Merhaba değerli okurlar, 2019’u geride bırakıp 2020’ye girdiğimiz bu günlerde 2019 yılına ait önemli gelişmeler konuşulmaya devam etmektedir. Önemli gelişmelerden biri de;  2011 yılından beri üretilmesi planlanan ve nihayet 27 Aralık 2019 tarihinde Gebze’deki bilişim vadisinde büyük bir coşkuyla tanıtımı yapılan yerli otomobildir. Yerli otomobil, Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu, Zorlu Holding ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin de katılımıyla kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından üretildi. Yerli otomobil için henüz bir isim belirlenmediği için TOGG ismi ve logosu ile tanıtıma çıktı. Tanıtımı yapılan yerli otomobiller; otonom sürüş özelliği, yeniden kazanımlı frenleme sistemi, hem önden hem de arkadan çekişli olmasını sağlayan çift motora sahip oluşu ve İç mekânda ön panelde yer alan boydan boya LED ekran vb. tasarım ve teknolojisi ile göz doldurmayı başardı.

Bu özelliklerinin yanında yerli otomobilin yüzde yüz elektrikli olması ile doğa dostu teknolojiye sahiptir. Hava kirliliği ise; insanların solunum yolu ile veyahut havadaki kirli partiküllerin toprağa veya suya karışması ile insanlara, hayvanlara ve bitkilere zarar vermektedir.  Temiz Hava Hakkı Platformunun (THH)  açıklamasına göre; Türkiye’de hava kirliliği her yıl 32 bin erken ölüm vakasına sebep oluyor.  Hava kirliliğinin yaklaşık % 40’ı araç egzozlarından kaynaklanmaktadır. Araç egzozlarından kaynaklı bu tehlike Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Özellikle yapılan laboratuvar testlerine göre dizel motorlu araçlar sürüş sırasında hem çevreye, hem de insanlara yaklaşık 10 kat daha fazla zararlı gaz salınımı yaptığı tespit edilmiştir. Bu sebeple; Fransa’da Paris Belediye Başkanı, bu yıldan itibaren şehre dizel araçların girişini yasaklayacaklarını daha önce ilan etmiş, Hollanda ve Norveç meclisleri ise 2025 yılından itibaren ülke genelinde dizel motor araçların satışının tamamen yasaklanması kararı almıştır. Bu gibi önlemler alınırken yerli otomobilimizin sıfır emisyonlu yüzde yüz elektrikli özelliği ile çağın ötesinde teknolojiyi yakalaması gurur verici bir durum.

 Yetkililerce yerli otomobilimizin 2022 yılında seri üretime geçilerek piyasa sürüleceği ve 2030 yılına kadar toplam 5 model ve her model için 3 farklı kasa tasarımının gerçekleştirilmesinin planlandığındı belirtiliyor. Ancak şuan itibariyle yapılan eserle çağın ötesinde bir tasarım ve teknoloji yakalanmışken mümkün olan en kısa sürede ülke ve dünya pazarına sunulmasında fayda vardır. Bu hem ülke menfaatlerimiz için hem de doğa dostu teknolojisi sayesinde yaşayan tüm canlalar için çok önemlidir.

Türkiye İstatistik Kurumunun 2018 yılı verilerine göre Ülkemizde; trafiğe kayıtlı toplam 22 milyon 865 bin 921 adet taşıt bulunmakta ve trafiğe kayıtlı otomobillerin 37,9’u LPG, yüzde 36,8’i dizel, yüzde 24,9’u benzin yakıtlıdır. Yerli otomobilin seri üretime geçmesi ile fiyatının ithal araçlara göre uygun olması sayesinde kısa zamanda ülkemizdeki araçların ve yaklaşık 120 bin kamu aracının sıfır emisyonlu yerli araca dönüşmesi ile birlikte Ülkemizin hava kalitesinde çok büyük iyileşmeler yaşanacaktır. Çevre sorunlarının gündem olduğu ve çevre bilincinin arttığı bu zamanlarda yerli otomobilin dünya pazarında da yer edineceğini umuyorum ve yerli otomobilin ülkemize ve tüm dünyaya hayırlı olmasını diliyorum.