Dilbilimci, edebiyatçı yazar Sayın Sabri Akbel 09.07.2019 tarihinde adı geçen kitabımızı okumuş ve kitap hakkında mutalaalarını kendi el yazısıyla bana bir mektup gönderme zahmetinde bulunmuştur. Yazarlığın ahlak felsefesinin gereği olarak eleştiri ve takdiri, kasıt olmaması kaydıyla aynı sayarız. Olumlu bir eleştiri, devamlı kalite getirir. Kasıtlı bir eleştiri ise hatada inat etmeye götürür. Bundan dolayı; Sayın eğitimci yazar Sabri Akbel beyefendinin mektubunu ve mutalaalarını kelimesi kelimesine, tam olarak yayınlanmayı uygun gördüm:
“Bu eser, uzun, bir araştırmaya dayalı bu kapsamlı ve konusu içinde yayınlanmış eserlerin baş sırasında yer alabilecek niteliktedir. Hatta başucu kitabı olmayı kanaatımca hak etmektedir. İslam’ın en hassas meselesi olan “Vahdeti” insanların istifadesine sunan yazar Muhammed Zeki Kurt beyefendiyi en derin duygularımla tebrik eder, bundan sonra da böyle özgün eserler vermesini, uzun ömür yaşamasını dilerim.
Müslümanların vahdet sorunu eser hakkında nacizane bazı görüşlerimi belirtmeyi bir görev addediyorum:
- Bölük börçük olmuş İslam ümmetinde yaşayan her inanmış ferdin istifade edebileceği, düşünebileceği, yeri geldiğinde ana başlık ve ara başlıklarde belirtilen konulara başvurabileceği ve kanaatımca tatmin olabileceği bir eserdir.
- Bidat, taassup, eleştiri, adalet, hürriyet ve bunun gibi konularda görüş ufkunu geliştirici, feraseti geliştirici, tatmin edici sağlam kaynaklardan yararlanarak bir boşluğu bu eser doldurmuştur.
- Eser, ayet, hadis ışığında sağlam perspektiften istifade ederek, aydınlatıcı görvini hakkıyla yerine getirmektedir.
- Eser, İslam coğrafyasında yaşayan, inanmış insanlara hitap etmektedir. Ancak ahlaken dejenere olmuş, bozulmuş devletlere bu ilahi buyruktan mülhem aydınlıktan istifade etmek, hakkı onlara ulaşmanın zorluğuyla karşı karşıyadır. Ayrıca halkın çoğunluğu müslüman olan devletleri idame eden idarecilerin basiretsizliği ve çoğu kez gaflette oluşu veya makamın, şan şöhret peşine düşmeleri bu kutsal buyruğu akamete uğratmaktadır.
- Irkçılık meselesi yirmi birinci asrın en büyük meselelerinden biridir. Milli duygular adı altında insanları zehirlemektedir. Özellikle ulus devlet mantığında olan ülkeler, bunu şifalı bir reçete gibi (basını, medyayı ve bilumum) ulaşım hizmetlerini kullanarak halka kabul ettiriyorlar. Emperyalist ülkelerin hegomonyasından gelmiş ülke idarecileri aynı metodu halkından bazı kesimlerine uygulamaktadır. Orta doğuyu kevgire döndürmüş büyük emperyalist güçler (Amerik, Rüsya) ve bunların yan dalkavukları (İngiltere, Fransa, Almanya…) gibi ülkeler İran ve Türkiye gibi ülkeleri, aynı dinin mensuplarına karşı kullanmaktadır. İslam toprağını başka bir İslam ülkesinin ordusu işgal etmekte “Bismillah” diyen gruplar kelime-i şehadeti getiren başka bir insanı öldürebilmektedir. Bundan dolayıdır ki, ırkçılık gibi meselelri anlatan inanmış, İslam’ı tam bilen yazarlar bu zavllılara karşı şarşıyadır. Irkçılık mevcut zamana entegre edilemiyor.
- Sosyalizme taraftar olduğu dönemi kendisi için cahiliye dönemi kabul edip İslamı tanıdığı tarihi doğumu gören ve bu uğurda zalimlere karşı boyun eymeyen hayatını feda etmiş Seyi Kutup gibi bir mücahidin vahdet konusundaki fikirlerinden bahsetmemek ayrıca seksenlik ömrünün hemen hemen yarısını işkence, sürgün ve hapishanelerde geçirmiş devrin müstebitlerine boyun eğmemiş, bu kadar içkenceyi İman ve İslam uğrunda ayağına takılmış bir taş gibi gören vahdet, birlik, iman’la ilgili risalalerinden istifade etmemek bu değerli eser için bir eksiklik olduğu kanaatindeyim. Bu kadar donanımlı bir yazarın bu İslam’ın iki kıymetli şahsiyetinden bihaber olduğu da düşünülemez. Seyid Kutub’un “Sosyal Adalet”, Bediuzzaman’ın “Uhuvvet Risalesi, Hutbe-i Şamiye, Münazarat” eserleri bu konuya yardımcı olacak eserlerin başında gelir.
- Bütün bu açıklamalara rağmen bu güzel eseri yazan, yazar Muhammed Zeki Kurt beyi en kalbi duygularımla tebrik eder, daha güzel eserleri yazmayı umut ederek başarılar diliyorum.” (Sabri Akbel)
Edebiyatçı, eğitimci yazar Sayın Sabri Akbel beyefendiyi, evvela “Müslümanların Vahdet Sorunu Nedenleri ve Çözüm Yolları” adlı eserimizi kelimesi kelimesine okuyarak okuduğu için müteşekkirim. Zati âlileriyle görüşmemizde, kitabın “Bibliyografya”sında Şehid Seyyid Kutub’un Fizilal’il-Kur’an”ın olduğunu hatırlattığım zaman, o zaman gözümden kaçmıştır dedi. Üstad Said Nursi’ye gelince İslam âlimleri içerisinde en değer verdiklerimden olduğunu ve kanaatlerinin kitap içerisinde serpiştirildiğini söyledim. Kendileri de pek makul bir kişi olması hasebiyle makul karşıladı. Vesselam.