YILBAŞI

Şimdiki yılbaşının Hristiyena ait olduğunu Müslümanlara ters olduğunu ifade ederek müslümanın kutlamaktan sakınmasını tavsiye ederiz. Evet,  25 Aralık 336 - İlk Noel kutlaması hristiyanlar tarafından Hz. İsa’nın doğumundan yaklaşık 350 yıl sonra Roma’da ortaya çıktı. Roma imparatorluğunun her yerinde güneşe tapılıyordu. Roma imparatorluğu Güneşperestlik ile Hıristiyanlığı birleştirmak için 25 Aralık her yerde milat oldu.  İnsanoğlu imtihan için dünyaya gelip belli bir süre sonra kabir kapısını çalmak zorunda kalan en mükemmel varlıktır. Bu süre içinde yaşadığı tüm zaman dilimleri imtihan zamanıdır, onun bir dakikası bile başıboş değildir, hep sınav salonundadır.

Tüm peygamberler, Salih insanlar, semavi kitaplar ve ilim erbabı, insanoğluna bu sürecin gerçeğini, yararlı ve zararlı olan cihetlerini bildirmekteler. Bu nedenle insanın geçmiş zamanının hesabını yapıp çizdiği tabloyu göz önüne getirmesi, müspet geçen zaman için Allah’a şükür etmesi, zamanı kutlaması, menfi geçen zaman için tövbe etmesi ve geleceğin yolunu düzeltmesi gereklidir.

İnsanlar, çoktan beri bu iki sürece bir gece faslını tesis etmişler, her iki sürecin tespitine en yararlı adresi yılbaşı vasfıyla kabul etmişlerdir.

Elbette ki her hususta olduğu gibi bu kutlamada da müspet ve menfi istikameti belirten Allah’tır, Allah’ın halifesi olan dinin hakiki mümessilleri insanlardır. Onların çizdikleri ilahî proje mükemmel olduğu için o gecede onun dışına çıkmamak, bu doğru hedeften sapmamak, bu gecelerde geçmişin hesabını yapmak, geleceğin pilanını çizmek gerekir.

Evet, tüm vatandaşlar, ülkemizde her sene geçmiş zamanı hatırlamak ve geleceği ümitle karşılamak için yılbaşı kutlamasını yapmaları gerekirken dinî ve ahlakî çerçeveyi aştıkları için bu beklentinin içine dimamit koyuyor, dini, ahlakî çöküntü yollarını açıyorlar.

Evet,  yılbaşı gecesinde reva gören nahoş manzaralar bizi bizden ediyor desem doğrudur. Kahve, çayı, ayran yerine şampanya patlatmasını, zikir ve şükür yerine karışık düello, manzarasını görüyoruz ve fakir fukaraya yardım yerine meyhane,  fuhuşhane hayati yaşandığnı izliyoruz. Keza memleketin müşterek kaynaklarını kötüye kullanmak medeniyet sayılıyor, bu gecede. Hatta din, şeref ve vatanı korumakla görevli olan güvenlik görevlilerinin, gecede baygın sarhoşları ve zinakârları sokaklardan toplayıp hastaneye ve evlerine taşımak gibi ters manzaraları görüyor veya işitiyoruz.

Hâsılı kelam insanlarımızın bir kısmı, Yılbaşı gecesinde dinin, insan- i kâmilin ve aklıselimin kabul etmediği her türlü hatalara saplanıp değerli zamanı heder ediyorlar; adeta dine, ahlaka, insanlığa karşı bayrak kaldırıyorlar. Bir gecede müşterek serveti harama kullanıyor benliğimizi yok ediyor, çocukça zıplayıp din ve insanlık dışı tavırlarıyla hepimize büyük zarar veriyorlar ve hem dünya hem de ahiret hayatimizi zehir ediyor, gayri Müslimleri bu çirkin hatada taklit etmekte yarışıyorlar. Ve nesilleri kötüye sürükliyorlar.

Müslüman bir kimsenin bu gecede yapacağı mubah şeyler var: Mustekim yolumuz, insanca ve müslümanca yaşamak, küfür dünyasından bize ithal edilen çirkin gelenekleri bertaraf edip insanî geleneklerle geçirmektir. Yani insana layık olanı, dünya ve ahretine yararlı olanı yapmak, olmayanı kesinlikle yapmamaktır.

Evet, fukahanın tebitine göre  eğer müslüman birkimse müslüman olmayanların bu gibi ters adet, geleneklerini tazim ve saygıyla kutlarsa dinden de çıkar, eğer tazim, saygı niyetiyle değil sadece adate uyarak yaparsa günahkâr olur veya da mekruhu işlemiş olur.

Yılbaşımız sade barış olsun

Zadımız, nanımız sulh olsun.

Kâbemiz mekânımız olsun.

Kalpler şeffaf ve açık olsun..

Hakka namzet ol.