İş insanı Fırat Tunç ile bir söyleşide bulunduk. Tunç, çocukluğundan bugünlere kadar geçen yolculuğunu bizimle paylaştı. Yaşadığı zorluklarla dolu bu serüvende hayatın iniş çıkışlarından nasıl güç aldığını ve her zorluğun üstesinden nasıl geldiğini anlattı.

Tunç'un hayatı, azmi ve kararlılığıyla dolu bir başarı hikâyesi. Sason'un Cevizli Köyü Gölbaşı Mezrasında doğan Tunç, çocukluğunun büyük bir kısmını Sason'un Gölbaşı Mezrası'nda geçirdi.  Ailesiyle birlikte 1992'de Batman'a taşındılar. Maddi sıkıntılarla boğuşurken, sokaklarda simit ve çekirdek satarak ailesine destek oldu. Ancak pes etmedi ve iş dünyasında kendi markasını oluşturdu.

Bu söyleşi, herkesin azimle ve pes etmeden hayallerine ulaşmanın mümkün olduğunu hatırlatıyor. Şimdi, Fırat Tunç'un hayat yolculuğunu okumaya hazır mısınız?

BATMAN’A GELDİĞİMİZDE BEŞ YAŞINDAYDIM

1988 doğumlu, Sason'un Cevizli Köyü Gölbaşı Mezrası'nda doğdum. Çocukluğumun büyük bir kısmını Sason'un Gölbaşı Mezrası'nda geçirdim. 1992'de terör olayları nedeniyle Batman'a taşındık. Batman'a geldiğimizde beş yaşındaydım. Babam tüccardı; hayvan alım satımı ve tütün ekimiyle uğraşıyorduk. Batman'da da bu işlere devam ettik. Babam o zamanlar bir giyim mağazası açtı. Batman'ın Yeni Mahalle'sinde yaşıyorduk. Tütün ve hayvancılık yanında bir de giyim mağazası işletiyorduk.

OKUL ÖNLERİNDE SİMİT, DONDURMA SATARDIM

Ancak bir dönem babamın işleri bozuldu ve iflas etti. Soframızda her şeyi bulabiliyorken bir anda çok zor duruma düştük. Maddi durumumuz iyi gitmeyince okul önlerinde çekirdek, simit, dondurma satmaya başladık. Ondan topladığımız kazançla daha sonra kardeşim Hasan ile birlikte bir tabla satın aldık. Sebze meyve satmaya başladık. Bir süre sonra babam da bize yardım etmeye başlamıştı ama bu durum onun için çok zordu. Büyük bir mal varlığına sahip olan birinin bunu kaybetmesi zordu. Biz çocuktuk, bizim için tablada sebze meyve satmak biraz eğlence gibiydi ama onun için bu durum çok farklıydı. Büyük bir kapının küçülmesi zordu.

ANCAK ÜRETEREK TOPARLANABİLİRDİK

Bir süre sonra kendi aramızda şöyle konuştuk: "Sanat öğrenmeliyiz ancak üreterek kendimizi toparlayabiliriz." Bu düşünceyle, eldiven üreten Salih Usta'nın yanında çırak olarak çalışmaya başladım. Eldiven yapmayı öğrendim, ustalaştım ve kendi iş yerimi açtım. Şu anda bile iş eldivenleri üreten iş yerim aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor.

HEM OKUYOR HEM ÇALIŞIYORDUM

Daha sonra pimapen işlerine girdim. Örneğin, Gazi Yibo'nun tüm pimapen işlerinde emeğim bulunuyor. Bu sayede yavaş yavaş maddi olarak toparlanmaya ve borçlarımızı ödemeye başladık. İşlerimizi yoluna koymaya çalışırken aynı zamanda okumaya devam ettim. Kardeşim okumak istemediğini belirtti; ancak ben okumaya kararlıydım. Batman Lisesi'ne kaydoldum. Ben yarım gün çalışıp yarım gün okula devam ediyordum. Liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girdim ve hukuk fakültesini kazandım. Ancak maalesef imkansızlıklar nedeniyle eğitimime devam edemedim.

2003’TE ARABA SATIŞINA BAŞLADIK

Ve biz o parayla birlikte bir akrabamızla araba alım satım işine başladık. Kardeşim Hasan ile birlikte 2003'te araba satışına başladık. 2003'te Emre Auto işini kurduk ve İstanbul'dan araç getirip satıyorduk. O dönemde maliyetler yüksekti ve güven çok önemliydi. Bize duyulan güven sayesinde getirdiğimiz araçları kolaylıkla satıyorduk. İyi niyetimiz sayesinde iyi insanlarla karşılaştığımız için çok şükrediyorum, bu sayede işlerimiz yolunda gitti. Tabi o zamanlar hep şunu düşünüyordum: "Batman'da kendi şirketimizi kuracağız ve söz hakkına sahip olacağız." Kardeşim ise, "Hayallerin çok büyük, bunlara ulaşabilecek miyiz?" diye soruyordu. Ben ise: "Niyetimizi iyi tutalım, çalışalım. Neden kazanamayalım, neden buna sahip olmayalım ki?" diyordum.

81 İLE SATIŞ YAPMAYA BAŞLADIK

O süreçte Türkiye'nin 81 iline araba satışı yapmaya başladık. Ankara, İstanbul ve Batman arasında mekik dokuyorduk. Kazandığımız parayı Batman'da gayrimenkul yatırımında değerlendirdik. Gayrimenkul ve otomotivle sermayemizi artırdık.

MÜSİAD, UFKUMU GENİŞLETTİ

Oto alım satım işiyle uğraşırken MÜSİAD ile tanıştım ve üye oldum. MÜSİAD, ufkumu genişletti ve artık gölde değil, denizde balık tutmayı öğretti bana. Farklı iş adamları ve sektörlerle bir araya gelmeye başladım ve iş dünyasını daha iyi değerlendirme ve görme şansını yakaladım.

PANDEMİYİ FIRSATA ÇEVİRDİK

2018'de gıda sektörüne girerek Yeşil-Mar (marketimizin ismi tablacılık yaptığımız dönemden gelir) adlı işimizi kurduk. Ancak pandemiyle karşılaştık. Pandemiyi fırsata çevirmeye karar verdik. Diğer işletmeler kapanmaya başlarken, biz şubelerimizi artırdık. Gıdanın vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğuna inanarak online satışlara başladık. O zaman 5 şubemiz vardı, şimdi ise 7. şubeyi açtık ve 350 çalışanımız var.

JIROPH GİYİM MARKAMIZI OLUŞTURDUK

Sonrasında tekstil işine girdik ve üretim yapmaya başladık. Bu alanda başarılı olduk ve şu anda 400'den fazla çalışanımız var. İstanbul'da iş yeri açtık ve Batman'da başaramadığımızı orada tamamladık. Kendi markamızı, JIROPH adıyla oluşturduk ve şimdi ürünlerimizi tasarlayıp üretip satıyoruz. Yani fasonculuktan çıkıp kendi üretimimizi yapıyor ve ihraç ediyoruz. Tüm bunlara ek olarak, Batman'da Türkiye'de ilk akıllı besi çiftliğini kurduk. Et entegre tesislerimizde kompleks olarak et üretimi, kesimi ve satışını gerçekleştiriyoruz.

ANNEM, “SİYASET KİRLİDİR, SEN TEMİZSİN” DERDİ

2018 yılında annem henüz hayattayken siyasete atılmak istemiştim. Ancak annem buna sıcak bakmadı. "Oğlum, siyaset kirlidir. Sen temizsin, seni rahat bırakmazlar," dedi. Bende anneme, "Madem sen istemiyorsun, o zaman ben de girmeyeceğim," dedim ve girmedim.

SİYASETE İLK ADIM

Dostlarım ve İş dünyasındaki partnerlerim; İş hayatında zaten faydalısın daha çok faydanın dokunması için siyasete de girmelisin diye hep telkinlerde bulunuyorlardı.

Ben de bu memlekete daha çok hizmet etmek için siyasete girmeye karar verdim.

Danışmanlarım ve Avukatlarım ile birlikte hazırlığımızı yaptıktan sonra milletvekili adaylığımı netleştirdik ve sonra sahaya çıktık.

GÖNÜLLERE DOKUNDUK

Sokağın içinden geldiğimiz için yapmacık davranışlarımız olmazdı, olmadı da. Halkın içine girdik, onlar da bizi sevdi. Ak Parti Genel merkezimiz tarafından aday gösterildim.

Ak Parti teşkilatlarımız ile birlikte; Partimizin bir neferi olarak sokak sokak, ev ev çalıştık. Çalmadık kapı, sıkmadık el ve dokunmadığımız gönül bırakmadık. Çünkü memleketimize hizmet sevdamız var. Rabbim bize iyi bir sonuç nasip etti. Batman'da yüksek bir oy aldık.

BİN ÖĞRENCİMİZE BURS VERİYORUZ

2020'de kurmuş olduğum Fırat Tunç Vakfı aracılığıyla, bin öğrenciye burs veriyoruz. Burs verdiğimiz öğrencilerin özellikle kız çocuklarından oluşmasına ve ihtiyaç sahibi olmalarına özen gösteriyoruz. Batman için bir sözümüz ve bir sloganımız var: "Her yıl yeni bir yatırım yeni istihdam alanları." Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

KALİTELİ BİR EĞİTİM İÇİN ÇABA HARCIYORUM

Ayrıca eğitim alanında Batman'a hizmet etmek amacıyla Mektebim Koleji'ni kurduk. Batman'da eğitimin kalitesini ve niteliğini yükseltmek için çaba gösterdik ve okulumuzu eğitim alanındaki son teknolojiyle donattık. Okulumuzu öğrencilerin sosyal, fiziksel ve kültürel tüm ihtiyaçlarına cevap veren bir kurum haline getirdik.

18 YIL BOYUNCA HİÇ SINAVA GİRMEMİŞTİM

Seçimler sona erdikten sonra bir gün avukatım, hafta sonu üniversiteye giriş sınavı olduğunu hatırlattı ve sınava girmem gerektiğini söyledi. 18 yıl boyunca hiçbir sınava girmemiş biri olarak son iki gün çalıştım ve sınava girdim. Hayat tecrübem ve eski bilgilerimle Batman Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesini kazandım. Ve şu anda iktisat bölümü birinci sınıfta okumaktayım.

ANNE VE BABANIN RIZASI ÇOK ÖNEMLİ

Anne ve babanın duasını alanın önü açılır ve başarılı olur. Benim işlerimin iyi gitmesinde anne ve babamın duası ve rızası büyük bir rol oynar. Allah yolunda olan kaybetmez, kazanır. Ben sırtımı Allah'a dayadım, ancak bunu yaparken de çok çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Başarımın nedeni de bu olmalı.

GÖREVİMİZİ LAYIKIYLA YERİNE GETİRDİK

Ben Batmanda genç yaşta siyaset sahnesine çıktım ve iyi bir performans göstermeye çalıştım. Şu anda 36 yaşındayım ve hiç beklenti içinde olmadan partim için çalıştım.

Sayın Cumhurbaşkanımız bize bir görev tevdi etti. Biz de bu görevi layıkıyla yerine getirmeye çalıştık. Bu süreçte iyi bir tecrübe kazandım, insanları daha iyi anladım ve siyaset sahnesinde liyakatlı insanların öneminin farkına vardım. İyi siyasetçilerin varlığının ne kadar önemli olduğunu gördüm. İyi bir ekiple çalıştık ve Batman'a değer katan bir vekille beraber hareket ettik.

FERHAT NASIROĞLU, BATMAN İÇİN BİR DEĞERDİR

Ferhat Nasıroğlu, Batman için önemli bir değerdir ve şehre çok şey katacak bir insandır. Biz karşılık beklemeden gönüllü ve samimi bir şekilde iyi bir çalışmaya imza attık.

YEREL SEÇİMLERDE, GENEL SEÇİMLERDEKİ BAŞARIYI YAKALAYAMADIK

31 Mart Yerel Seçimlerinde aldığımız sonuçtan memnun değiliz tabii.  Genel seçimlerde elde ettiğimiz başarının yerel seçimlerde düşüşe geçmesi bizi üzdü.

YATIRIMCILARIN SIRADA BEKLEMESİ ÖVÜNÜLECEK BİR DURUM DEĞİL

Sayın Vekilimizle seçim sürecinde bir sözümüz vardı: "5 OSB 40 bin istihdam." Batmanda neredeyse tüm 5 OSB'nin oluşturulması sağlandı, ancak eksikliklerimiz elbette var. Batmanda yatırım yapmak isteyen çok sayıda kişi bulunuyor. Yeni yerlerin acilen oluşturulması gerekmektedir. Zaman zaman yatırımcılar sıraya alınıyor gibi eleştiriler alıyoruz. Benim görüşüm, yatırımcıların sırada beklemesi yerine geldiği gibi yer alabilmeli, üretim yapmaya başlayabilmeli ve bu memlekete değer katabilmelidir. Sıra beklemesi, övünülecek bir durum değildir.

Kıymetli bir Milletvekilimizin olması Batman için büyük bir şans. Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek beyde bizim hemşerimiz. Hep birlikte Memleketimize iyi hizmetler yapacağımıza inanıyorum.

VİZYON KATACAK KİŞİLER TERCİH EDİLMELİ

Bu memlekette Devlet kurumlarının başına, memlekete vizyon katacak liyakatli insanlara görev verilmesi gerekiyor.

Bu memlekete sevdalı olan, memleketinin dertlerini dert edinenleri ve memleketimize vizyon katacak olan yöneticileri tercih etmek önemlidir. Bu sivil toplum kuruluşları için de geçerlidir. Batman'a yatırım için gelen herkese destek olmalıyız. Buraya yatırım demek, bir gencin hayatının kurtulması demektir.

DEDİKODU MODUNDAN ÇIKILMALI

Batman'da insanların dedikodu modundan çıkıp "Batman için ne yapabilirim?" moduna geçmesi önemlidir. Herkes, "Ben Batman'ı seviyorum, ne yapabilirim?" diye sormalıdır. Koltuğunda oturup kimseye karışmadan işlerin yürüyeceğini düşünmek yeterli değildir. Bu şekilde devam ederse, yarın çocuklarımız ikili ilişkiler olmadan işlerini yapamayacak hale gelebilir. Batman insanı, gözünün gördüğü şeyden korkmaz ve yatırım yapmayı sever. Bu hevesi kaybolmamalıdır, çünkü bu heves kaybolduğunda Batman işçi alan değil, işçi gönderen bir konuma gelebilir.

ENTEGRE TESİSLER KURULMALI

Batman eskiden iş için göç veren bir yerdi, şimdi ise göç alıyor çünkü fabrikaların sayısı arttı. Memleketimizde hayvancılık, tarım ve turizm gibi alanlar da yapılabiliyor. Bu üçünü de iyi değerlendirmemiz lazım. Batman'da tarım ve hayvancılığı artırmalıyız, böylece sanayi de gelişir. Hammadenin yanına sanayiyi eklediğimizde, bu memleketin sırtı yere gelmez. Köylüyü köyden çıkarmamalı, onu orada kalmaya teşvik etmeliyiz. Tarlasını ekip biçen, hayvan besiciliği yapan bir duruma getirmeliyiz. Bunu yanında bir de entegre sanayi kompleksi kurmalıyız. Batman'da hammadde var, bu nedenle büyük entegre tesisler inşa edilebilir. Neden Kars’tan hayvan alalım ki, burada bunu yapabiliriz. Üretim üssünü burada kurarak Avrupa'ya et ihracatı yapabiliriz.

FASON ÜRETEN DEĞİL, MARKA OLMALIYIZ

Hasankeyf turizm alanında çok iyi değerlendirilebilir. Hala sular altında kalmamış tarihi alanlar mevcut. İyi bir tanıtımla Hasankeyf, Kozluk, Sason ve Malabadi gibi yerler turizme kazandırılabilir. Mesela Sason'un çileği var, ancak yeterince faydalanamıyoruz. Bir fabrika kurarak o çilekten daha fazla yararlanabiliriz. Tarım ve hayvancılık ne olursa olsun, yanına sanayiyi entegre etmek büyümeyi sağlar. Bu şekilde sanayi de gelişir. Memlekete katma değer katacak işler yapmamız gerekiyor. Tekstil belki istenilen düzeyde değil, ancak organize sanayide fabrika sayıları artıyor. Rakibimiz Gaziantep olmalı, fason üreten bir şehir olmamalıyız, marka olmalıyız. Ancak bu, tek bir vekil veya valiyle gerçekleşmez, tüm Batman'daki kurumların entegre olması gereklidir.

NE YAZIK Kİ OLUŞTURAMIYORUZ

Bizim Batman’da eksik bir yanımız var, ne yazık ki entegre hususunda bir sıkıntımız var, entegre olamıyoruz. Öncelikli olarak tarımın sanayi ile entegre olması lazım. Hayvancılığın sanayi ile entegre olması lazım. Kurumların birbiriyle entegre olması lazım ama ne yazık ki bunu oluşturamıyoruz.

EŞİM EVE ZAMAN AYIRAMADIĞIMDAN ŞİKAYETÇİ

En büyük zevkim, bir yatırım yaptığımda ve başarılı bir şekilde taçlandırıldığında orada birini istihdam ettiğimi görmektir. Eşim, eve az zaman ayırıyorum diye sitem ediyor. Ancak ben ona, senin kapın çaldığında rızkını getirenin olduğunu biliyorsun. Ama bana ihtiyacı olan insanlar var. Allah'ın beni vesile kıldığı ve benim aracılığımla rızkını bekleyen insanlar olduğunu bilmek beni çok mutlu ediyor ve bu sebeple Allah'a şükrediyorum.

DIŞIMIZ BMV İÇİMİZ TOROS

Batman büyüyor ancak bilinçsizce büyüyor. Eğitim sorunu, liyakat sorunu ve vurdumduymazlık gibi problemler var. Modern hayata henüz tam olarak alışamadık. Bir arkadaşım şöyle demişti: "Dışımız BMW, içimiz Toros"

İSTİŞARE KURULU OLUŞTURULMALI

Batmanda bir istişare kurulu oluşturulmalıdır. Ortak aklı oluşturabilmek için bu önemlidir. Kent konseyinin aktif hale getirilmesi gerekir. Hep "benim aklım" dediğimiz için kolektif aklı oluşturamıyoruz ve bu bize zarar veriyor. Biz Batmanda birlik olmalı, güçlü olmalı ve diri olmalıyız.

BEN ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM

Ben çocukluğumu yaşayamadım, ancak çocuk yaşta hayatı öğrendim. Şimdi çocuklarıma da bunu öğretiyorum. Yetişkin gibi davranıyorum. Ne yazık ki gençler kendilerini yetiştirmiyor, bir amacı ve hayalleri yok. Bu çok üzücü bir durum. Çocuk yaşta hayal ettiğim her şeye sahip oldum. Hep dua ederdim: "Yarabbi, beni hayırlı bir işadamı, hayırlı bir siyasetçi ve hayırlı bir Müslüman yap." Çok şükür hayırlı işler yaptım. Şimdi gençlerde hayal yok, umut yok, sadece bitkinlik var. Anne ile baba arasındaki bağı koparmışlar, Allah ile arasındaki bağı koparmışlar ve boşlukta kalmışlar.

BİZE BİR GÖREV VERİLİRSE SEVE SEVE YAPARIZ

Batman için daha çok kenetlenip birlik beraberlik içinde çalışalım ve üretelim. Çocuklarımıza güzel bir yarın bırakalım. Gençlere önerim, bir hayali olsun ve anne babanın duasını alsınlar. Batman için sahada yatırım yapıp istihdama devam ediyoruz. Siyasette de vekilimizin yanındayız ve bu memleket için bize verilecek bir görevi seve seve yaparız.

 

FIRAT TUNÇ İLE KAHVE MOLASI

 

-Biyografinizi yazacak olsanız adı ne olurdu?

İşte benim hayatım.

-Hayat felsefeni hangi slogan özetler?

Güzel düşünen güzel görür, güzel gören hayatından lezzet alır.

-Size güven veren insanın özellikleri?

Dürüstlük, ahlaklı ve dürüst olmak.

-En büyük tutkun?

Yaptığım işi başarıyla taçlandırmak, Tarihi çok seviyorum, tarihi okuyup ondan ders çıkarıyorum.

-Sizi en çok ne utandırır?

Hayasızlık beni utandırır.

-Başınıza gelebilecek en kötü şey?

Rabbime karşı mahcup olmak.

-Arkadaşlarınız en çok hangi yönlerinizi takdir ederler?

Arkadaşlarım bana "Ticaret Bakanı olman lazım" derler. Ticari yönümü takdir ederler.

-Hangi hataları kolayca affedebilirsiniz?

Ahlaksızlık ve hainlik gibi ahlaki değerlere zarar veren davranışları affetmem. Ancak, temiz ve saf insanların yaptığı hataları da değerlendiririm. Eğer iyilik ağır basıyorsa, affederim.

-Neler için özür dilersiniz?

Özür dilemek de erdemliktir. İnsan hata yapabilir. Hatalı olduğum durumlar da özür dilerim. Özür dilemekte insanı birbirine bağlayan bir durumdur.

-Hayatındaki en olumlu karar?

Evlenmek. Evlenmek hayatıma bir düzen getirdi.

-Size güven veren insanın özellikleri?

Aidiyet duygusuna sahip, sağlam ve dürüst olan, "Ben bunu yaparım" diyebilme azmi olan insanı severim.

-Size en fazla keyif veren kötü huyunuz?

Kötü bir alışkanlığım yok. Ne sigara ne de nargile içerim. Kıraathane ve kafe alışkanlığım yok. Okey oynamam. Sigara içmem ama bazen sigarayı elimde tutarım, sanırım en kötü huyum bu.

-Heyecanını ne öldürür?

Ben heyecanlı biriyim. Bir işi yapmayı kafama koyduğumda, birinin gelip "bunu yapma" demesi heyecanımı öldürür. Umutsuzlukla gelen insanlar da heyecanımı öldürür.

-En sevdiğin ses?

Kur’an dinlemeyi seviyorum.

-Günün en sevdiğin anı?

Sabah namazı vakti.

-En sevmediğiniz ulaşım aracı?

Araba kullanmayı sevmiyorum. 2003'ten beri araba satıyorum, ancak araba kullanmayı hiç sevemedim.

-Hangi takımı tutuyorsun?

Galatasaray.

-Ağlamanıza neden olan son olay?

Annemi kaybettiğimde çok ağladım.

-Sizi daha çok güçlü yapan son tecrübeniz?

Siyasete girmek benim için büyük bir tecrübe oldu.

-Sizi en çok ne heyecanlandırdı?

Bir yatırım yapmak.

-Çok hoşunuza giden bir şey olursa nasıl tepki verirsiniz?

İçimden ağlamak gelir.

-Öfkenizi kontrol edebiliyor musunuz?

Evet. Hayat tecrübem bana bunu öğretti.

-Çok zor bir işe dikkatinizi vermişken rahatsız edilirseniz ne yaparsınız?

Ben hep kendimi bir asker gibi görürüm. Hayat bir savaştır ve bu arenada bir yandan top mermisi sıkılır, bir yandan da keleş sıkılır. O keleş sıktı, bu top mermisi attı diye dikkatim dağılmaz. Bu tür durumlarda kırıcı olmamaya dikkat ederim.

-Sizi en çok ne kızdırır?

Sırtımı verdiğim insanın ihanet etmesi benim için büyük bir hayal kırıklığı olur.

-Para kazanmak zorunda olmasaydınız hayatta ne yapardınız?

Allah yolunda ömrümü geçirirdim, tüccar olmasaydım.

-Mutlu musunuz?

Elhamdulillah.

-Hobileriniz var mı?

Kitap okuyorum, spor yapıyorum, müzik dinliyorum. Kendimi yeni tutmaya çalışıyorum ama değerlerimi kaybetmeden…

-Hangi durumlarda yalan söylersiniz?

Dürüstlük her zaman en iyi seçenektir, özellikle ilişkilerde. Ancak sulh için bazen konuşmak zorunda kalabiliyorum.

-Politikacılara güveniyor musunuz?

Kesinlikle, ahlaklı ve liyakatli insanların yetiştirilmesi toplumun gelişimi için çok önemlidir.

-Şu anki ruh haliniz?

Çok güzel

-Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Çalışkan yaptığı işi azimle yapan, başarıyla sonuca ulaştıran ve çevresindeki insanlarla kazancını paylaşan özverili paylaşımcı biriyim…

-Bir anınızı paylaşır mısınız?

Ben siyasete girmeyi düşündüğümde vekillik için çalışırken biraz tedirgindim. İsmimi, kazancımı siyasette kaybedebilirdim. Bir gün rüyamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ı gördüm. Bir medyan ve mahşer alanı gibi kalabalık arasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan elini sırtıma vurdu ve dedi ki, "Fırat bey meydana çık." Bende çıktım ve neticesinde güzel sonuç aldım. Bir gün de Sason’da seçim için geziyorken manevi olarak kalbime güzel şeyler olacak diye bir his geldi. Deseniz ki, "Fırat bey sizin siyasete ve makama ihtiyacınız var mı, hayır yok.” Fakat bu memleketin adil, kendi çocuğuna istediğini başkasının çocuğuna da isteyen insanlara ihtiyacı var.