SON DAKİKA
hava
Advert
Google News

ZEMBİLFROŞ

Son Güncelleme :

2024-08-07 12:23:45

Zembilfroş Şarkısı (Klamı) Kürtler arasında hemen hemen herkes tarafından bilinen bir Şarkıdır (klamdır)

Bu şarkı birçok Kürt sanatçı tarafından söylendiği gibi,  esasında uzun bir dönem uluslar arası bir Kürt sanatçısı olan Şivanperverle özdeşleşmiş bir şarkıdır.Uzun yıllar Şıvanperver in usta yorumu ile bu şarkıyı  söylemesi Şivanperver e mal olan bir şarkı oldu adeta Zembilfroş Şarkı (klamı).

Zembil in Türkçe karşılığı küfe demektedir.

Zembil (Küfe), ya sazlıklardan, yada Meyan kökü(sus) Bitkisinden yapılan bir sepettir.

Her ne kadar Sazlıklardan da yapılanı var ise de, Zembiller esasında Meyankökü bitkisinin Toprak üstü aksamından yaygın olarak yapılırlar.

Meyan Kökü bitkisi genelde yabani formda yetişen Sus ( meyan kökü) dediğimiz bitki olup, Batmanda halen suyu ava süse ismi ile satılmaktadır.

Zembilfroş kelimesi de  Zembil ve froş olan  iki kelimden oluşmuş, Zembil,  yani küfe yada sepet, froş ise  Satıcı anlamına gelmekte, yani Zembilfroş bu iki kelimenin birleşmesinden oluşan Küfe satıcısı anlamına gelmektedir.

Bu yazımızda Zembilfroş şarkısının hikayesine değineceğiz bu gün:

Zembilforş un Yazarı  olan Malaye Bete 1417 yılında Hakkari’ye bağlı Batê köyünde doğmuştur. Duhok, Musul, Hewler ve Misk’te( Vanda)   medrese eğitimi almış; 1491 yılında, Van ve Hakkari arasındaki bir yayla da  bir yolculuk sırasında kar ve tipiye yakalanmış, bunun üzerine sığındığı mağarada donarak hayatını kaybetmiştir. 

Zembilfıroş, asırlar boyunca halkının ses, söz ve inanç işçiliğini yapmış olan dengbêj Şair ve dervişlerin hafızalarında korunmus bir sözlü Kürt edebiyatı klasiğidir.

Zembilfıroş. Halk arasında ses ve söz ustaları olan dengbêjlerin, dervişlerin ve şairlerin, dilinde diyar diyar dolaşmış, sohbetlere konu olmuş, Zembilfıroş  şarkısı ve şarkı sözleri, öğüt olarak ders alınıp dinlenen bir stran, yeri geldiğinde Dengbejler tarafından söylenen bir Şarkı (klam), yeri geldiğinde bir şair tarafından okunan bir şiir ve yeri geldiğinde ise Dervişler tarafından söylenen bir Kaside olarak ta okunmuş olup, öyle bir hikayedir ki , Zambilforoş un hazin sonu nedeni ile bazen de bir ağıt,  bazen de şiir içerisinden de  geçtiği gibi, Zembilfroşun Allah korkusundan dolayı Tövbekar olması,   kaside ile  dindarlık ve   yeri geldiğinde ise sepet satıcılığı yaparak, çarşı pazar dolaşması ise bir halk şarkısı olarak dinlenmiş olan çok yönlü bir hikayedir..

Zembilfroş hikayesi rivayet edildiği kadarı ile; çok varlıklı bir beyin oğlu, yada Dönemin Hakkari beyliğinin Miri nin oğlu olan biridir Zembilfroş

Zembilfroş usta bir geyik avcısıdır, aynı zamanda ok ve yay ile ustaca avlanan bir prenstir.

Birgün yine askerleri ile birlikte ormanda avlanırken bindiği atının ayağı bir çukura girer ve atı yere düşer, at üstündeki Zembilfroş ta dolayısı ile at üzerinden düşerek  yere yuvarlanır, Zembilfroş önemli derecede sayılabilecek bir yara almaz, hemen ayağa kalkar toparlanır ve atının neden yere düştüğünün anlamaya çalışır bakar ki Atının ayağı küçük bir çukura takıldığı ve atın ayağının kırıldığını , atının acı çektiğini görür, Tam bu esnada askerleri ile  beraber Bu küçük çukurun ne olduğunu anlamak için çukuru kazarlar, kazdıkça çukuru, çukurun  büyüdüğünü görürler ve bakarlar ki bu çukur aslında bir insan mezarıymış.

Zembilfroş ve askerleri mezar içerisinde bir insan iskeletini görürler ve Zembilfroş bu insan iskeletinden çok etkilenir, gördükleri karşısında hüzünlenir, yaşadığı şatafatlı,  eğlenceli, zengin, rahat hayatının ne kadar anlamsız olduğu düşünür, kafasında yoğun bir düşünce olarak yaşadıkları belirir. Bütün hayatı,  o güne kadar yaşadıklarının tamamaı  bir an gözlerinin önüne gelir.

Zemebilfroş yaşadığı hayatı ve insan oğlunun  yaşadıklarının kısa süre içerisinde Dünyadan göç edip toprak altında nasılda anlamsız ve bir hiç olarak  çaresiz bir şekilde kaldığını fark eder, irkilir ve bütün gerçeği ansızın görür gibi olur ve  o ana kadar bir rüya hayatı yaşadığını düşünür.

Zembilfroş ani bir kararla Mirin oğlu olarak  yaşadığı o şatafatlı, zengin hayattan sıyrılıp doğal , mütevazi emek sarf eden, emeği ile kazanan, halktan biri olmak için halk arasında kimliğini gizleyerek yaşamaya karar verir.

Hakkari ve yöresinde tanınan biri olması hesabı ile onu kimse tanımasın diye memleketinden terk -i vatan olup Şehir şehir, sokak sokak, köy köy dolaşarak hanımı ve çocukları ile beraber çarşı pazar dolaşarak ekmeğini kazanmaya başlar, aynı zamdan zembil ustası olan Zembilfroş gittiği her şehirde her Pazarda, her çarşıda , her sokakta Zembil satarak geçimin sağlamaya çalışır.

Derken Zembilfroş ailesi ile birlikte Silvan ( Meyfarkin) şehrine gelir, oraya bir süreliğine yerleşir , beli bir süre yurt edinir ve orada zembil satmaya başlar.

Zembilfroş iyi bir aile terbiyesi görmüş, iyi eğitimli, kalkmasını- oturmasını, konuşmasını bilen biridir. Konuşma adabı ve etkileyici telafuzu ile kısa sürede pazarda tanınan, bilinen, konuşulan biri olur.

Saray terbiyesi görmüş olan Zembilfroş aldığı saray terbiyesi ile davranışları ile etkileyici olduğu kadar, bir o kadar da endam sahibi yakışıklı ve güzel bir insandır.

Derken Zmbilfroşun namı Silvanda( Meyafarkinde) iyice yayılır. Birgün Silavan ( Meyafarkin)  hükümdarının Hatunu (Sarayın hanımı) bu günkü Silvan kalesinin Zembilfroş burcu olan Burçtan sokaktan geçmekte olan Zembilfroşu görür, Bunun kim olduğunu sorar ve kim olduğunun bulunmasını ister. Zembilfroşun halk arasında dolaşan namının olduğunu sevilen biri olduğunu tespiti ederler, bunun üzerine  Hatun ( sarayın hanımı)  zembil satın almak bahanesi ile Zembilfroş u saraya çağırtır.

Zembilfroşu sarayda zembillerini almak üzere huzuruna alır, Hatun(saray Hanımı) Zembilfroşu görür görmez Zembilfroşun, adabından, hal ve hareketlerinden, güzelliğinden  çok çok etkilenir, gönlünü kaptırır ve Zembilfroş ile yalnız kalmak için hizmetçilerini( kewraşlerını) dışarı çıkarır. Hatun( saray Hanımı) orada Zembilfroş a gönlünü kaptırdığını, ona büyük bir aşk ile tutulduğunu bu aşkına karşılık vermesini ister. Zembilfroş hatuna Bunu asla yapamayacağını çoluk çocuğunun olduğunu ve evli olduğunu,  bunun üzerine  tövbekar olduğunu, dünyevi hayatını çok çok kısıtladığını Allah için ve çocukları için çalıştığını bunu yapmasının imkansız bir şey olduğunu söyler,  Hatun ( saray hanımı) her ne kadar ısrar etse de nafile bir çaba olur ve Zembilfroş hemen saraydan ayrılır.

Zembilfroşun saraydan ayrılması ile birlikte Hatun (Saray hanımı)  emrinde bu konuda çalışanlara, asker ve hizmetçilerden  güvenilir kişilere haber verir ve Zembilfroşun evinin tespit edilmesini ister, Zembilfroşu takip ederler Zembilfroş un Silvan ın kenar bir mahallesinde; Muhtemelen bir çadır evde kaldığını tespit ederler ve bunu  Hatuna (sarayın hanımına ) bildiriler.

Bunun üzerinde Hatun (Sarayın hanımı) bir gün yine Zembilfroş un sokak sokak , çarşı - Pazar zembil satmaya çıktığı bir günde  Zembilfroşun hanımını saraya çağırtır, Zembifroşun hanımına bir gece Zembilfroşun yanında yatmak için para, altın, akla gelebilecek  her türlü değerli eşya, her türlü mücevher vermeyi teklif eder. Zar zor bir şekilde Zembilfroşun hanımını ikna eder( bazı rivayetle göre de zembilfroş un hanımını alıkoyar) ve  Hatun (saray ın hanımı) bir akşam üstü Zembilfroş un evine gider, evinde yatağına girer ve Zebilfroşun gelmesini  bekler.

Zembilfroş gece geç saatte  yorgun argın bir şekilde pazar-çarşıdan gelip yatağına girdiğinde, Zembilfroş un ayağı Hatun un( sarayın hanımının )  ayağına değer ve Hatun un ayağında Hal hal  ( Xeleq) olduğunu fark eder, Zembilfroş un  ayağı hal hal a değdiğinde bunun ancak saraylı birinde olabileceğini ve yatağındakinin Sarayın Hatun u olduğunu anlar,Zembilfroş hemen yataktan çıkıp kaçar, ortalıktan kayb olur, kimi rivayete göre Zembilfroş orda Allaha  canını alması için yalvarır ve oracıkta Allah canını alır ve ölür, kimi rivayete  göre aynı akıbeti Hatunda (sarayın hanımı)  yaşar, bir rivayete göre de Hatun Zebilfroşun kendisini ret etmesini hazmedemez ve Silvan kalesinin burcundan atlar ve intihar eder,(Zembilfroş burcunun ismini buradan aldığı rivayet edilir). Kimi rivayete göre de Zembşifroş izini kayb ettirir çocuklarını alıp diyar diyar dolaşır Zembil satmaya devam eder.

Hali hazırda Bu konu ile ilgili olarak Kozluk ilçesinin hemen yakınında bulunan Cevizlik( dariguzi) Köyünde Zemblfroş un Mezarı olduğu söylenir . Evet Orada Zembilfroş türbesi diye bir mezar var ama aynı Zembilfroş a ait mi kesin olarak bilinmiyor . Ancak Bu bölgenin Silvan a  25-30 km kadar  bir yakınlıkta  olması durumu düşünüldüğünde o mezarın Zembilfroş un mezarı olduğu kuvvetli bir ihtimaldir.

Not:Halen Silvan Kalesinin bir burcunun ismi Zembilfroş burcu olarak biliniyor.

Zembil froş Şarkısının ( kalmının) bazı dörtlükler şöyledir.

Zembîlfiroşzembîlatîne   (Zembîlfiroş zembilleri getirir)
Delalozembîlatîne           ( Sevgili zembilleri getirir)
Kolan bi kolan digerîne     (Cadde ve sokak gezdirir)
Nan û dahnêpêdistîne     (Ekmek ve aş ile değiştirir )
Zarokanpêditevrîne          ( Çoluk/çocuğu onunla geçindirir)
           Yoksul bir hayat sürdüğünü anlatır, bu dörtlikte 
Gavaewzembîlatîne        (O zembilleri getirdiğinde )
Xatûnlibircêdibine            (Burçtaki Hatunun gözüne iliştiğinde)
Bieşqa dil dihebîne            (Gönlünü onun aşkına kaptırır )
Aqildiçesewdanamîne      (Akıl gider kara sevdaya tutulur)

    Hatun unu n onu ilk gördüğünü ve aşık olduğunu belirtir bu dörtlükte       

Zembîlfiroşlawikênenas î   ( Ey Zembilfiroş, yabancı oğlan)
Tenaderpî û kiras î             ( Varın-yoğun bir lokman bir hırkan )
Tu jidestêmnabîxelas î      (Kurtulamazsın elimden inan)
Lawiko ez evîndar im           (Ey delikanlı sevdalıyım ben)

Hatun Zembilfroş a bir hırkan bir lokma ekmeğin var neyin var senin sana sevdalıyım diyor bu dörtlükte

Zembilfroş buna şöyle karşılık verir:

Xatûnagerdenbimorî                ( Ey boynu inci gerdanlıklı hatun) 
Qetnabebikotek û zorî              (Zorla güzellik olmaz biliyorsun)  
TirsaminjiwîRebbêjorî            (Yüce Rabbimden korkarım ben)
Xatûnê ez tobedar im                  ( Ey hanımefendi tövbekarım )

Bu dörtlükte ise Zembilfroş Hatunu kesin ret etmekte ve Allahın dan korktuğunu belirtiyor.

Şarkının özünde; aşk, sadakat, mütevazilik, Dünyanın gelip geçici ve fani olduğu çokça  yorumlanıyor .

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.