Bazı tercihler insanı hayatı boyunca etkileyebilir ve bu yüzden bu tercihlerimizde oldukça hassas davranmalı, doğru kararlar vermeye çalışmalıyız. Karar verirken elbette her insanın belli kriterleri vardır. Müslüman arkadaşını seçerken mutlaka kıstasları olması gerekir. Günahlarından dolayı seni uyarıp eleştiren kişi, seninle olan arkadaşlığını devam ettirmek; günahlarını görmezden gelip hafife alan ise senden uzaklaşmak, arkadaşlığını bitirmek istemektedir. Dostu uyarmak, külçeyi kalıba dökmek gibidir, bu işlem onu ya saflaştırır ya da yok eder. Seninle arkadaş olmak isteyenden vazgeçme. Çünkü böyle bir tutum bir çeşit adaletsizliktir ve iyiliğe iyilikle karşılık vermeyi terktir ki, bu da çirkin bir davranıştır. Arkadaşlık, birini üzen bir şeyin ötekini de üzmesidir, sevindiren şeyin ötekini de sevinmesidir. Bunun dışındaki arkadaşlık değildir. Bu niteliği taşıyan kişi arkadaştır, dosttur.

İnsan kendine dönmeli, düşünmeli, kendini, kişiliğini güçlendirmeli ve sonra toplumun bir parçası olmaya soyunmalıdır. Eğer bir insan başkalarıyla iletişim halindeyse, onlarla muhabbet ediyor, eğleniyor ya da sadece tanışıyorsa ya onlar gibi olmak zorundadır ya da onları kendine benzetmelidir. Bir kömür parçası yananların yanına konduğunda onlarla birlikte yanacaktır. “Üzüm üzüme baka baka kararır” “Kör ile yatan şaşı kalkar.” Atasözleri bu hakikati ne güzel ifade eder. İşte böyle bir tehlike varken insanın kiminle omuz omuza duracağı çok önemlidir. Kirli biriyle arkadaşlık eden temiz kalamaz. Lakin kolay değildir iyi bir dost edinmek ve aynı şekilde iyi dost olabilmek. Etkileri ve sonuçları itibariyle hem dünyadaki hem de ahiretteki hayatımızı etkileyen bu zor tercih dikkatli olmayı gerektirir.

Her şeyde olduğu bunda da seçici olmak durumundayız. Çünkü arkadaşlık, insanı tamamlayan, besleyen ve kişiliğini ortaya çıkaran bir tecrübedir. Bizi, birisiyle arkadaş olmaya iten temel dürtü işte budur. Arkadaş ararız, çünkü başkalarıyla paylaşmak istediğimiz şeyler vardır, ama her tecrübe gibi arkadaşlıklar da pahalıdır. Eğer seçimimizde yanılırsanız ve arkadaşınız sizin karakterinizde değilse yandınız demektir. Sırlarınızı ulu orta ayağa; düşürür; duygu ve imkânlarınızı istismar eder, yalanla tanıştır sizi. İstemediğiniz halde kötü alışkanlıklar edinirsiniz. İhanetleri yadırgamaz olursunuz. Gün gelir okulunuzdan, aile yuvanızdan uzaklaşırsınız. Arkadaş dünyasında kazandığınız her olumsuzluk, sizde mevcut bir güzelliği silip süpürür. İşte o zaman kendinizi bile tanıyamazsınız.

Geleneksel kültürümüzde, “Arkadaşını söyle, kim olduğunu bileyim” şeklinde özgün bir söyleyiş vardır. Bu söz, açık bir mesaj içermektedir. İnsanı tanımanın en kestirme yolu, onun arkadaşlık ettiği kimseleri tanımaktır. Dilimizde, arkadaşlarıyla ilişkilerinde içten ve özverili olan kimseler için “arkadaş canlısı” deyimi kullanılır. Hz. Ali de “İnsanın arkadaşı, kendisi gibidir” der. İnsanın tercihleri, onun kişiliği, karakteri ve kimliğini yansıtan bir ayna gibidir. Bütün bunlar, arkadaşın insan hayatı üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösterir.

Hz. Peygamber, arkadaş seçiminin önemine binaen, “İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” Buna göre “iyi” arkadaş, dinî ve ahlaki açıdan iyi davranışlara sahip, yaşantısıyla, ilmiyle, edebiyle, takvasıyla örnek olan ve her hâlükârda çevresine faydası dokunan kimsedir. Tıpkı Hz. Peygamber tarafından kokuların en güzeli sayılan miski taşıyan kimse gibi. O, doğrudan miski ikram etmese ya da kendisinden misk satın alınmasa bile en azından etrafına yaydığı güzel kokuyla insanı etkiler. İyi arkadaş da böyle güzel koku satan bir kimse gibi gerek bu dünyada gerekse ahirette mutlaka faydalı olacaktır.

Kötü arkadaş ise çirkin davranışları, günahta ısrar edişi, gıybet ve dedikodu gibi zemmedilen fiilleri işleyişiyle etrafına hem dinî hem de dünyevi bakımdan zararı dokunan kimsedir. Tıpkı körük üfüren kişi gibi. O, körüğe her üfleyişinde etrafa saçtığı kıvılcımlarla yanında bulunan kimsenin ya elbisesini yakar ya da yakmasa bile üzerine kötü kokusu siner, isi pası bulaşır. Kötü arkadaş da aynı şekilde hem bu dünyada hem de ahirette neden olacağı zararla şüphesiz pişmanlık vesilesi olacaktır. Hz. Peygamber’in iyi arkadaş ve kötü arkadaşla ilgili yaptığı bu benzetme, arkadaş seçiminde dikkatli olunması gerektiğine dair bir başka tavsiyesi olan “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.”(Ebu Davud) Çünkü halk arasında da bu şekilde bilinirsin, “Kötü arkadaştan sakın! Onunla tanınacağından şüphen olmasın” denilmiştir bir hadiste. Bilgisizlerden kaçın, ancak onlarla birlikte olman gerekiyorsa da bir an bile dalma, yoksa sen de onların olduğu çukura düşersin. Zira insan kendisi ne kadar temiz olursa olsun etrafındakiler de öyle olmadığı sürece olacaklardan kaçamayacaktır.

Bir köpek, salihlere bekçilik ettiği için sadıklaştı ve Kur’ânî bir ifade kazandı. Nuh ve Lût (as)’ın hanımları ise fasıklarla beraber oldukları için küfre düşüp cehennem yolcusu oldular. Mevlana; “Allâh’a yemin ederim ki, kötü yılan, kötü dosttan iyidir! Kötü yılan, insanın canını alır. Fakat kötü dost, insanı ebedî ateşe atar, yakar yandırır! İnsan, konuşmasa bile, kötü arkadaşından huy kapar! Gönül gizlice onun ahlâkını alır, benimser, kötü ahlâkını kendisine ahlâk edinir! Doğruluktan nasibi olmayan, sermayesi bulunmayan arkadaş; senin sermayeni de alır gider!”

Kur’ân’da, iman edenlerden Allah’a karşı gelmekten sakınmaları ve doğru kimselerle beraber olmaları istenir.(9/19) Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeleri yasaklanır.(4/144) Muttakilerden başka dostların birbirine düşman olacağı belirtilen kıyamet günü(43/67) pişmanlık içerisinde ellerini ısırarak “keşke falanı dost edinmeseydim”(25/27-28) dememesi için insanoğlu uyarılır. Zira müminlerin gerçek dostu Allah ve Rasul’ünün emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren müminlerdir.(5/55) Allah’ı bırakıp şeytanı dost edinenler ise hiç şüphesiz apaçık bir hüsrana düşmüşlerdir.(4/119)

Maddi çıkarların ön plana alındığı günümüz yaşantısında arkadaşlık algısı giderek değişmektedir. Arkadaş seçiminin uhrevi boyutu çoğu zaman unutularak yanlış tercihlere gidilebilmektedir. Hâlbuki arkadaşların birbirleri üzerinde kaçınılmaz bir şekilde olumlu ya da olumsuz etkileri vardır. Onun için sizin ruhunuzu aydınlatacak insanlarla arkadaşlık edin. Başkalarının görüşleri, sıkıntıları bulaşıcı olabilir. Onların üretken olmayan, olumsuz bakış açılarını kabullenerek kendinize kötülük yapmayın. Vesselam.