ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM
Akrebin tabiatında zehirlemek olduğu gibi zalimin tabiatında da zulmetmek vardır.
Tarihte yapılan zulüm ve hak ihlallerini bir yazıya sığdırmak mümkün değildir. Sadece yakın tarihte Amerikan’ın, İsrail’in, Fransa’nın, Rusya'nın, Çin'in yaptıkları zülüm ve vahşetler kaleme alınsa ciltler dolusu kitap yazılır. Özette olsa Kâfir ve zalimlerin geçmişten günümüze yaptıkları mezalimi hatırlatmakta fayda görüyorum.
Asurlular, düşmanın derisini yüzüp ele geçirdikleri şehrin kapısına asmayı, şehirde buldukları küçük-büyük herkesi öldürmeyi dini bir görev olarak kabul ediyorlardı.
Farslıların, esirleri fillere ezdirme ve insanları diri diri ateşe atma adetleri vardı.
Eski Yunan ve Romalılar, esirlere her türlü işkenceyi reva görüyor, vücutlarını parçalıyor, büyük-küçük, kadın-erkek demeden öldürüyorlardı. Roma hipodromlarda, amfi tiyatrolarda ve arenalarda, soyluları eğlendirmek için kölelerini vahşi hayvanların önüne atıyor ve bunu büyük bir keyif ile izliyorlar.
Haçlılar 1099’da Kudüs’ü aldıklarında kadın-çocuk demeden bütün Müslüman ve Yahudileri öldürmüşler. Tarihçi Raimundus tapınakların bulunduğu mahalleye giderken cesetler ve dizboyu kan kan birikintileri içinden geçtiğini söyler.
İkinci dünya savaşı sırasında Almanların elindeki Rus esirlerine ait kamplarda esirler açlıktan birbirlerini yemeye başlamışlardı. Açlık, soğuk ve hastalıktan dolayı ölen Rus esirlerin sayısı iki milyonu bulmuştu. Yine ikinci dünya savaşı sırasında sadece Almanya’da 1.9 milyon kadın Rus askerlerin tecavüzüne uğramıştı. Almanlar Doğu Avrupa ülkelerinde 3 milyon kadına tecavüz ettikleri ve bunlardan 1,5 milyon çocuk dünyaya geldiği kaydedilmektedir. Nazilerin diğer Avrupa ülkelerindeki tecavüzleri sonucu doğan çocukların sayısı ülkeye göre 40-100 bin arasında değişmektedir.
Amerika Vietnam’a müdahalesinde esirler toplu halde öldürüldüler. Kimyasal silahlar kullanıldı, napalm bombaları atıldı, 1962 yılı ortalarında 16 bin toplama kampı kurulmuş, toplama kamplarındaki insan sayısı 5 milyonu bulmuştu. 160 bin insan öldürülmüş, 700 bin kişi işkence görmüş, 400 bin kişi hapsedilmiş, 31 bin kadının ırzına geçilmiş, 3 bin kişinin diri diri karnı yarılmış, 4 bin kişi diri diri yakılmış, bin mabet yıkıldı.
Bosna Hersek savaşında Sırp güçlerin elde ettikleri Müslüman esirlere uyguladıkları baskı ve işkenceler tüyler ürperticidir. Yiyecek ve içecek verilmemesi, tuvalete çıkma yasağı, düzenli şekilde dayak, elbiselerini soyup cinsel organlarına tazyikli su vermek, elektrikli matkaplarla göğüslerinde delikler açmak, çocukları kazıklara çakarak öldürmek, boğazlarını kesmek, burun ve cinsel organlarını kesmek, kemikleri kırılıncaya kadar dayak, kum ve dışkı yedirmek, kadınların önünde anne-baba, koca ve çocuklarını öldürdükten sonra kendisine tecavüz etmek gibi insanlık dışı uygulamalar bunlardan bazılarıdır. Sırpların tecavüzü bir silah olarak kullanmalarının en büyük sebebi, İslâm’da kadına tecavüzün çirkin görülmesi ve reddedilmesidir. Bu tecavüzün korkunç boyutlarından biri de tecavüze uğrayan kadınların, çocuklarını düşüremeyecek ileri bir safhaya gelinceye kadar serbest bırakılmamalarıdır. Bu kadınlar böylece, karınların da taşıdıkları Sırp çocuklarıyla birlikte kocaları ve aileleri tarafından kabul edilmeme gibi daha tehlikeli bir duruma da maruz bırakılmışlardır. Esirlerin veya yakın akrabaların önünde kadınlara tecavüz etmeleri vahşetin bir başka boyutudur.
2003’te Amerika Irak’ı işgal etti. 1 milyon sivil öldürüldü. 2 milyon Irak’lı mülteci durumuna düştü. 7 bin Irak’lı hapse atıldı, 16 bin sivil kayıp, on binlerce kadına tecavüz edildi. Amerikan askerleri, Irak’ta yer alan Ebu Gureyb Cezaevinde tutuklulara sadistçe işkenceler uyguladı.
Suriye,de Esad, Rusya ve İran devletlerinin desteğiyle binlerce Müslümanı katletti, binlercesini hapishanelerde işkencelerle acı çektire çektire öldürdü. 6.5 milyon Suriye’li mülteci oldu. Binlerce kadının ırzlarına geçildi.
Çin’in Doğu Türkistan’dan yaptığı zulüm hepimizin malumu...
Son olarak İsrail’in Filistin ve Gazze’de yaptığı katliamlarla yazımıza son verelim. 1948 yılından beri İsrail Filistin topraklarında katliam gerçekleştiriyor. Sadece 7 Ekim 2023 yılından bu yana 50 bini geçti. Öldürülenlerin çoğu çocuk ve kadınlardan oluşuyor. 2 milyon kişi yerinden edildi. Hastaneler bombalandı, ambulanslar tarandı, gazeteciler katledildi, bebekler donarak öldü... Ve bu katliam hala devam ediyor...
Aliya İzzetbegoviç’in bir sözüyle bitirelim:
Ben Avrupa`ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptı. Hem de Batı`nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.