ASGARİ ÜCRET ZAMMINDAN SONRA, EMEKLİ DE YAPILAN ZAMDAN MEMNUN KALMADI

Bu günlerde Türkiye’nin en sıcak gündemi ekonomi ve dolayısı ile memur, memur emeklisi ile SGK ve Bağ-Kur emeklisinin aldığı zam oranlarıdır.

Asgari ücret miktarının 27 Aralık 2024 tarihinden yapılan açıklama ile beklenenin çok altında kalmış ve çokça tepki almıştı.

Geçen birkaç gün önce, memur ve memur emeklisi ile SGK ve Bağ-Kur emeklisi için açıklanan zam oranları da asgari ücretliye yapılan zam oranı gibi beklenenin çok altında kalmıştır.

Hükümet yetkilileri tarafından; Memur ve memur emekli maaşlarına %11,54 oranında SGK ve BAĞ kur emekli maaşlarına ise %15,74 oranında zam oranı açıklandı.

Zammı açıklayan hükümet yetkilileri her seferinde memur ve emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğiz diye açıklamada bulunuyorlar.

TÜİK verilerine göre de sanırım öyle olmuş, yani emekli ve memur maaşlarına yapılan % 11,54 ile %15,74 lük zam oranları ile TÜİK in belirlediği rakamlara göre memur ve emekli maaşları enflasyona ezdirilmemiş görünüyor.

Ana muhalefet ise tam tersini söylüyor; emekli ve memur maaşlarına, asgari ücretlinin maaşlarına verilen zamların utanç verici olduğunu ve belirlenen maaşla geçinmenin imkansız olduğunu belirtiyor.

Ana muhalefet meydanlarda geçim yoksa seçim vardır diye bas bas bağırıyor.

Sanırım ana muhalefet yerel seçimlerde birinci parti çıkmasını baz alarak bunu söylüyor.

Bakalım Ana muhalefetin söylediği gibi erken seçim olur mu ve Merhum Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman DEMİREL‘in Söylediği gibi “boş tencere iktidar götürür” söylemi doğru çıkar mı? Bunu hep birlikte göreceğiz.

Ana muhalefet Enflasyon oranının TÜİK verileri ile değil, gerçek piyasadaki gerçek enflasyon ile tespit edilebileceğini belirtiyor.

ENAG(Enflasyon araştırma gurubu)verelerine göre enflasyon %83,40 olduğu, TÜİK verilerine göre ise %44,38 olduğu açıklanmıştır.

Sokaktaki vatandaşa da sorulduğunda hayat pahalılığı ve yüksek fiyatlardan dolayı geçinemediklerini her seferinde dile getiriyorlar.

Emekli ve çalışan maaşlarının enflasyon karşısında, satın alma gücü açısından gittikçe eridiği gerçeği ortadadır.

Buna karşılık vergi, harç ve cezalara en son %43,93 oranında zam yapılmıştı.

Birde kök maaşı 12.500 TL’nin altında olan emeklilerin açıklanan %15,74 lük zam ile hiç bir şekilde maaşlarında artış sağlanmayacağı açıkça ortadadır.

Bütün bunlar aslında Dar gelirli, emekli ve işçinin geçim sıkıntısını alenen ortaya koymaktadır.

İktidar tarafından yapılan son açıklamalarda ise refah payı ile emekli maaşlarına verilen zam ile kök maaşlarının düşüklüğünden dolayı faydalanamayacak emekli maaşlar için bir düzenleme düşünülüyormuş.

Eğer böyle bir düzenleme ihtiyaç var ise aslında dolaylı yoldan verilen zamların düşük olduğu bir anlamda kabul edilmiş oluyor.

Çarşı, Pazar ve sokaklarda vatandaşa bu durum sorulduğunda ise vatandaş bitip tükendiklerini söylüyorlar.

Çarşı pazardaki, sokaktaki vatandaşın Kimisi elbise alacak parası olmadığından, ölmüş abisinin elbiselerini giydiğini, kimisi kendi evinde yaşarken geçim sıkıntısı derdinden çocuklarının yanına sığındığını, kimisi ise çocuğunun verdiği kredi kartı ile kendi açığını ancak kapatabildiğini söylüyor. Yani bir dokunuş bin ah işitme meselesi sokaklar.

Sonuç olarak yukarıda değinildiği gibi durum hiç bir açıdan iç açıcı görünmüyor, verilen maaşlar geçinmek için az geliyor, emekli, işçi dar gelirliye hayat pahalı geliyor emekliler ömürlerinin son baharında da sıkıntı yaşıyor.

Ancak son olarak şuna dikkat çekmek istiyorum.

TÜİK’e göre yıllık enflasyon %44,38, ENAG a göre ise enflasyon % 83,40 olarak belirtilmiştir.

Peki bu TÜİK nerden alışveriş yapıyor, bence çıkıp açıklasın, çünkü gerçekten vatandaş ciddi bir geçim sıkıntısı çekiyor. Eğer böyle TÜİK’in tespit ettiği gibi daha uygun fiyatlar var ise, mağdur olan halk gidip TÜİK in alışveriş yaptığı yerden alışveriş yapsın ki vatandaş mağdur olmasın, eğer şayet ENAG’ın tespit ettiği enflasyon oranı doğru ise TÜİK bu enflasyon oranını neden böyle açıklıyor.

Eğer 22 yıldır ülke aynı iktidar tarafında yönetiliyor ve ekonomik sıkıntılar bu kadar ciddi duruyorsa bir yerlerde bir eksiklik illaki vardır.

 Hiç kimsenin Bu sıkıntıyı ömrünün üçüncü baharını yaşayan emekliden karşılamasının manası da,  hakkı da yoktur.