Bir kaç zaman sonra gelecek neslimiz tarafından bizim şimdiki halimiz, ibret-i âlem babından tarihten şöyle okunacak: “Bir varmış- bir yokmuş bir İslam âlemi 2019’da varmış, kıblesi (Kâbe) Suut devletin elinde imiş, ülkenin yeraltlısının tümü siyah altınmış, yani petrol.  Yahudi ve Hıristiyan âlemi, bahusus başındaki Amerika ve diğer Hıristiyan ülkeler gözünü bu hazineye dikmiş, ondan nemalanmak için kendi ülkesinde silah imal etmiş, bu silahları İslam coğrafyasındaki Müslüman devlet ve örgütlere satmış. Örgütler bu silahları kendi Müslüman vatandaşlarına doğrultarak tüm ülkeleri savaşa çevirmiş.          Böylece Müslüman denilen fırkalar birbirleriyle uğraşıp savaş sahasını genişletmiş, bütün ülkeler savaş meydanı olup verilen silahların ücreti örgütler değil Suut ve diğer Arap emirlikler tarafından ABD’ye ödenmiş. Tezgâhlanan bu oyun ABD ve Avrupa’yı huzur içinde zenginleştirmiş, Müslüman ülkelere de fitne, terör, zillet,  savaş, dinden tecerrüt, taklitçilik ve rezalet kalmış.

Evet, geçenlerde ABD başkanı Trump Suudi Kral’ına şunu söyledi: “İslam âleminde meydana getirdiğimiz taklitçiliğin, savaşların bilânçosu hesaplanacak örgütlere verdiğimiz silahların ücreti dâhil bütün masrafımız sizden karşılanacak, aksi takdirde siz iki gün O kraliyet tahtında oturamazsınız…”

Heyhat, işte taklide dayalı bu zillet macerası tarihe geçecek, gelecek neslimiz bu zillet dolu tarihi okuyacak, bizden utanacak ve bu zilletimize lanet okuyacaktır.  Ve lakin peygamber (sav) bu   zilletten  halasımıza müjde vermiş, bu zillet devam etmez, biz ümit varız, gün gelecek biz barışıp bu fitne unsurlarını ülkelerimizden atacağız, kendimize, dinimize, kültürümüze ve ülkelerimize sahip çıkacağız, bizim serfirazlığimiz tahakkuk edecektir.                  

PEYGAMBERİN (ASM) MÜJDESİ:

Ahmet bin-i Hanbel Müsned adlı hadis kitabında, Ebu Davut, İbn-i Mace ve İbn-i Hibban Sünen adlı eserlerinde günümüzle ilgili çok önemli bir hadis nakletmektedirler ki, bu hadisi belli yerlerde

Bediüzzaman da Müslümanlara ümit ve müjde vererek şöyle der: "Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür seda İslami’n sedası olacaktır.".

“ işte müjde veren Hadis:سَتُصَالِحُونَ الرُّومَ صُلْحًا آمِنًا فَتَغْزُونَ أَنْتُمْ وَهُمْ عَدُوًّا مِنْ وَرَائِكُمْ فَتُنْصَرُونَ وَتَغْنَمُونَ وَتَسْلَمُونَ ثُمَّ تَرْجِعُونَ حَتَّى تَنْزِلُوا بِمَرْجٍ ذِي تُلُولٍ فَيَرْفَعُ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ النَّصْرَانِيَّةِ الصَّلِيبَ فَيَقُولُ غَلَبَ الصَّلِيبُ فَيَغْضَبُ رَجُلٌ مِنْ الْمُسْلِمِينَ فَيَدُقُّهُ فَعِنْدَ ذَلِكَ تَغْدِرُ الرُّومُ وَتَجْمَعُ لِلْمَلْحَمَةِ”

“Bir gün gelecek siz Müslümanlar Hıristiyanlarla (Rum ile) tam bir emniyet içinde barış yapacaksınız. Siz ve onlar yani Müslümanlar ve Hıristiyanlar, sizin dışınızda müşterek bir düşman ile birlikte savaşacaksınız. Siz galip gelecek ve çok kazanımlar elde edeceksiniz. Zaferden sonra Rum (Hıristiyan) zulme ve şiddete başlayacak ve Müslümanlardan ayrılacak, siz Müslümanlar da tepeli bir çayıra konaklayacaksınız.  Savaş Müslümanlarca kazanıldığı halde bir Rum askeri haçı havaya kaldırıp, “haç galip geldi” diyecek, Müslümanların zaferini çalmaya çalışacaklar. Müslümanlardan birisi o Rum askerini tesirsiz hale getirecek, zaferin Müslümanlar sayesinde gerçekleştiğini gösterecek”

 (Ebu Davud, 4292; Ahmed ibn- Hanbel).

Bu müjdeleyici hadis ve Bediüzzaman’ın hadisten istifade edip “Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür seda İslami’n sedası olacaktır." diyerek müjdeyi vermesi bizleri ümitlendiriyor. Müslümanlar birleşip ittifak ederlerse müjde kısa zamanda tahakkuk edecektir.

Allah buyurur ki: فَإِنْ قَاتَلُوكُمْ فَاقْتُلُوهُمْ  

“Siz Müslümanlar, savaşı başlatmayın, ama İslam muhalifleri birleşip sizinle savaşa zemin hazırladıkları zaman siz de birleşin, onlarla birlikte savaşın...” 

Hakka namzet ol.