Ayet “Sana biat edenler Allah’a biat etmiştir. Allah’ın eli onların eli üzerindedir. Ahdini bozan kendi aleyhine bozmuş olur. Allah’a verdiği sözü tutan kimseye ise Allah büyük bir mükâfat verecektir.”(Fetih:10) Muhammed (sav) peygamberlik mesleğinin meşruluğunu, gönderildiği insanlardan değil, bizzat Allah’tan alıyordu. Fakat ayette Müslüman erkek ve kadınların Allah elçisine biat etmelerinden bahs etmesi, öncelikle insanların İslam’ın inanç sisteminin tümüne inanacakları, tüm yaşantılarında bu inanç sisteminin ve yaşam biçiminin sınırlarını belirlediği bir dünya görüşüne sahip olacakları, siyasal konularda, aralarında seçtikleri en inançlı, en ahlaklı, en erdemli, en bilgili ve en ileri görüşlü birisini kendilerine idareci seçerek, ayrıntılı konularda onun islam’ın ruhuna uygun içtihatlarına ve kararlarına bağlı kalacakları ve o doğrultuda hareket edecekleri anlamını çıkarmak mümkündür.

Oy kullanmak, kişinin hür ve özgür olmasının simgesidir. Oy kullanmak adam olmanın ve kendi yöneticisini kendi iradesi ile tayin etme yetkisidir. Çünkü oy kullanmak bir nevi biat etmektir. Demokrasiyi esas oy hakkı olarak anlamak temel düşünceleri uygulayan bir sistemden ziyade doğal bir hak olarak görmek ve İslam’daki genel “biat” olayını oy hakkıyla müsavi görmek İslam’ın demokratik oluşuna delil olarak yorumlamak gerekmektedir. Kişi, oy kullanmakla kötüye veya iyiye karar kılma selahiyetini elde etmiştir ve bu şekilde Allah’ın kendisine vermiş olduğu ihtiyarını kullanmıştır. Binaenaleyh; oy kullanmak çok büyük vebale sebep olacağı gibi pek büyük sevaba da nail olma sebebidir. Kişinin, bütün bunları hesaba katarak oyunu kullanması gerekir.

            “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun”(Nisa:135) Şahadetinizin tek gayesi, içinde hiçbir korku, kişisel çıkar ve taraf tutma bulunmaksızın Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Sadece adaleti yerine getirmekle değil, haksızlığı ortadan kaldırıp yerine adaleti ve hakkı getirmek için adaletin koruyucuları ve şahitleri olmakla da yükümlüsünüz. Müminler olarak ne zaman sizin desteğinize ihtiyaç duyulsa, adaleti korumak için hemen harekete geçmelisiniz. Verilecek oyla siyasiler kötülüğü de iyiliği de işleyebilirler ve bu yolla ifsad da iyilik de daha çok yapılacağından dolayı kişi kendi oyunun bilincinde olması gerekir. Her türlü seçimler için oy kullanmak; bir nevi şahadette bulunmaktır. Kim yetersiz ve haini seçerse; o da yalancı ve haindir. Bundan dolayı seçmenler; kifayetli, doğru ve layık olanları seçmelidir. Bu evsafı taşımayanlara kendi şahadetiyle seçilme imkânı tanımamalı, aksi halde kendisi yalancı şahit ve toplumun zararına çalışan bir kimsenin durumuna düşmüş olur.

Oy, kişi veya kişilere, kendi adına iş yapma yetki ve iradesini vermek demektir. Verilen yetki belgesinin adına siyasi anlamda “oy” diyoruz. Siyaset; insanın yüklenebileceği sorumluluğun en ağırı, tabii olarak sevabı da en çok olanıdır. Oy ehil olmayana verildi mi; huzursuzluk, anarşi, rusvaylık, felaket, sıkıntı ve cemiyette ifrat ve tefridin meydana gelmesine, tüm millet içinde fitne ve fesadın yayılmasına sebep olur. Oyunu kötüye kullanan, kötülüğü kendi eliyle almış, kendi iradesiyle kendisine kötü vekil seçmiştir. Sadece kendisine değil; ümmetin de başına bela etmiştir. Toplum, oyunu rastgele veya çıkarları istikametinde kullanıp, sonra da suçu başkalarına yükleme kolaycılığına gidemez. Oy ile yapılan yanlış tercihler yaşayanlar bir yana, doğacak çocukları bile etkiler. Malcolm X “İster kurşun atıyor olunuz, ister oy atıyor olunuz hedefinizi iyi seçmelisiniz” demiştir. Oy; seçmenin seçeceği grubun siyasi düşüncesini paylaşarak hem kendi hem de toplumun geleceğine karar vermesi demektir. Oy, kötüye kullanılırsa; güzeli (haklıyı) ağlatır; kötüyü (zalimi) söyletir. Kötü siyasetçiler; kötü kullanılan oyların ürünleridir.

Oy kullanmak; imtihanın bir parçasıdır. Mümin ya iyiyi seçecektir ki; iyiliklerine veya kötüyü seçecektir ki; kötülüklerine ortak olur. Çünkü kişi ahirette de sevdiği, insanlarla beraber olacaktır. Zalimden yana olup, zalime destek olduğu için azapta da ortaktırlar. Hür iradesiyle oy verilerek seçilen vekiller, müvekkiller adına iş yaparlar. Bir oy deyip geçme! Bir oy sayesinde bir kötü iktidar olur, yaratana, yaratılana ve milletin emanetine ihanet eder, kötü işler yapar veya yaptırır yahut sebep olur, mazlumun, mağdurun, dulun, yetimin gözyaşı akar, zayıflar köle muamelesi görür, fuhuş artar, haksızlık ve zulüm kara bulut gibi çöker toplumun üzerine. Bunların sonuçlarından doğacak her vebalde zalime oyu ile destek olanların da payı vardır. Oy kullanmamayı kurtuluş gibi görenler, neme lazım diyenler; geminin güvertesinde oturup, geminin kamarasında gemiyi delenlere günah onların, bana ne! Batacak olan da onlar diyenler gibidirler. Fakat gemi batarken birlikte batmaktan kurtulamazlar. O andaki çaba nafiledir; ertelenen bir çözüm çözüm olmadığı gibi, geç kalan pişmanlık, idamdan sonra akla gelen adalet gibidir.

Bir oy deyip geçme! Unutma ki; Belkıs ülkesinin hanlarını-hamamlarını, köşklerini-saraylarını, dillere destan, destanlara konu olan İrem bağlarını yıkıp yerinde yeller estiren Arîm seli birer birer düşen yağmur damlalarından meydana gelmiştir. Oy, bir tercih ve irade beyanıdır. İradesini kötüye kullanan toplum, hem kendine hem de devlete zarar verir. Zarar, cana, mala ve menfaate dokununca; bilmiyordum, iyi niyetle vermiştim gibi mazeretler, zararı ve zamanı geri getirmez. Zilletin en kötüsü; kötüyü ve kötülüğü insanın kendi eliyle tercih etmesidir. Nuh’un karısı, Nuh’un oğlu kötüyü ve kötülerle beraber olmayı kendi iradeleriyle tercih ettiği ve hayat rolünü kötüye oynadığı için Allah katında, insanlık değeri dibe vurdu. Hâlbuki iyilerle beraber olduğu için Ashab-ı Kehf’in köpeği, Kuran’da anılma şerefini elde etti. Toplumun emanetini üstlenen siyasi kadro, toplumun yürüyen ayağı, konuşan dili, gören gözü, düşünen beyni ve iş yapan elidir. Bu nedenle oy emanetini iyiye kullanmak en önemli sorumluluktur. Kötülükten kötülük doğar. Çorak toprağa tohum atılmaz. Oyunu yanlış kullanan oyuna gelir. Rövanş almak için ızdırap dolu yıllar geçer.        Fİ EMANİLLAH.