Merhamet, başkalarının sıkıntılarını duyduktan sonra izalesine çalışmayı, hatalarına üzülmeyi, onları hidayete çıkarma arzusunu sağlayan bir erdem... Merhametsizlik insanı hayvanlar, hatta şuursuz cansız seviyesine düşürür… Melekler; “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Bunun için tövbe edenleri ve senin yoluna koyulanları bağışla”(mümin:7) demişlerdir. Allah’ın güzel isimlerinin çoğu rahmet, kerem, erdem ve af manalarında gelir. Kutsi hadiste “Rahmetim gazabımı geçmiş”(Müslim) demiştir. Allah elçisine, “De ki; bağışla ve merhamet et, Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin”(Müminun:118) diye tembihlemiştir. Hz. Peygamber, “Merhametçe Allah’tan en uzak olan(lar), katı yürekli olan(lar)dır”(Tirmizi) ve “Merhamet, birinin arkadaşına, merhamet etmesi değil, bilakis, herkese merhamet etmektir”(Taberani) diyerek merhametin sınırlarını da belirlemiştir. Allah, “Kendi aralarında gayet merhametlidirler”(Fetih:29) demiştir.

Merhamet; besmeledeki anahtar iki sözcüğün özü… Medeniyetimizdeki ilişkilere, infaka, sanata, mimariye yansıyan incelik…  Medeniyetimizde kervansaraylarla, aşevleriyle, darüşşifalarla, mücessemleşen duygu dünyamızın izharı… Allah’ın vasfı… Sıla-i rahim geleneğimizin mayası… İçinde sevgiyi, mütevazılıği, duyarlılığı ve çabayı barındıran yüce bir duygu… Bu değerler, güzellikler ve incelikler sünnetullahın da bir gereğidir. Bu değerler ve incelikler eşyaya, ilişkilere anlam kattığı gibi insanı da makul bir zeminde tutan, insana bir kimlik bir hüviyet kazandıran dinamiklerdir.

Sabah simitçilerini fark etmektir merhamet… Sabah erken saatlerde çöp konteynırlarını karıştıranların ruh dünyalarını okuyabilmektir. Onların ev halkının duygularına kendimizi katabilmektir. Bize hizmet eden her bir insanla kurmamız gereken müşfik iletişimdeki ruhtur. Öfkemizi yutkunabilmenin üzerine kuracağımız tahammüldür, özel ilişkilerimizdeki nezakettir merhamet. “Emekçinin hakkını, alnındaki teri kurumadan veriniz”(İbn Mace) güzel sözünün sahibini anlayabilmektir merhamet. Vatandaşın şapkasını çıkarıp göğsünde tutarak odasına girdiği “devlet baba” memurunun/idarecisinin incelik ve kabalık açısından riskli sınav alanıdır merhamet.

İslam, insanı ilişkilerin bütün esaslarını merhamet ve sevgiye bağlamıştır. Merhamet ve sevgiyi yeryüzündeki bütün insanları birbirine bağlayan yegâne bağ olarak görmüştür. Bunlar isterse birbirleriyle aile bağı ilişkisi olan karı-koca veya akrabalar, isterse komşuluk ilişkileriyle birbirine bağlı olsun, yahutta böyle tabii bağları olmayan büyük küçük cemiyetler veya bütün insanlık camiasını oluşturan kişilerden olsunlar. Bunun içindir ki Hz. Peygamber kendisinden İslam’ın güzelliği nedir diye sorulduğunda; “İslam’ın güzelliği, yemek yedirmen ve tanıyıp tanımadığın herkese selam vermendir”(Buhari, Müslim) diye buyurmuşlardır.

Toplumda suç işleyenlerin çoğunluğu insanlardan nefret edenlerden oluşmaktadır. Çünkü onlar başkalarından merhamet görmemek üzere toplumdan atılmış kimselerdir. Topluma sevgi gözüyle değil düşman gözüyle bakarlar. Kendilerine söylenen sözlerin göstermelik olduğunu, toplumun kendilerine söylediği sözlerle gösterdiği merhametin birbirine uymadığını hissederler. Gerçekten onları korumak toplumun borcudur. Toplun onlara şefkat nazarıyla bakmak zorundadır. Merhamet İslam’ın uyulması zorunlu kurallarından olmuştur. Hz. Peygamber; “Azıtandan başkası merhameti elden bırakmaz”(Ebu Davud, Tirmizi) “Yeryüzünde olanlara siz merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin”(Buhari,Tirmizi) buyurmuştur. İslam’ın kastettiği merhamet sadece şahsi sempati değildir. İslam’da merhamet bundan daha şümullüdür ve herkesi kapsar İslam’ın üstün gayesi budur. “Ey Muhammed; biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”(Enbiya:107) diyor Allah.

Bazen merhamet kabalık şeklinde yansıyabilmektedir. Realite ise öyle değildir. Çocuklar bazen cebren okula gönderilir, dersleri için tehdit edilirler. Çünkü çocuklar başıboş bırakılsa, oyun ve gevezelik dışında bir şey yapmaz, hiçbir şey öğrenmeden başıboş kalırlar. Hekim hastanın vücudundaki kangrenleşmiş yaralardan dolayı operasyon yapar zararlı bölümleri alır, kemikleri kırar, organları birbirinden ayırır. Hekim tüm bunları hastanın yararı için yapmaktadır. Merhamet, akılsızca, bilinçsizce davranmak veya adalet ve yasaları ihmal etmek değildir. Merhamet, hukuka riayet etmeyi gerektiren acıma duygusudur. Cezasını bekleyen birinin manzarası insanı duygulandırabilir. Bu duyguya kulak verip suçlu salıverilirse yeryüzü anarşiye boğulur. Gerçek merhamet bu duyguya kulak asmayıp adaleti gerçekleştirmektir. “Ey akıl sahipleri! Sizin için kısasta hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız”(Bakara:179) diyor Allah.

İslam’ın kerih gördüğü kabalık, akıl ve adalete sığmayan, kötülük ve zarara dayalı, süfli duygulardan kaynaklanan vahşi bir arzudur. Merhamet ise, insan yaratılışında saklı, iyiliğe sevkeden ilahi bir ihsandır. Ağır musibet ve koşullarda gönüllere huzur rüzgârlarını estirip hayatı şenlendirir. Hz. Peygamber “Allah, rahmeti yüz parça olarak yarattı. Yeryüzüne bunların sadece bir tanesini indirdi. Bu parça sayesinde yaratıklar birbirine merhamet eder. Hatta bir hayvan bu parçayla yavrusunu zarardan korumaya çalışır, savunma yapar”(Buhari,Müslim) demiştir.

Allah birleştirilmesini istediği sevgi bağlarının kopartılmasını inatçı İslam düşmanların işi olarak nitelemiştir. “Onlar öyle (fâsıklar) ki, Allah'a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın, ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar.”(Bakara:27) Bir teröristin, bir bomba ile binlerce adamı öldürmesiyle bir deprem, bir yanardağ patlaması arasında hiçbir fark yoktur! “Ona binlerce insanı, acımadan nasıl öldürdün?” demek kadar anlamsız söz olamaz. Çünkü din ve ahiret endişesi taşımayan için “merhamet”, sinirlerin zayıflığı ve kuvveti meselesi olup ayrıca bir manası yoktur. Çünkü onun için başkasının saadeti için manevi bir sebep yoktur. Onun için yalnız maddi bir sebep var: Ceza ve ölüm korkusu. Dinsiz terörist, bu bağı kopardığı gün, kendinden başka mutlu olanları yok etmek için hiçbir engel görmez! Vesselam.