Senelerdir, aramızdaki İslamî kardeşliği unuttuk ve onun yerine sağ-sol, İslam-ideoloji, Türk- Kürt taraflarını koyduk ve birbirimizle kavgaya tutuştuk. Kanlarımızı oluk gibi aktık, yurdumuzu, milletimizi parçaladık, itikadımızı tağyir ettik ve milletler arasındaki varlığımızı ve itibarımızı zedeledik.
Bizleri bu badirelere kaydıran düşman olduğu halde ona itibar ettik, kapımızı ardına kadar ona açtık, içimize girip bizi bizden koparmasına, dinimize, kültürümüze vatanımıza nüfuz etmesine yardımcı olduk, hatta evimizin içine girip mahremiyetimizi lekelemesine tepki göstermedik.
Evet, bu imkânları düşmana verdiğimizden ötürü içimize girdi. Gençlerimizi bizden kopardı, kendi felsefesine göre talim- terbiyesini yaptırdı, gencimizi bizden koparıp kendisine taptırmaya çalıştı ve de başardı, gencimizi namı hesabına kullandı, kendi kardeşiyle savaşmaya hazır hale getirdi.
Şimdi tüm İslam dünyasında bu hazin manzara hâkimdir; her yerde kilit düşmanın elindedir, kapılarımızı açmak- kapamak bile onların inisiyatifine bağlıdır.
Düşman bu icraatından kâr ederken biz bu tutumdan fazla zarar ettik, her cihetimizle gaflete daldık, uyanamadık.
Artık, bu gafletten uyanmak şarttır; bu eğri yoldan dönüş yapmak, düşmanın projesini iptal etmek, yeniden İslam’ın çizdiği sulh ve kardeşlik projesini hayata geçirmek gerekir; yegâne çare budur; ırkçılık, kavga, silah, katil, talan, göç gibi eylemler çare değil, aksine bizi daha derin badirelere sürükleyecektir.
Allah(cc) düşmanın bize olan zararlarını şöyle beyan eder: یا ایھا الذین امنوا لا تتخذو الیھود و النصاری اولیا بعضھم اولیاء بعض و من یتولھم منكم فھو منھم
Ey iman edenler, siz Yahudilerle Hıristiyanları kendinize mutemet, veli, amir, efendi etmeyin; sizden kim onları kendisine mutemet, veli, amir, efendi etse onlardan olur.”
Va esefa! Biz senelerdir, İslam ülkelerinde bu düşmanları kendimize mutemet, veli, amir, efendi kıldık ve Allah’ın bu tebliğine ters yürüdük ve birbirimize düşman olup büyük zararlara maruz kaldık. Onun için diyoruz ki eğer düşmanın tasallutundan kurtulmak ve aramızda kardeşlik müessesini bina etmek ve beraberce mutlu olmak istersek aramızda sulh yapıp kendi kardeşliğimizi tazelemeli, kavgayı, çıkmaz sokağı terk edip kuranın çizdiği projeye ve doğru yola dönmeliyiz.
Sulh temelini atıp doğru yola dönmediğimiz takdirde atimiz vahim olacaktır.
İlahi! Sulh eyle, bu kavga bitsin.
Bizi sadeleştir bu düşman gitsin.
Bizi barıştıran dost, acilen gelsin.
Sabrımız tükendi, imdada gelinsin.
Hakka namzet ol.