Hızla elinden kayıp gidiyor zaman insanın,
Dur demeye gücü yetmiyor buna hiçbir lisanın.
Ne de çabuk geçiyor ömürden, uzun zannedilen yıllar,
O yılların içerisinde saklıdır, derinlerdedir hep sırlar.
Mutlu olmayı hep erteler insan, yetmez ne yıllar ne asırlar,
Çünkü yüreğinde saklıdır, yılların bıraktığı can yakan nasırlar.
Ha bugün ha yarın derken, erteler bu güzelim hayatı,
Geçmişte takılı kalır, baş tacı eder eskimişi ve bayatı.
Geleceğin korkuları sarar gönülleri, geçmişin ahları ve vahları,
Kalpler huzura tam erecekken, bırakmadı yakaları dünyanın günahları.
Çocukken büyümek ister insan, büyükken çocukluğa dönebilmek,
Anı keşkesiz yaşardı, keşke mümkün olsaydı geleceği görebilmek.
Başkalarına bağlar çoğu zaman insan, mutluluğun kaynağını,
Sen düşüncelere dalarken, o insan yer mutluluğun kaymağını.
Yaranmaya çalıştıkça daha fazla yara alır insan, en zayıf yerinden,
Bu öylesine ağır bir duygudur ki, insanı sarsar taa derinden.
Bir ömür harcadı insan, kendisi dışında herkesi memnun etti,
Kimseye hayır diyemeden, içine atarak ömrünü tüketti.
Feda etmiş olsaydı gözlerini, diğer insanlar sevindirmek için,
Zaten kördü, yapmasaydı derlerdi. Neden ve niçin?
Yapmadığı fedakârlık kalmadı, gösterdi hep iyi niyetini,
Hayal kırıklığı ile aldı, hep bu iyi niyetinin diyetini.