Yaklaşık altı ay önce yani 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden yaklaşık 3 hafta önce mevcut belediye başkanı Dr. Mehmet Demir : “Yaşadığımız kentte Hz. Ömer’in adaleti ile hareket ederek belediyeyi yöneteceğiz” şeklinde bir açıklamada bulunmuştu. Hz. Ömer adaleti ile meşhur bir örnek yöneticidir. Öyle ki "Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!" sözü dillerde destan olmuştur. Bu sözden de anlaşılıyor ki; adalet en olmazsa olmaz iş olmakla birlikte, aslında en zor ve hassas iştir. Adalet şehirde yaşayan tüm halkın hukukunu korumakla yetinmez, o beldede yaşayan tüm mevcudatın hakkını korumak ve gözetlemektir. Şimdi gelelim şehrimizde bazı konuları ele alalım;
- İlimizde katı atık düzenli depolama sahası yok. Katı atıklar vahşi depolama sahasında gelişigüzel ve günümüz teknolojisi ve medeniyetine yakışmayacak şekilde depolandığı malumdur. Çevre katliamı, çevredeki köylerin koku, duman ve sineklerden rahatsızlığı oluşmaktadır.
- İlimizde Hafriyat ve İnşaat Atıkları ile ilgili sağlam bir sistem ne yazık ki tesis edilmemiş nerdeyse şehrin her yerinde hafriyat ve inşaat yıkıntı atıkları ile görüntü kirliliği oluşmakta, şehrin kalitesi yerlerde sürünmektedir.
- İlimizde Atıksu arıtma tesisi sadece fiziksel arıtmadan ibarettir. Yani kanalizasyondan gelen atıklar fiziksel olarak kabası alınıp daha sonra Dicle Nehri’ne verilmektedir. Dünyanın en kaliteli ve değerli su kaynağı kirletilmekte ve bu sudan istifade eden tüm canlılar ve ekinler tehlike altındadır. Özetle tüm mevcudatın hukukuna tecavüz edilmektedir.
- İlimizde imar planlarından sürekli taviz verilmektedir. Kamuya ait olan yollar, ortak kullanım alanları işgal edilmiştir. İmar planında belirlenenden fazla kat sayıları şehrin görüntüsünü baltalamaktadır.