Yoğun olarak ülke genelinde hububat hasadı hızla devam etmektedir.
Yaklaşık bir yıl önce Tohumu toprağa atan çiftçi, 8 aydır çok yoğun bir şekilde harcadığı emeğinin, toprağa gömdüğü sermayesinin bir kısmını kara dönüştürerek karşılığını almak için sabırsızlıkla bekliyor ve hububat hasadına devam ediyor.
Hububat hasadı başlayıp devam ederken Tarım ve Orman Bakanlığı TMO Genel Müdürlüğü tarafından 06-06-2024 tarihinde 2024 yılı hububat Müdahale alım fiyatları sessiz sedasız bir şekilde internet sitesinde ve sosyal medya da açıkladı.
Buğdayın müdahale alım fiyatı buğday n sınıfına, çeşidine göre ortalama 9-10 bin TL/Ton arası olarak açıklandı.
Peki, bu çiftçiyi memnun etti mi gelin hep beraber bakalım:
Tabi ki bu fiyat çiftçiyi memnun etmedi, çünkü açıklanan ortalama müdahale başfiyatı maliyetin altında kalmıştır.
Yaklaşık olarak fiyatlarının açıklanmasından bir ay öncesinde Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezi tarafından ve Bazı Ziraat odaları il başkanlıkları tarafından Buğday Ortalama bir ton için üretim masrafı 10.300,00 TL ile 11.500,00 TL arasında tespit ettiğini açıklamıştır.
Bu da o anlama geliyor ki TMO Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan 2024 yılı hububat alım başfiyatının üretim masraflarının altında kalmıştır.
Çünkü Hasadı yapan çiftçi bundan sonra TMO ya da anlaşmalı Lidaş depolarına vereceği ürünün analizine göre, Başfiyatı yanı 10 bin TL/ton bedel alamayacak, ürün bedeli açıklanan fiyatın altında kalacak ve daha üründen KDV kesintisi, SGK kesintisi de yapılacağından ton fiyatı 10 bin TL’nin altında kalacaktır.
Zaten TMO Genel Müdürlüğü tarafından Baş Fiyat 10 bin TL olarak açıklandıktan sonra var olan ve 9 bin TL /Tonluk piyasa 8 bin ile 8 bin 200 TL /Ton civarına gerilemiştir.
Yani açıklanan müdahale fiyatının çiftçiye hiçbir faydası olmamıştır.
Dünya piyasalarında Buğdayın Ton fiyatı 7500-8000 TL civarındadır, yani Türkiye de açıklanan fiyatın 2000-2500 TL altındadır.
Peki, Türkiye de açıklanan ton başına 10 in TL fiyat az mıdır? Hayır, açıklanan fiyat az değildir ama buna rağmen çiftçimiz kar etmemektedir.
Ama Üreticimizin kulanmış olduğu girdilerin( Akaryakıt, gübre, zirai ilaçlar vs.. ) çok pahalı olması nedeni ile ton başına Müdahale fiyatı 10 bin TL olarak açıklanmasına rağmen çiftçimiz ar etmemektedir.
Yanı başımızdaki ülkeler olan Irak, Suriye, İran gibi ülkeler ya da dünyadaki diğer ülkelere baktığımızda oralarda girdiler ( gübre, akaryakıt, zirai ilaç ) Fiyatları çok daha ucuz olması nedeni ile çiftçilerinin kar marjı bizdeki çiftçilerden daha fazla olup, üreticileri daha rahat üretim yapabilmektedir.
Hal böyle olunca işin neresinden bakarsanız müdahale fiyatı Üretim masraflarının altında kalmıştır ve bu durum çiftçiyi kara kara düşündürmektedir.
Yaz – kar- kış demeden, yağmur - çamur demeden çifti bu üretimi yaparken çok büyük emek sarf etmekte, kendi bütçesine göre önemli miktarda sermaye yatırmakta ve bunun yaklaşık olarak bir yıl sonrasında emeğinin, alın terinin karşılığı olan topraktan gelen gelirini alıp ekonomik olarak hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır.
Çiftçi bunu Yaparken önemli derece de risk alarak üretim yapmaktadır, her şeyin ötesinde bütçesinden kendine göre önemli derecede sermaye koymakta ve bunu kesinlikle %80-90 oranında doğa şartları ile sanki bir nevi pazarlık ederek tarımsal üretim yapmaktadır.
Üretici bu ticareti Doğa şartları ile yaptığı için her zaman büyük risk almaktadır. Çünkü ekiliş yapılan yılda Yağışların az yağması durumunda özelikle kuru tarım arazisi şartlarında ürün alamıyor ya da zarar edecek düzeyde ürün alıyor, yada o yıl içerisinde hiç beklenmedik bir hastalık ile karşı karşıya kalıp zarar edebilmekte, yada hiç beklemediği bir zararlı ürününe bulaşıp zarar edebilmektedir.
Bu sayılan risklerin tamamı da Doğayla yapılan bir tür pazarlık ya da tabiri caiz ise kumar gibi bir durumdur.
Tarımsal üretimde Her zaman risk önemli bir orandadır.
Bu sayılan risklerin tamamında da üretici mutlaka 3-4 yılda bir karşılaşarak risk tekrar etmekte ve çiftçi 3-4 yılda bir emeğinin karşılığını alamamaktadır.
Hal böyle olunca açıklanan müdahale fiyatlarının da böyle arada sürpriz bir şekilde, beklenin altında kalınca çiftçinin kolu kanadı tümden kırılmakta, bayram sevinci ile beklediği hasadın sevinci kursağında kalmaktadır ki bu sene aynen böyle bir durum ile karşılaşılmıştır.
Üreticinin önünü görebilmesi için çözüm nedir, üreticinin 3-4 yılda bir böyle bir durum ile karşılaşmaması için;
- Birincisi üretici tohumunu toprağa attığı günden itibaren 7-8 ay sonra beş aşağı beş yukarı ürünü kaça satacağını ve kar marjının ne kadar olacağını bilmesi gerekir.
- İkincisi üretici ile bir tür sözleşmeli tarım yapılması lazım ki beklenen rekolte, pazarlanacak ürün, pazarlanacak ürün için Pazar kapıları hepsi hasattan önce ayarlanmalı ve bu şekilde bir sözleşmeli tarımsal üretime geçilmelidir ki ürün tarlada ve depolarda kalmasın
- Her üretici her istediğini her zaman ekememelidir buna göre plan program yapılmalı, üretim alanları seçilmeli ve yetiştirilecek ürünlere kimlik kazandırılmalıdır.
- Her zaman Çiftçinin yanında olan bir risk garantisi olmalı ( sigorta benzeri) bu bir tür sözleşme ile çiftçinin kolay faydalanacağı bir şekilde olmalıdır.
Bunlar mutlaka devletin zorunlu kılacağı ve destekleyeceği, bir birlik, kooperatif, dernek vs.. üzerinde yapılmalı, herhangi bir birlikte, kooperatif, yada tarımsal dernek çatısı altında olmayan ürünlerin alınıp satılmasına itibar edilmemeli ve ürünün kimliği olmadan alım -satımı yapılmamalı, Çiftçi ile STK lar arasındaki Organik bağların güçlenmesi için destek sağlanmalıdır.
Üreticinin ekeceği, ürününden, kullanacağı, gübreden, tohumundan kalitesine kadar vs.. her türlü tohumun toprak ile buluşmasından hasadına kadar kontrol ve takip altında olacak şekilde kontrol edilmelidir.
Çiftçinin ürünlerinin müdahale fiyatının zarar edecek kadar düşük olması durumunda mutlaka sübvanse edilebilecek ya da tolere edebilecek üçüncü bir yol çiftçiye sağlanmalıdır.
TMO tarafından ürünü alınan üreticinin, ürün bedelinin çok kısa bir sürede ödenmesi gerektiği, aynı şekilde fark ödenmesinin de ürün bedeli ile birlikte ödenmesi gerekmektedir.
Bütün bunların yanında üreticinin de mutlaka birlikler üzerinden pazarlık gücünü artıracak şekilde üye olacakları birlikleri, dernekleri ya da kooperatifleri güçlü tutmaları ve birlikteliklerini mutlaka sağlamalıdırlar.
Yukarıda izah etmeye çalıştığım kadarı ile Türkiye tarımsal üretimde Sağlam ve planlı bir üretim için ciddi ve uzun yılara dayan bir planlama, projelendirme yapmalıdır, yoksa her zaman çiftçinin hububat üreticisinin bu sene açıklanan hububat fiyatlarında olduğu gibi hiç memnun olmayacak, üretici beklentilerinin karşılanmadığı ve bu nedenle buruk olacağı bilinmelidir.
Sonuç olarak bütün bu açıklananların neticesinde hububat fiyatlarının revize edilmesi durumunda çitçinin rahat bir nefes alacağını düşünüyoruz.