Hem dinî hem dünyevî yaşamada meydana gelen hızlı değişimden söz ediyorum.  Evet,  hızlı değişim içindeyiz, bu değişim 50 seneden bu güne devam ediyor. Yemekler, binalar, binekler, libaslar, itikatlar, ibadetler, ahlak, kültür hızlı bir hamleyle tebeddül ediyor. Kaç sene evvel bu nesneler bu günkünden merhalelerce farklıydı, hızlı bir şekilde değişime geçti. Hatırlarım: O tarihten önce bölgede buğday ekmek yoktu, arpa da bol değildi. 130 hanelik köyde  tek iki kundura bulunurdu, tüm milletin ayağında çarık vardı, son zamanlarda Trabzon lastik ayakkabılar çıktı, çarık yerine onlar giyinirdi.

At arabası nadirdi, bisiklet de yoktu, eşeği olan mutlu idi, ben 13 yaşımda o tarihlerde ilk bisikleti Suriye/ Amudi’de gördüm. Bizde binalar bir kat, en fazla iki kattı, libas hiç bulunmuyordu. Köyde bir adamın yeni bir donu(pijama) vardı, biri misafirliğe giderken ondan emanet alıyor, dönüşte teslim ediyordu. Ancak senede bayram veya ziyaret günü et tüketiliyordu, etli pilav dahi bazı evlerde tek o gün bulunuyordu.

Fakat bu nimetler yok iken dini hükümler uygulanıyordu, kadın erkek namaz kılıyordu, hatta köyde belli günlerde sünnet oruç için ilan veriliyor, köyün kadın- erkek çocuk hepsi o gün oruç tutuyordu.

Zekât harfiyen veriliyordu, beş yük hububatı olan zekât çıkarıyordu, dağlıkta üzüm zekâtı da veriliyordu, para ise zekâta tabi olacak kadar az bulunuyordu, nisaba ulaşanın zekâtı çıkarılıyordu. İnsanlar arasında hürmet, saygı, temayül gibi İnsanlık ahlakı zirvedeydi, Köylü köylüye ödünç veriyor,  alanın eline geçince geciktirmeden ödüyordu.  Ekmeği paylaşıyor, yardıma koşuyordu, din dışı felsefi düşünceler yoktu her insanın dinî itikadı sarsılmazdı, hayâ perdesi dokunulmazdı, yırtılmazdı,  kadının eli- yüzü hariç diğer organları kapalıydı, kadın erkeğe karşı edep sınırını hiç geçmezdi, erkek kendi libasını, kadın da kendi libasını giyerdi, bir birine benzemezdi.

Peygamberimiz (sav) mucizevî ifadesiyle günümüzdeki bu hızlı değişime şöyle işaret ediyor:

“لَيُنْقَضَنَّ عُرَی الْإِسْلَامِ عُرْوَةً عُرْوَةً فَكُلَّمَا انْتَقَضَتْ عُرْوَةٌ تَشَبَّثَ النَّاسُ بِالَّتِي تَلِيهَا وَأَوَّلُهُنَّ نَقْضًا الْحُكْمُ وَآخِرُهُنَّ الصَّلَاةُ”

(İlerde insan kültürü, adet, hüküm, iffet ve diğer yaşantıları ve hassaten İslam’ın maddeleri tek tek değişecektir. Biri değişince insanlar sonradakini takiben değiştirecekler. İlk merhalede hükümler değişecek sonra namazlar, ibadetler, ahlak, iffet değişecek)

Evet, bu gün peygamberin tebliğ ettiği gibi bu değişikler tahakkuk etmiştir. İlk etapta hükümler değişmiştir. Mesela bu gün miras, adil bir şekilde taksim edilmiyor, ekseriyette kadın mirastan mahrum ediliyor ve ya kanuna göre erkek gibi eşit pay alıyor. Katil hapsa atılıyor, kısas infaz edilmiyor, faiz serbest, ğulul, (devlet malını çalma) hırsızlık sınırsız, zekât kalkmış gibi, kadın tesettürü, iffeti zedelenmiş, adalet cılızlaşmış, kuvvetli olan kuvvetsizi ezip geçiyor.

İkinci etapta ibadetler nadirleşmiş, namazlar ramazana tahsis edilmiş, Cuma günleri dahi sadece genç kesim değil, bir kısım yaşlılar camiye gelmiyor, zaten diğer beş namazları kılanlar nadirdir. Birçok insanlar mahsulünü biçerin ağzından alıp ofise götürüyor,  zekâtla beraber satıp parayı cebine indiriyor.

Bir kısım değişim zarar getirmiş.

Bir kısmı da kâr, kıvamı korumuş

Zarar tevlit eden düzeni bozmuş.

Yarar getiren da asla dönüşmüş.

Hakka namzet ol.