EMANETE NE KADAR SAHİP ÇIKIYORUZ?

Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Sana bir şey emanet eden kişiye emanetini (hakkıyla koruyarak) iade et. Sana hainlik edene sen hainlik etme.” buyuruyor.

Emanet; bir kişiye geçici olarak bırakılan maddi ve manevi şeylerdir. Emanet denilince aklımıza ilk olarak para, eşya, mal gelse de aslında emanet hayatımızın tümünü kapsayan önemli bir kavramdır.

Allah bize şöyle sesleniyor: “Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar. Ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir.”     (33;72)

Hayatımızdaki ilk ve en önemli emanet; “sorumluluk” emanetidir. Bu sorumluluk Allah’ın emir ve yasaklarına uymanın toplamını oluşturan “din”dir. Allah; din emanetini önce göklere ve dağlara sunar. Bütün atmosferi kaplayan gökler ile yeryüzünü ayakta tutan ihtişamlı dağlar korkarlar ve bu zor sorumluluğu almak istemezler. İnsan ise bu zorlu görevi kabul eder. Onun için bize verilen en önemli emanet dindir. Din emanetini korumanın yolu dine hakkını vermektir, Allah’ın emir ve yasaklarına uymaktır. Ömrümüz boyunca hayatın her alanında Allah’a göre, Allah’ın koymuş olduğu kurallara göre yaşarsak din emanetini korumuş oluruz.

Peygamberimiz veda hutbesinde: “Size iki şeyi emanet olarak bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız zaman yolunuzu şaşırmayacaksınız. Bunlar Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünnetidir.” buyurmuştur. Peygamberimizin bize bırakmış olduğu emanetler Kuran ve Sünnet’tir. Kuran sünnete göre yaşarsak peygamberimizin emanetlerini korumuş oluruz.

Peygamberimiz çocukluk ve gençlik çağlarından itibaren ticarette dürüst, ahlâken de örnek bir insan olmuştur. Onun için Mekke halkı tarafından kendisine “güvenilir” anlamına gelen “Emin” lakabı verilmiştir. Birbirlerine güvenmeyen Mekke müşrikleri emanetlerini onun yanına bırakmışlardır. Peygamberimiz hicret edeceği zaman büyük bir risk alarak Hz. Ali’yi Mekkelilerin emanetlerini vermek üzere görevlendirmiştir.

Allah bize şöyle sesleniyor: “O müminler ki emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.”    (23;8)

Müslümanın bir ismi de Mümin’dir. Mümin; “güvenilir, güven veren”dir. Mümin kendisine verilen emaneti hakkıyla korur.

Can; emanettir. Allah, bu dünyada kullanmamız üzere bize bir “beden” vermiştir. Ellerimiz, ayaklarımız, gözlerimiz, kulaklarımız bu bedenin parçalarıdır; onlar da bize emanettir. Bedenimize, organlarımıza zarar vermemeli, onlara en iyi şekilde bakmalıyız. Allah; can emanetini alıncaya kadar onu en iyi şekilde korumalıyız.

Bir arkadaşımızdan aldığımız borç para emanettir. Borç aldığımızda borcumuzu zamanında ve tam olarak ödemeliyiz. Bize borç vererek hayır işleyen ve güvenen arkadaşımızın güvenini sarsmamalıyız. Karşıdaki kişinin güvenini sarstığımızda ve ikinci defa ondan para istediğimizde o kimse iki defa düşünecektir. Güven sarsma olayı birkaç kez tekrarlandığında karşımızdaki kişi artık bize güvenmeyecek, bize bir daha borç para vermeyecektir.

Komşumuzdan ödünç olarak aldığımız araba bir emanettir. Komşunun arabasını hor kullanmamalı, işimiz bittiğinde hemen teslim etmeliyiz. Arabaya zarar verdiğimizde veya arabayı söz verdiğimiz zamanda teslim etmediğimizde emaneti korumamış oluruz.

Eşimiz ve çocuklarımız birer emanettir. Onların ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalı, onları mutlu etmek için elimizden geleni yapmalıyız. Evimizin geçimi için çalışmazsak, eşimiz ve çocuklarımızla ilgilenmezsek emanete hıyanet etmiş oluruz. Eşine şiddet uygulayan kimse emanete hıyanet etmiş olur. Allah bize şöyle sesleniyor: “Ey müminler kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.”  (66;6)

Ailemiz bir emanettir. Ailemizi cehennem ateşinden korumamız da bu emanetin bir gereğidir. Ailemize manevi değerleri aşılamamız, çocuklarımızı dini değerlerle kuşatmamız gerekir. Çocuklarıyla ilgilenmeyen, onların kötü alışkanlıklar edinmesine göz yuman, güzel ahlak sahibi olmaları için çabalamayan kimse emanete hıyanet etmiş olur.

Servetimiz, malımız bir emanettir. İhtiyacımız kadarını ailemiz için harcamalı; geri kalanı sadaka, zekat ve infak olarak vermeliyiz. Biriktirdikçe biriktiriyorsak ve yoksula, yolda kalmışa, dul olana, yetime, akrabaya, borçluya hakkını vermiyorsak mal emanetine hıyanet etmiş oluruz. İyi koruyamadığımız servetimiz kıyamet günü vebal olarak karşımıza çıkacaktır.

Bilgimiz, birikimimiz bir emanettir. Aldığımız eğitim bir emanettir, ona hakkını vermeliyiz. Öğrendiğimiz dini bilgi emanettir. Onu hem yaşamalı hem de başkalarına aktarmalıyız. Bilgimizi doğru kullanmamız veya sadece kendimize saklamamız da emanete hıyanettir. Bilgimizi insanlara faydalı olacak şekilde kullanmalıyız.

Bir kimsenin bizden saklamamızı istediği söz veya konuşma sırdır. Sır bir emanettir. Dilimizi tutamayıp onu yaydığımızda sır emanetine hıyanet etmiş oluruz. Sır emanetini korumanın yolu sırrımızı kimseye söylememektir. Hz. Ali: “Sırrınız sizin esirinizdir; onu ortaya atarsanız siz onun esiri olursunuz.” der. Demek ki sır korumamız gereken önemli bir emanettir.

Aile mahremiyeti emanettir. Karı koca arasındaki özellikle duygusal anlamdaki ilişkiler onların mahremidir. Her iki eş tarafından da ifşa edilmemelidir. Eşler gece gibi birbirlerine örtü olmalıdırlar.

Emanetin karşıtı hıyanettir. Hıyanet; kendisinden beklenen sadakati göstermemek, güveni kötüye kullanmak, görevleri ihmal etmektir. Peygamberimiz yine: “Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ve yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz.” buyuruyor. Yani hain olan kimse emaneti de hakkıyla koruyamaz. Münafıklığın bir alameti de emanete hıyanet etmektir. Münafıklık yoluna sapmak istemiyorsak emanetleri hakkıyla korumalıyız.

Emanetlerin en önemlisi “din” emanetidir. Allah’ın emir ve yasaklarına uyarsak; peygamberimizin bize emanet olarak bıraktığı Kuran ve Sünnet’e sımsıkı bir şekilde sarılırsak en büyük emanet sınavını geçmiş oluruz. Allah yolunda olan bir kimse kendisine emanet olarak verilen bedene iyi bakar, eşine ve çocuklarına en güzel şekilde davranır, borcuna sadık kalır, ilmini doğru yolda kullanır, sırlarını ifşa etmez, malını Allah yolunda harcar, aile mahremiyetine önem verir.