Memleketimde hayat pahalılığı, fiyat artışları almış başını gidiyor buna dur diyebilecek kimse çıkmadı bu güne kadar.
Her ne kadar, her gün basında sosyal medyada yarın bu günden iyi olacak, gelecek sene bu senden iyi olacak diye mesajlar verilse bile maalesef henüz yarın dünden iyi olmadı daha kötü oldu.
Uzak değil daha iki yıl önce 2021 yılı sonlarında meyve ve sebze fiyatları yükselişe geçtiği bir dönemde bir televizyon programında gıda fiyatlarını yükselmesi ile ilgili bir programı izlerken orada tartışma programına katılan beyefendilerden birine, moderatör bir daha ne zaman 2TL ve 3 TL den meyve alabiliriz diye sordu, orada programa katılan beyefendi aynen şunu söyledi; biz bir daha kilosunu 4 Liraya, 5 Liraya bile meyve sebze alamayız dedi, artık 10 Lira, 12 Liradan ancak sebze meyve yiyebiliriz demişti ve bu kurduğu cümle orada programa katılanlara ve ekran başında olan bizlere çok ilginç ve çok uç bir rakam gibi gelmişti.
Ama gerçekten de bu gün artık kilosunu 25-30 Liradan bile meyve ve sebze yiyemiyoruz.
Yani orada o programda beyefendinin dediği gibi o günden sonra sadece meyve sebze de değil, artık hiçbir üründe yarınların fiyatı, dünün fiyatından daha iyi olmadı. Git gide daha kötü oldu.
Bu açıklamayı neden yaptığımı hemen aşağıda yazacağım birkaç cümle ile açıklamaya çalışacağım.
Geçen hafta içi bir gün akşam üstü , ben bir markette alışveriş yaparken tanımadığım bir bayan ablamız marketin manav reyonunda alışveriş yaparken gözüme ilişti.
Bayanın üstündeki giysilerden maddi durumunun iyi olmadığı çok net bir şekilde görünüyordu.
Bayan ablamız; Marketlerde Çıkma diye tabir edilen sebze-meyve reyonlarında market sahibi tarafından maddi durumu iyi olmayan vatandaşların alması için bir kenarda bulundurulan, normal reyondaki sebze ve meyvelerden çok daha ucuz fiyata satılan meyve ve sebzelerden ayrılmış olan kısımda, yarı çürümüş patateslerin ve marulların arasında biraz daha iyi durumdaki daha çürümemiş olan patates ve marul seçmeye çalışıyordu, Bayan ablamız seçtiği patates ve marulları ayrı birer poşete koyduktan sonra meyve reyonunun önüne geldi, meyve reyonunu şöylece bir gözden geçirdi, fiyatlara baktı, meyvelere baktı, birazda göz ucu ile çevresine de şöyle bir baktı ve elma reyonunun önüne gelerek sadece bir tane elma eline aldı, elmayı poşete de koymadan tartının önüne geldi, bede o sırada tartının önünde bekliyordum, tartı sırası bendeydi, abla bana bakıp abi buyur dedi o esnada bende yok abla sen buyur sorun yok tartabilirsin dedim ve bayan elinde bulunan poşetlerdeki marullar ve patatesleri tarttıktan sonra birazda mahcup bir şekilde elindeki elmayı tartıdaki kıza uzatarak bunu da tartabilirmisiniz deyip bir elmanın ama sadece bir elmanın tartısını alıp etiketini de marul poşetine yapıştırdıktan sonra elmayı da marul poşetine koyup kasaya doğru gitti.
Ben daha önce Batı illerinde karpuz un, tatlı yapılan kabağın dilimle satıldığını görmüştüm, o günlerde dilimle karpuz, kavun kabak vs.. satılması ve satın alınması bana garip geliyordu, ( İstanbul -Ankara gibi), ancak Batmanda karpuz un Dilim ile satıldığına ilk kez bu sene şahit oldum, Batmanda sadece tek bir elma alan insana da ilk kez ve bu güne kadar sadece Batmanda rastladım.
Belki kimileri bu yazdıklarımı işlerine geldiği gibi bunu farklı yorumlayıp israftan kaçınma diye değerlendirebilir, Farklı senaryolarla farklı şekilde anlatabilirler, faklı şekilde çizebilir ama inanın ki benim gördüğüm ve şahit olduğu israftan kaçınma falan değil, benim gördüğüm tamamen çaresizlikten ve imkansızlıktan kaynaklanan bir durum, o bayan ablamız o tek elmayı tartarken kafamdan geçen düşünce şuydu; muhtemelen bayan ablamız evden çıktığı sırada çocuklarına ben markete gideceğim derken,, çocuklarından bir tanesi anne ben elma istiyorum! diye bir ses ile annesine seslendiğini düşündüm.
İşte bu memlekette bu çocukların hakkını her kim yiyorsa, her kimin hakkını kim yemişse, alış veriş sırasında utanarak göz ucu ile çevresine çekingen bakışlar ile bakan bu ablamızı kim bu kadar utandırmışsa, Allah o ablamızın ve ablamız gibi çaresiz insanların hakkına sebep olanlara haklarını bırakmasın.
Artık ekonomi yarın dünden iyi olacak demekle, gelecek sene bu senden çok daha iyi olacak demek düzelmiyormuş demekki, ekonominin düzelmesi için gelirlerin, yatırımların yönünün değiştirilmesi gerekiyor.
İşte memleketimden bazı manzaralar böyle..