Barışa Dair Yeşeren umutlar

Değerli dostlarım, Ülkemiz başta olmak üzere, maalesef coğrafyamız tarih boyunca iç çekişme ve çatışmalara sahne olmuştur. Bazen dış düşmanların istilasına maruz kalırken, bazen de kardeş kardeşe, sudan sebeplerle kırdırılmıştır. Ülkemizde de son dönemde hepimiz bu tür kardeş kavgalarına şahit olduk. Ardından bıraktığı ise sadece nice genç ölüm, yetim kalan çocuklar ve yürekleri yanan anne babalar...

İstesek istemesek de, gerçek şu ki bir kardeş kavgasına tanıklık ettik. Bu çatışmaların yaklaşık yarım asır sürdüğünü ve maddi kaybın ötesinde yüz binlerce cana mal olduğunu gördük. Peki bu olaylardan kazanan oldu mu? Elbette ki hayır. Zira kardeş kavgalarından sadece düşmanlar kazançlı çıkar.

Son günlerde hepimizde heyecan yaratan gelişmelere tanık olmaktayız. Kürt sorunu, çözüm süreci, seçim süreci gibi birçok farklı şekilde adlandırılıyor ve herkes bu konuyu kendi bakış açısından değerlendiriyor. Ancak unutulmamalıdır ki, bu sorunun en büyük bedelini ödeyenler hepimiziz. Bu fitne ateşinde hayatını kaybeden gençler, siviller, yakınlarını kaybeden insanlar... Bu acıları yaşayanlar barışı en çok isteyenlerdir.

Bazı yazar ve sanatçılar, çözüm sürecinde farklı görüşler sunuyor. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, bu ülkede en az 100 bin insan hayatını kaybetti. Bir o kadar da yetim büyüdü. Yüz binlerce vatandaşımız yurt dışında yaşamak zorunda kaldı. Bu süreç başarıyla sonuçlanırsa, belki de cezaevleri bile boşalabilir. Ayrıca şunu unutmayalım ki, daha huzurlu ve mutlu bir gelecek inşa etmek için geçmişteki hataları affedebilmek ve hele de kişisel intikam ve duygusal takıntılardan uzak kalmak gerekir. Hiç kimsenin umut veren bu süreci akim bırakmaya hakkı yoktur. Hepimiz katkı sunmalıyız. Eğer katkı sunamıyorsak da, Peygamber Efendimizin hadisinde de belirtildiği gibi, ya hayırlı konuşacağız ya da susacağız. Bu hassas dönemde yapıcı olmalı ve birbirimize saygı göstermeliyiz.

Unutmayın, bu topraklara mutlaka barış gelecektir. Gelmelidir de. Etrafımız barış ve birlik içinde yaşamayan toplumların nasıl da açlık ve büyük bir soykırımla yok edildiğini gösteren örneklerle doludur. Şundan emin olun ki, hiçbir yabancı güç ne Türk’ü ne de Kürt'ü karşılıksız sevmemektedir. Herkesin bizim üzerimizden bir hesabı vardır. Onların emellerine alet olmamalıyız. Türkiye, tüm Kürtler için daha iyi bir gelecek inşa etmek zorundadır. Yaşasın Kürt-Türk kardeşliği! Yaşasın Türkiye halkları!"