Merhamet duygusu insana lütfedilen en ulvi duygulardan bir tanesidir. İnsan bu duygusu sayesinde çevresinde gelişen ola ve durumlara daha insani ve daha vicdani yaklaşabilmektedir. Karar verme süreçlerinde mantıkla birlikte merhamet duygusu da devreye girdiğinde daha güzel sonuçlar alınabilmektedir.

Yaratılmışı severiz Yaradan da ötürü. Her insan ayrı bir kimlik, ayrı bir dünyadır. Karakter yapısı, mizacı, olayları ve durumları anlamlandırma biçimi farklı olabilir. Bu hem insanın yetiştirilme tarzından kaynaklı bir durumdur hem de gönül dünyasındaki bazı duyguların gelişmişlik seviyesi ile alakalıdır. Sosyal ilişkilerin git gide zorlaştığı, ilişkilerin genellikle çıkar zemininde ilerlemiş olduğu günümüzde merhamet kavramı daha da önem kazanmaktadır. Çünkü merhamet almadan verebilmektir. Merhamet insanı ve muhatabını besleyip büyüten, olgunlaştıran hatta ham gönülleri yumuşatan yüce bir duygudur.

Bir gün peygamberimiz evlerinde istirahat ederken bir bedevi onu ziyarete gelmiştir. Kapıdan girmeden önce çocuk sesleri evin dışına taşmış olduğundan merakından pencereden içerisini izleme merakı hâsıl olmuştur. Peygamber efendimiz o sırada torunlarıyla oynamakta, onları sevip, başlarını okşamakta ve onları omuzlarında gezdirmektedir. Bu durumu gören bedevi şaşkınlığını gizleyemez ve kapıyı çalarak peygamberimizin huzuruna gelir ve şunları söyler: “Sizin torunlarınıza olan sevginize, muhabbetinize şahit oldum. Benim 10 tane avladım var ben bir gün olsun ben onların başını okşamadım, sevip koklamadım. “

Bu sözleri duyan peygamberimiz, çok duygulanır ve ağzından şu sözler dökülür: “Allah senin kalbinden merhameti söküp almışsa ben ne yapabilirim.” bu söz bedeviyi kendine getirir ve kendisine getirir. Eksik ve hataları davranışlarını fark eder ve çocuklarına karşı daha iyi bir baba olmak için harekete geçer.

İnsana merhamet, hayvana merhamet, doğaya merhamet etmek gerek. Kısaca dünyamızdaki her canlı bizler için kıymetlidir ve yaşamın bir parçasıdır. İnsan evde aile fertlerine karşı, dışarda sosyal çevresine karşı mümkün olduğunda merhametli ve iyi niyetli olmalıdır. Bu şekilde ruh dünyamız geniş, gönül dünyamız daha yapıcı olacaktır. Balık bilmezse bile Halık bilir diyerek yolumuza devam etmeliyiz.