Sevgili dostlar
Geleceğimizi ilgilendiren sorunlardan biride geleceğe dair bazı endişelerimiz.
Bilim adamları küresel ısınma ve kuraklıktan söz ederken çok ciddi raporlar ve ipuçları veriyorlar.
Kutupların eriyeceği, deniz sularının yükseleceği, içme suyunun azalacağı, kuraklık ve sıcaklığın artacağı tezleri bizleri endişelendiriyor.
Bu konu eğer doğru ise vay halimize!
Zira biz olmasak ta çocuklarımızın geleceği karanlık görünüyor.
Bunları bildiğimiz halde bu tehlikeyi ne kadar ciddiye alıyoruz?
Maalesef almıyoruz…
Zira ‘kadercilik’ düşüncemiz daha baskın basıyor.
Son zamanlar da yaşanan mevsimsel değişiklikleri aslında bir takım şeylerin dünyada değişmeye başladığının işaretidir belki de.
Evet, herkes bu konuda üstüne düşeni yapmalı ama ben kimseyi bu konuda samimi görmüyorum, kimse kusura bakmasın, ben dahil kimse çevreci değil ve ‘baba ne’ ve ‘kadercilik’ düşüncemiz daha baskın…
İnsanlar fazla enerji tüketilmemeli der ama evinde elektrikle çalışan onlarca alet var.
İşyerinde masasının altında ayak ısıtıcı dahi var.
Camiye gider onlarca açık lamba umurunda olmaz.
Şimdi denizde yaşayan denizi daha iyi bilir, kısmeti denizden alır ama koruma konusunda ciddi değil, hatta korumaz bile, denize yağı döker, mazot döker, poşet atar, sabun atar, ama ; mikrofon uzatıldığını da farklı konuşur işte “denizi koruyalım çöp atmayalım” der (atmayanları tenzih ediyorum ) oysa gerçekler farklıdır.
Ormandan ekmeğini kazananlar çöplerini ormana atar tüfeği ile kurdu kuşu avlar, hata bazen ormanın yanmasına sebep olur, orayı tarıma açar, ortamı bulunca da işte “ormanı koruyalım sevelim” falan, filan ve yalan!
Çıkıyor bir sürü süslü püslü insan işte küresel ısınmaya dikkat çeker konuşur, nutuk atar ,üstündeki parfüm ve makyaj aslın da küresel ısınmanın sebeplerinden biridir, at yalanı gitsin?
Sevgili dostlar
Dünyada üretilen bir çok ürün çevreye ve dünyaya zarar vermeye çoktan başlamışken bireysel olarak yapacağımız pek fazla bir şey yok aslında
Mesela su israfı yapmayız, yeşili severiz, plastik kullanmayız, deodorant kullanmayız gibi gibi…
Ama maalesef hiç birini yapmıyoruz yapmakta istemiyoruz
Zira umurumuzda da değil, kim ölmüş kim kalacak kime ne olacak umursamıyoruz!!!
Ne yapıyoruz, “ölenle ölünmez” diyoruz işimize bakıyoruz, gidebildiği kadar gider deyip duyarsızlığımızı gösteriyoruz..
Kimi ( bazı vicdansızlar ) kedi köpeği seviyor evde besliyor anne babasını dışarı atıyor yada yaşlılar evine terk ediyor.
Kedi köpek ölünce ağlıyor köpekler insanı yiyince tık yok!
Oysa kedi sevmek zaten dinimizde sevap, köpek beslemekte bakmakta hayırdır, kimse hiç bir canlının ölmesini istemez ama çevreye zarar veriyorsa kontrol altına alınmalı ve köpekler tasmasız dolaşmamalı, dolaştırılmamalı.
Sonuç itibariyle hiçbir canlıya eziyet edilmemeli, zevkine öldürülmemelidir.
Şimdi günümüz de ne var? Allah'ın ismi Kuran'ın resmî!
Allah korkumuz var, yolundan gitmeyiz her evde Kuran var resim gibi duvarda asılı
ikisinin de amacı insana hizmet ve örnek olmak.
Yani ne dine ne bilime itibarımız yok
Maalesef
Sevgi ile kalın...