Kitabı yazarken en eski siyer kaynaklarını kullanmaya azami derecede dikkat ettik ve sahih hadis kitaplarını tercih ettik. Siyerlerini yazarken bulduğu her rivayeti alıp hacimlerini büyüten yazalarımızın metodundan kaçındığımız gibi, bütün rivayetleri biçerdöver gibi biçen yazarlarımızın da metodundan kaçındık. Bu anlamda ince bir süzgeçten geçirilmiş rivayetlerle karşılaşacaksınız. Okuyucuya sunmak için ele aldığımız Hz. Peygamber’in sireti; son dinin insanlık tarihini bir sinema şeridi gibi seyircilerine sunmak suretiyle ibret alınacak ince noktaları dikkatlere arzetme ve böylece hayatımızı tanzim etme yollarını aralamayı arzuladık. Hakikat yalnız başına kalsa da, hakikattır. Bundan dolayı biz tahkikat ve tedkikatımızı arzettik. Çünkü siret diliyle fikirler adeta muşahhaslaştırılır. Okuyanların kolay anlaması sağlanır. Zihinde daha iyi yerleşir ve unutulması da zor olur.
Tarih ve siyer yazıldığı zaman ya sevgi gözüyle ya da nefret gözüyle yazılır. Her ikisi de mubalağalardan ve haksızlıklardan kendisini kurtaramaz. Bundan dolayı araştırmamız, araştırıcının zihninde siyerin gerçek yapısını bizzat hakikatlerle oluşturmak, geçmişte ve günümüzde ona bulaşmış abartılardan, eklemelerden, iftiralardan bizatihi tarihi olgular karşısında tutunamayacak ne varsa hepsini savuşturmak için savunma kompleksinden olabildiğince kurtulmaya çalışılmıştır. Tarihi olgular dışındaki şeyler hakem de olmaz, yargıç da. Binaenaleyh bu konuda ilk döneme ait temel kaynaklara dönülmeli ve bir sonraki döneme ait kaynakların baş belası şişirmelerinden ve yeni dönemlerde kaleme alınmış eserlerin ‘aklına ne eserse yaz’ eğiliminden uzaklaşmalıdır.
Dil bilimci, yazar Sabri Akbel beyefendi kitabımız (Hz. Muhammed’in Sireti Sosyal ve Siyasal Mesajı)’nı okuyup kitap hakkındaki görüş ve mutalaarını bize bir mektupla bildirmiştir. Mektubu olduğu gibi köşemizde yayımlıyoruz.
Hz. Muhammed’in Sireti (Muhammed Zeki Kurt-Mirzaoğlu)
(Sosyal ve Siyasal Mesajı)
Daha önce birbirinden güzel eserleri olan: Aydınlanma, Müslümanların Vahdet Sorunu, Siyasetin Usul ve Esasları, Yasa Koyucu Olarak Peygamber ve Otoritesinin Tarihselliği kitaplarını yazıp İslami perspektife geniş açıdan bakarak ufkumuzu geliştiren yazarın son eseri, hakikatten takdire şayandır.
Ahlak, karakter, gidiş, yol, tarz, biyografi, manevi durum, sosyal ve siyasal açıdan bakış anlamını taşıyan Peygamber sireti eseri, iç ve dış kaynaklar eşliğinde konuları enine boyuna işlemiş, mukayese ve kritik yaparak, akılı, ilmi kaynaştırarak İlahi mesajı, o günden bugüne taşıyarak geçerliliğini ispat etmiştir.
Kur’an, hadis (ayetlerle tezat teşkil etmeyen sahih hadisler) ve Hz. Peygamber(a.s) in yaşama tarzı, İslam’ın cihanşümul bir din olduğu, ezelden ebede kadar yaşanabilir olduğu, sosyal ve siyasal açıdan da bugünkü demokrasi diye tarif edilen kıstasların, binlerce yıl önce zirve noktasını tespit etmiştir.
Yazar, İslam’ı beş farzdan ve imanın altı rüknüne inanmakla sınırlı kılıp dar bir kalıptan ibaret gören zihniyeti, taassubu, miskinliği parçalamış, bunu Kur’an ve Hz. Muhammed(a.s) in hayatı içinde bulmuştur. Peygamberlik iki yönlü işlenmiştir:
1- Peygamber insandır. İnsanlığı ilgilendiren her mesele onu da ilgilendirir. Sevinç, keder, üzüntü, korku, cesaret, yeme, içme, cinsellik, düşünme ve bilumum duygularla mücehhezdir. Ancak daha kendisine peygamberlik gelmeden önceki hayatında da meşru olmayana meyilde Allah’ın koruması altındadır. Başka bir sebeple oraya girmekten alıkonulmuştur. Burada aile reisidir, aileden sorumludur, ticaretle uğraşır, sosyal hayatın içindedir. Sivil inisiyatiften bir an bile kopmaz, güvenilirdir. Problem çözücüdür. Arapların önemli bir kabilesine mensuptur. Kureyş Kabilesi, her dönemde, her konuda söz sahibidir.
2- Hz. Muhammed son peygamberdir. Devlet kurmuştur. Devlet başkanıdır. Allah’tan gelen emirleri, halka duyurmakla mükelleftir. İmamdır, rehberdir, komutandır, hâkimdir. Ancak işler, istişare ve müşavere yoluyla yürütülür. Otoritesini Allah’tan alır,,. Kral değildir. Astığı astık, kestiği kestik değildir. Tiran, diktatör, despot değildir. Savaşları idare eder, gerekirse düşmanlarıyla barış yapar, galibiyet ve mağlubiyeti art arda yaşar, galibiyette zafer sarhoşu olmaz, mağlubiyette de karamsarlığa düşmez. Bu duygu da müntesiplerine işler. Aslında her hareketinde bütün asırları içine alan mesaj vardır. Savaşta, barışta, bütün sosyal ve siyasal hayatta adil olmak, onun en büyük şiarıdır. Belki de dünyayı ayakta tutan en önemli dayanaktır. Adaletin kalktığı toplumlar artık iflah olmaz. İki hayat tarzında da iyilik ve kötülük tedricidir. Sabır ve zamanla çözümü kolaylaşır.
Ben edebiyatçıyım., roman ve hikayeyle uğraşan biriyim. Bu konuda söz sahibi olmamakla birlikte âcizane görüşüm şudur: Bu eser, bu işin uzmanları tarafından okunmalı, ilgili yerlere ulaştırılmalı, İlahiyat Fakülteleri, İslam Akademileri ve Yüksek İslam Enstitüleri hocaları tarafından incelenmeye değer kanaatindeyim. Diyanet İşleri Başkanlığına da gönderilmeli. Ayrıca yazar ve yayınevi üşenmezlerse bu çok şümullü eseri, roman boyutunda takriben iki yüz sahife olarak özetleyip halkın nazarına sunulmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
Bu eseri yazma külfetine katılan Muhammed Zeki Kurt (Mirzaoğlu ) Beyefendiyi ve bu eserin yayımında emeği geçenleri, en kalbi duygularımla kutlar, başarılar dilerim.
22.12.2019
Sabri Akbel
Dilbilimci, yazar Sabri Akbel beyefendinin mektubu bu şekilde sona ermektedir. Kitabı okuma zahmetinde bulunan yazar, göndermiş olduğu mektupla bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Müslümanlara Hz. Peygamber’in siretini ince bir elekten sonra asrısaadeti 21. Yüzyıla sosyal ve siyasal açı ile uyarlayışımızın kitabın yararlı olması açısından pek ehemmiyet arz etmektedir. Bundan dolayı Müslümanların klasik bir siyerden ziyade olan bu eserimizi okumalarını ehemmiyetle gerekli görüyoruz. Okuyucudan aldığımız olumlu tepkiler bize güç ve cesaret vererek bizi bu yönde motive etmiştir. Vesselam.
Muhammed Zeki (Kurt) Mirzaoğlu
Araştırmacı yazar