Taziye, ölüm başta her türlü musibete karşı yapılan bir teselli şeklidir. Musibetzede olanın musibetini hafifleştirmek ve ölümden ibret almak ve aldırmak için yapılır. Bu tesellinin içinde dua, sabır tavsiyesinde bulunulur. Ölünün ruhuna okunur, sağların sabır etmeleri tavsiyesi yapılır. Âlimler, taziye meclisinde ölü sahiplerine sabır, ölünün ruhuna sadaka ve tüm hazır olanlara ölümden ibret almalarını ihtar eder.
Elbette ki tüm millet ölünün yıkanması, kefenlenmesi, kabre götürülmesi için ölü akrabasına yardımcı olurlar. Bu da taziyenin bir şıkkıdır. Bunların tümü sünnet hatta akrabası yoksa her Müslüman’a farzdır.
Ölünün akrabasına üç gün yemek ikram edilir, millet onları evlerine götürüp yemek ikram eder, ölünün kesesinden yemek yapılmaz, yapılması bida ve hatta büyük vebaldir.
Bugün ölünün akracısından adet haline gelen taziye masrafı yemek, çayı ve saire İslam’ın yasakladığı davranışlardır.
Maalesef doğu ve Güneydoğuda taziye yemeği ölünün akrabası tarafından yapılmaktadır. Ölünün akrabası fakir dahi olsa bu masrafa katlanmak zorundadır.
Evet, taziye evi düğün evi gibi yemekli özel konuşma, hatta kahkahalarla geçmesi adet haline gelmiştir. Adet diyorum, elbetteki dinde olmadığı için ve İslam bunu yasakladığı için büyük hata ve vebaldir. Ölü akrabası tarafından Yemek yedirtmek haram olduğu gibi o yemekten yemek de haramdır.
Bana nakil edildiğine göre birisinin babası ölmüş, iki öküzü varmış, birisini borçla almış bu iki öküzden birini taziyeye kesmiştir. Niye bunu yaptın diye sorulduğunda şu cevabı vermiş. Ben yapmazsam lekelenirim, itap ve töhmet altında kalırım. Demek niyet âdete dayalı kibirdir İslami değil, dolayasıya sevabı da yoktur.
Yeter artık bu kötü bidayı bırakalım, taziye evlerinde sadece bir çayı için fetva verelim, O çayın da masrafını ölü sahibi değil biz karşılayalım. Kimi taziye evine şeker götürsün, kimi çayı, kimi bardak ve saire götürsün, ölü akrabası yemek yerine muhtaçlara, hayır müesseselerine ölü adına tasadduk etsin.
Taziye evlerinde âlimler vaaz versin, ölümden ibret alma tavsiyesinde bulunsun münasip nasihat etsin, millet onları dinlesin, şahıslar arasında özel sohbetler yapılmasın, taziyeye münasip ve uygun olmayan konuşma ve davranışlardan uzak kalınsın. Taziye budur, şimdiki taziyeler düğün ve şenlik gibidir, terk edilmeli aslına götürülmelidir.
Bu değişim ve asla dönüş idareciler (vali, kaymadan ve müftü gibi) ve âlimlerin müdahalesiyle mümkündür. Bunlar müşterek ve münferit icraata başlamalı, kısa zamanda ter ettirip aslına icra etmelidirler. Bu görev onlar için sosyal, insani ve dini bir görevdir. Babnirli mele