans sergilemesi beklenecektir.

Bu sene 8-9 Haziran tarihleri arasında yapılacak olan Yüksek Öğretim Kurumları Sınavına 3 milyonun üzerinde katılımcı olacaktır. Bu da umutlarını, hayallerini kısacası geleceğini bu sınava bağlamış 3 milyon kişi demek. Bu kişiler arasında gecesini gündüzüne katan, yoğun bir tempoyla ders çalışma düzenini bozmadan çalışarak istediği puanı almayı hedefleyen milyonlarca genç vardır. Sınav günü öğrenciler kendilerine dağıtılan sorular karşısında ter dökerken; aileler de evlatlarını sınavdan çıkana kadar okul önlerinde heyecanlı bir şekilde bekleyeceklerdir.

YKS ciddi bir sınav, gençlerimizin hayallerini gerçekleştirebilmeleri, üniversiteli olabilmeleri için geçmeleri gereken bir eşiktir. Düzenli çalışan, emek veren, konu eksiği olmayan ve sınavda heyecanı doğru yöneten bir öğrencinin başarılı olabileceği bir sınavdır. Kontrol altında tutulabilen bir miktar heyecan her zaman iyidir. Öğrenciyi harekete geçirir, hedefe odaklanmasına yardımcı olur ve kendine inancını diri tutar. Peki, öğrencide yoğun kaygı ve heyecan neden oluşur. Bunları maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Öğrencinin konu eksiği vardır, sınava çok az bir süre kalmıştır ve kalan az sürede tüm eksiklerini kapatmaya çalışıyordur.
  • Öğrenci sık sık kıyaslanmaya maruz kalmıştır, başarısız olma düşüncesi kaygısını ve heyecanını artıracaktır.
  • Bazı ailelerin aşırı baskıcı tavırları, öğrenci üzerindeki yüksek beklentileri de öğrencinin daha çok kaygılanmasına ve yüksek heyecanını yönetememesine neden olacaktır.
  •  

Peki, sınava sayılı günler kala hem aileler hem de sınava girecek olan öğrenciler neler yapılabilir, gelin biraz da bunun üzerinde duralım.

  • Öğrenci artık yeni konu öğrenmeye çalışmak yerine mevcut konulardaki eksikliklerini tespit etmeli ve buradaki eksiklikleri bir an önce telafi etmelidir.
  • Her gün az bir deneme provası yapmalı ve bu denemeler sınav ciddiyetinde tam sınav saatinde olmalıdır.
  • Öğrenci kendine ait bir sınav rutini oluşturmalı, uyku ve beslenme düzenini buna göre şekillendirmelidir.
  • Kendisine iyi gelecek aktiviteler yapmalı ve kendisine iyi gelecek kişilerle zaman geçirmelidir.
  • Ailelerimiz çocuklarına güvendiklerini, inandıklarını söylemeli ve mutlaka çocuklarını cesaretlendirmelidirler.

Son olarak bu bir sınavdır; yükseköğretime geçiş sınavı, üniversiteye giriş sınavdır. Bu sınavdan öğrencinin düşük puan alması ya da düşük bir başarı sıralamasına sahip olması hayatta her zaman başarısız olacağı anlamına da gelmez. Öğrenci sınav sonunda istediği puanı alamayabilir ya da bir programa yerleşemeyebilir. Bir sene sonra daha iyi bir hazırlıkla daha iyi sonuçlar elde edebilecektir. Buradan hareketle; çocuklarınızı sevin, onları cesaretlendirin, onlara güvenin. Zira; onlar sizin en kıymetlileriniz…

Bu hafta sonu sınava girecek tüm öğrencilere başarılar dilerim.