“O beni elimden tutup kaldırıncaya kadar yokuş aşağı yuvarlanıyordum, ama düştükçe anlıyorum ki biz birbirimizi ayağa kaldırdık” sözünde olduğu gibi; birbirine benzemez partilerin bir araya gelmesiyle yuvarlananlar ancak birbirine tutundular. Bir misyon, bir vizyon ortaya koyamayanlar, yuvarlanmaya devam edeceklerdir. Her zaman bir araya gelmek istenilen sonucu vermeyebilir. Sadece birilerine düşmanlık etmek ve onlardan beslenmekle sağlıklı bir siyaset ortaya konulamaz. “Oy; seçmenin seçeceği grubun siyasi düşüncesini paylaşarak hem kendi hem de toplumun geleceğine karar vermesi demektir. Oy, kötüye kullanılırsa; haklıyı ağlatır; zalimi söyletir. Kötü siyasetçiler; kötü kullanılan oyların ürünleridir.” Birileri çıkar da; “İster kurşun atıyor olunuz, ister oy atıyor olunuz hedefinizi iyi seçmelisiniz” der ve millet bu oyunların farkına varır, foyalar ortaya çıkar o zaman külah düştü kel göründü denilecektir.
SP’nin Erdoğan düşmanlığından, kinden ve çekememezlikten başka ne derdi var Allah aşkına? Amiyane tabirlerle birbirleriyle tartışan iki vatandaşın siyasi tartışmasına şahit olmuştum. SP’li diğerine ümmeti bir arada tutmak ve onu düşünmek gerekiyor diyordu. AKP’li ise ona; ümmet % 52,5’dir, % 0,5 değildir kardeşim! diyordu. Ümmeti düşünmek % 52,5’i karşısına alarak mı siyaset yapılır? Yoksa bir araya gelinerek ve birbirinizi rehabilite ederek mi? Bu işin içinde Allah rızasını aramak saflık olacaktır. Mademki birkaç belediye içindi, kazandıklarından fazlasını AK parti size verecekti. Ama olmaz fi tarihinde sizden ayrılmıştılar! Sanki beraber olduklarınız sizinle beraberdi! Ve hiç de size düşmanlık etmediler! Buyurun sizin oylarınızla İstanbul gitti, Ankara gitti; yapılacakların tümünden siz mesul olmadığınızı düşünüyorsanız, sadece kendinizi aldatırsınız.
İyi Parti % 50 oy kaybına vardı ve CHP’ye oy kazandırdı, silinip gidecektir, konuşmaya bile değmez. Ancak Kürdistan söylemleriyle Kürt milletinin saf duygularını okşayanlar Kürtlerin şamarı ile karşılaşacaklarını hesaba katmamışlardı da % 70 oy kaybına uğradılar. Kürt milletinin ABD’nin siyasi hesaplarıyla ve müslüman memleketlerini kendi öz kardeşleriyle tedip etme siyasetini ve kirli hesapları için memleketlerinin harab edilmesi ve gencecik evlatlarının yok olmasını fark eden Kürt milleti bu siyasi işleyişin farkına varmıştır artık. AK Parti Türk partisidir diye düşmanlık ediyordunuz; tarih boyunca kürt milletinin âlimlerinin, entellektüellerinin ve önderlerinin cellâdı olan CHP Kürt müydü? İstanbul, Ankara başta olmak üzere birçok şehirde yapılan çalışmaların inkitaine sebebiyet vermek Kürt milletine ne faydası olacak? Kürdistan mı kurulacak? Ben de Kürdüm fakat ben balık hafızalı değilim ve cellâdıma âşık, hiç değilim! Dersim (Tunceli) olaylarının baş müsebbibi olan CHP oradaki miletin cellâdıydı ve kendi cellâdına oy veriyorlardı. Onların fıtratı ile o kadar oynanmıştı ki önce kendisinden daha radikal şimdide bir öncesi olandan daha radikal TKP’ye kaptırıldı.
CHP kendi içinde hesap vermeye mahkûmdu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’nin oyları partisinin aldığı oyların önüne geçmesiyle tahtı sallanan Kılıçdaroğlu, İYİ, SP ve HDP partilerinin oylarıyla koltuğunu sağlama aldı. Bu hamleyle saftrik dediğimiz Kılıçdaroğlu o kadar da saf değilmiş! İleride ne olur bilmem ama derme çatma yamalı bohça gibi bir araya gelenlerin sonu hiç de iç açıcı bir sonuç olmayacaktır. CHP Belediyelerinin çamur deryası, çöp dağları ve adam kayırma ve işi becerememelerinin adresini değiştirip yerine gerçekten güzel bir belediyecilik sergilerse ileride onun hanesine yazılacaktır. Ama eski tutumunu sergilerse yok olacaktır.
AK Partinin cüssesini rakamlarla ifade etmek istemem. Biliyorsunuz ki, bir ağacın en sağlam yeri köküdür, ama tutup da göstereceğim diye kökü söker çıkarırsanız ağaç kurur. Şunu söyleyebilirim ki, Amerika ve Avrupanın diğer ülkelerinde yerel seçimler olur fakat Türkiyedeki gibi merak edilmez ve sansasyon yapılmaz. Sıra Türkiye’ye gelince en ufak bir seçimde bütün dünya ayağa kalkar. Çünkü birilerinin hesapları vardır ve her seferinde elhamdulillah hesapları tersyüz oluyor. Bence AK Parti oylarını muhafaza etmiştir ve bu seçimde zaferle çıkmıştır. Çünkü ABD ve batılı güçler dâhil yerli muhalifler, el ele vererek onu devirmeye kalkıştılar ve yine deviremediler. Birkaç şehirde belediyeler kaybedilmiş çok da önemli değil çünkü Türkiye genilinde oy’larını muhafaza etmiştir.
Ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim: AK Partinin de kafasını iki elinin arasına alıp düşünmesini öneririm. Bazıları vardır ki, güneş gibidir; güneş batarken sararır fakat sabahlayın bir başka ihtişamla çıkar. Herkes fotoğrafı büyük görmez, oyunun farkında olmaz ve kamu yararını göz önünde bulunudurmaz! Ankara ve İstanbul’da gösterilen adayların yorulan pehlivanlar olduğunu gözden ırak tutmamak gerekir. Millet genç, dinamik adaylar istiyor. Bu şimdi mi söylenir? Deseniz, derim ki; avazımız size kadar varmıyor ki, arada sıra dağlar vardır. Bu dağları kaldırmak size düşer efendim! Milletin sesine kulak vermek size aittir. Bir de küskünler ordusu oluşturulmuştur ki, bunları bir araya getirmek size düşer; Fetö’yü ilk günden beri sevmemişimdir fakat ona tabi olanların tümü hain oldukları için onunla olmadılar. “Altı ibadet, ortası ticaret, üstü hiyanet” diyen Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Kriminal olarak tespit edilenlere ne ceza verilirse hak etmişlerdir. Çünkü onlar 250 insanımızın ölümüne 2000 küsur insanımızın yaralanmasına ve milyar dolarla ifade edilecek maddi zarara sebep olmuşlardır.
Ancak iyi bir elekten geçirilip, kalanlar topluma kazandırılması gerekmez mi? “Allah kadar eziyetlere sabredeni yoktur. Zira insanlar kendisine şirk koşmalarına rağmen yine de onları rızıklandırır.”(Ahmed, No:22949) Milletin rızkına dokunduğunuz zaman din iman ikinci plandadır bu böyle biline. İnsanlar çocuklarını devletin müsaadesiyle açılan okullarına ve dershanelerine gönderdiği zaman oğlum teröre bulaşmasın, kızım kötü yola düşmesin diye teslim etmişti. Bunda velilerin ne suçu vardır? Derslerine halkalarına katılanlar saf iyi niyetle İslami öğreniyorum diyordular ve bunların gerçek yüzlerini tanımıyorlardı. Bunları tespit edip mağduriyetler giderilirse, zaman içinde topluma kazandırılacaklardır. İş imkânını vermek ve mağduriyetlerini gidermek küskünleri geri getirecektir. Zira dindar ve saflıklarının kurbanıdırlar. “Ateşin olmadığı yerden duman çıkmaz” demişler. Binaenaleyh gerek belediye ve gerekse diğer broksilerde adam kayırma ve rüşvetle iş yapılıyor denilmektedir. Günahlar yenilgi sebebidir. İnşallah bundan böyle buna azami derecede hassasiyet gösterilecektir. Bazen yenilgi zaferlere gebedir. Uhud yenilgisi buna en büyük misaldır. Eksiklikler tamamlanır ve gereken dersler çıkarma fırsatı doğar. Düzeltilirse muzaffer olunur. Vesselam.