İHD, 566. HAFTA AÇIKLAMASI

İHD, 566. HAFTA AÇIKLAMASI

İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi tarafından  “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” şiarıyla düzenlenen Etkinlik Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapıldı.

566. Hafta anma etkinliğinde basın açıklamasını okuyan İHD yöneticisi Yunus Bağış “Cumartesi Anneleri 1995 yılından beri yaz-kış sıcak-soğuk demeden her Cumartesi, Galatasaray Meydanında, Koşuyolu Parkında, Gülistan Caddesinde ‘failler belli, kayıplar nerede’ sorusunun altında neden oturuyorlardı? Elbette ki yakınlarını, yakınlarının kemiklerini, o kemiklerle birlikte yok edilen adaleti arıyorlardı! Bu kamuya açık şiddetsiz eylemle, hem gözaltı nda kaybedilen/öldürülen insanların hikayelerini gündemde tutarak, onların yokluğa karışmalarını, unutulmalarını engelliyor; hem de politik bir kötülüğü görünür kılıyorlardı. Onlar resmi kayıtlarda çoğu hâlâ yaşıyor görünen çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin akıbetini öğrenmek için adalet istiyorlardı; ölülerinin yasını tutabilmek için, onları insan onuruna yakışır bir şekilde ve usulünce defnedebilmek için adalet istiyorlardı. Bu istemleri belli bir süre sonra devletin nezdinde kabul görüyordu.

Nitekim 5 Şubat 2011 tarihinde şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde Cumartesi Anneleri’ni resmi konutunda kabul ediyor, yakınlarının faillerinin bulunmasını isteyen Anneler Erdoğan’a bir de dosya sunuyorlardı. Erdoğan’a sunulan dosyada, adaleti tesis etmek isteyen bir egemen için iyi bir yol haritası vardı: Hakikat Komisyonunun kurulması, işkence ve zorla kaybedilmenin insanlık suçu olarak kabul edilmesi, insanlık suçlarında zaman aşımının kaldırılması gibi maddeler yer alıyordu. 

Görüşmenin ardından Erdoğan’ın talimatı ile kurulan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun hazırladığı raporda, Cemil Kırbayır’ın 13 Eylül 1980’de Göle’de gözaltına alındıktan sonra işkencede öldürüldüğü ve cesedinin yakılarak yok edildiği sonucuna varılıyordu. Bu çok önemli bir adımdı ama gerisi gelmedi. Çünkü komisyonun suç duyurusuna rağmen, savcılık dava açmayı reddetti. Meclis komisyonunun raporunun bile üstü örtüldü. Ama bir kez “devlet tarafından öldürüldü” kaydı Meclis arşivlerine düşülmüş oldu. 10 yıl önce bu gelişmeler yaşanırken Cumartesi Annelerinin hak ve adalet arayışı günümüzde farklı bir boyut kazanıyordu.                                       

Cumartesi Anneleri 700. oturma eylemi polis tarafından engellendi. İçişleri Bakanı: “ İzin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik, Anneliğin terör örgütlerince istismar edilmesine, teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık. Galatasaray Meydanı’nın terör örgütlerinin sözde ortak meşruiyet alanı haline getirilmesine de müsaade etmeyeceğiz.” ifadelerini kullanıyordu.

Ardından İstanbul’da İstiklal Caddesi, Diyarbakır’da Koşu Yolu Parkı ilimizde de Gülistan Caddesi hukuki dayanağı olmayan gerekçelerle İnsan Hakları Derneği’nin Cumartesi Anneleri için düzenlediği eylem ve etkinliklere yasaklı hale getirildi.

Analık hakkıyla, ana yüreğinden gelenle konuşan, davranan Cumartesi Anneleri’ne yönelik her saldırı, toplum vicdanında ve aklında anında mahkum edilecek, Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı bu yasak kararları ulusal mahkemelerde olmazsa uluslararası mahkemelerde mutlaka cezalandırılacaktır.

Cumartesi Anneleri/İnsanları da gözaltında kayıplarını aramaktan ve adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğini, Bizler insan hakları savunucuları olarak, Cumartesi Annelerinin her zaman hakikat ve adalet taleplerinin sesi, soluğu olmaya devam edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz." dedi. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
RESMİ İLANLAR
TÜMÜ
Bugün yayınlanan resmi ilan bulunamadı!...mid2
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...