Her insan için iki istek var: bunlardan biri helal biri de haramdır.

Helal; dinen, aklen, vicdanen güzel, faydalı olandır.

Haram ise bunun tam aksidir.

Fakat fıtratı bulanık bir insan karasinek gibi her zaman kirli olan haramın peşindedir. O, helalden nasiplenmek istemez, hatta ona helâlı yedirsen ve ya koklatsan hasta olur. Pislik böceği gibidir, burnuna lavanta döksen bunalır, pislik koklatsan keyiflenerek yaşar.

Şu var ki haramı istemeyen temiz insan da bazen kendi arzusuyla değil başkasının tahrikiyle harama bulaşır, haramın içine girer helak olur.

Evet,  bir hadis bu olayı şöyle temsil eder: “Bir zaman gelir ki kişi, ancak insanlardan uzaklaşıp dağlara çıkarsa haramdan temizlenir, imanını kurtarır. Zira bu kişi tabiatıyla haramdan uzak ve temiz de olsa ya ebeveyniyle ya evladıyla ya eşiyle, ya akrabasıyla ve ya da komşusuyla harama bulaşıp helak olur”  

Evet,  bu temiz kişi kendisini zenginleştirmek ister fakat helalden nasiplenip zenginliğe kavuşamaz.

O zaman ya valideyni ya eşi ya akrabası ya komşusu onu şu şekilde eleştirir:

“Sen zengin olamazsın, bir şey becermezsin, pasifsin, bak sana falan adam nasıl zengin olmuştur, sen onun gibi de olamazsın.”

Bu kişi bunların eleştirisinden kurtulmak için zenginlik peşine düşer, fakat helalden elde edemeyince harama bulaşır; zenginlik nereden gelirse gelsin, yeter ki gelsin diyerek haramdan kazanmaya başlar. Faize bulaşır, borçlanıp borcunu ödeyebildiği halde ödemez, milletin hakkını çalar, gasp eder, yalan yeminle malını satar, vereselerin arasındaki ilahi taksimatı bozar mirasın tümüne el koyar. Hâsılı kelam bütün haram yollara tevessül eder ve hadisin tabiriyle helak olur.            

Elbette ki toplumun ekserisi bu harama bulaşınca her şey tefessüh eder, insanlar arasından emniyet bağı kopar, Allah’a olan tevekkül zedelenir, helâlın kapısı kapanır haramın kapısı ardına kadar açılır, her fert haram kapıdan zenginlik sahasına girmeye çalışır.

Elbette ki haram hor,  kendisine fetva çıkarır, haramı helale benzetir, sahta fetvası indindendir:

Bektaşi’ye bir gün sormuşlar… 
Güzel için oruç bozulur mu?

Gelse bir dilberi ahu 
Olsa savm-ı ramazan 
Dilber-i ahumu efdaldir , 
yoksa savm-ı ramazan mı? 
Bektaşi cevap verir:

Fırsatı fevt etme zinhar… 
Sür sefasın dilberin 
Olur kazası savmın 
Olmaz kazası dilberin..

İşte Bektaşi bu ifadeyle haram olan yabanı kadınla ilişki kurmayı ramazan orucuna tercih ediyor. Hatta kendisine delil getirerek diyor ki “bu dilberin kaçışı kaza edilmez, oruç ise kaza edilir.”

 Seneler evvel bir tüccarın harama tevessül ettiğini bana şu şekilde beyan ettiler: adam helva tenekesi üzerine 20 kg. yazdırıp içine 18 kg. helva koyup satıyormuş. Ben ona bu hilenin çirkin ve haram olduğunu izah ettim, tövbe edeceğini söyledi amma tövbe edip etmediğini bilmem. Daha genç iken öldü ve  O haram mal vereseye kaldı. Yazık oldu yazık!

 Harama bulaşan insan kirlidir.

Bağışık içinde  sibakın zıttıdır..

Mikrobu bulaşık, ahlakı kötüdür.

Dezenfekte olmaz, yüreği katıdır.  Hakka namzet ol.