Bu günkü yazımız; bu haftanın gıda haftası olması nedeni ile “16 Ekim Dünya gıda günü” dikkate alınarak yeterli, sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşma hakkında konuşacağız.
Gıda nedir? diye sorduğumuzda, hemen herkesin Gıda nimettir! dediğini duyar gibiyim.
Evet gerçekten de gıda nimettir.
Ancak gıdanın kelime anlamının kısaca tanımını yapacak olursak; İnsanlar tarafından yenilen, içilen, yenilmesi ve içilmesi mümkün olan, insan oğlunun yaşamını devam ettirmesi için zorunlu bir gereklilik olan bütün maddeleri kapsayan ürünlerdir gıda.
Halk dili ile biz bunu Nimet olarak tanımlıyoruz.
Gıdalar; Dünya tarihinde, yakın Zamana kadar doğrudan veya kısa bir dolaylama ile doğadan direkt sağlanan ürünlerdi. Ancak son zamanlarda ve günümüzde ise gıdaların üretimi, çoğaltılması işlenmeleri artık suni bir şekilde insan müdahalesi ile yapılmaktadır. Gıda üretiminin ana kaynağı her ne kadar doğa olsa da, gıda üretimine insan müdahalesi artık önemli bir seviyeye ulaşmıştır .
Sofralarımızda her gün tükettiğimiz gıdaların soframızdaki şekli aslında çok uzun bir hikayenin mutlu sonudur.
Gıdanın topraktan ekildiği, yetiştirildiği, üretildiği durumundaki halinden, soframıza gelene kadarki hali ile aslında çok uzun Meşakatli, karmaşık ve zahmetli bir hikayenin son halidir.
İşin esas cefasını çeken ise, ter döken, emek sarf eden, nasırlı eli öpülesi, üretiminin ilk noktasında ve başlangıcında yer alan, işin perde arkasında olan, ama hiçbir zaman görünmeyen gizli kahramanı olan çiftçilerdir.
Bu gün Dünya üzerinde bir milyar civarında insan açken, en az bir o kadar insan da açlık sınırında iken, Dünya üzerinde üretilen tarımsal ürünlerin, gıdaların yer yüzünde yaşayan insan nüfusunun beslenmesinde yetersiz kalmasından dolayı değildir.
Dünya üzerinde yetiştirilen ürünlerin, Dünya nüfusunun tamamını rahat bir şekilde besleyebilecek yeterliliktedir.
Ancak ne var ki üretilen gıdaların önemli bir kısmı iyi yönetilmemesi nedeni ile, Dünyanın bazı bölgelerindeki insanların aşırı beslenmesi nedeni ile, obezliğe yol açacak kadar aşırı gıda tüketmesi yanında, gıdaların bir o kadar da israf edilmesi, gıdaların haddinden fazla bir şekilde çöpe atılması, tarladan marketlere, sofraya gelinceye kadar özensiz ve yeterince yönetememe sebebi ile Dünya üzerindeki bazı ülkelerde gıda yetersizliği ortaya çıkmakta ve Dünyanın gelişmemiş yada az gelişmiş ülkelerindeki insanların yetersiz ve dengesiz beslenmesine ve Dünya üzerinde açlıktan ölümlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmak ülkelerin sorunu olmaktan çıkmış küresel bir sorun halini almıştır.
Öyle ki artık ülkeler sürdürülebilir, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdayı Savunmalarının bir parçası olarak görüyorlar
Dünyada gıda üretiminin dengesiz dağılması, israf edilmesi yanında gıdanın ana kaynağı olan topakların kötü kullanılması, tarım arazilerinin korunamaması, toprakların geri dönüşümü olmayacak bir şekilde tahrip edilmesi, küresel ısınma nedeni ile ortaya çıkan iklim krizleri, dengesiz yağışlar, su kaynaklarının israf edilmesi, yanlış sulama şekilleri, küresel aktörlerin gıdayı sektör olarak tekellerine almaya çalışmaları, Dünya üzerindeki savaşlar vs.. her kesin Sürdürülebilir, eşit ve yeterli bir şekilde sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşma önündeki en önemli engeller olarak ortaya çıkmaktadır.
Bütün bunlar ile birlikte Tarımsal üretimde maliyetlerin artması iyi ve rahat bir pazar bulunamaması, buna bağlı olarak çiftçilikle uğraşan insanların refah düzeyinin düşmesi yanında iyi tarım politikalarının üretilmemesi, çiftçinin korunamaması nedeni ile tarımsal üretim gittikçe azalmakta, kırsaldan kente göçü hızlandırmakta, çiftçilik ile uğraşan kişi sayısı azalmakta, Dünyadaki her kesin eşit ve yeterli düzeyde sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşımını zorlaştırmaktadır.
Her insanın Sürdürülebilir yeterli ve dengeli beslendiği ve Dünya gündeminde açlığın olmadığı günlere özlemle 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nü kutluyoruz