EN KÖTÜ BARIŞ EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR

EN KÖTÜ BARIŞ EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR

Değerli okurlarım!

Geçen günlerde, Türkiye'nin siyasi gündemine beklenmedik bir haber düştü. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırıldı. Önder'in rahatsızlığı, sadece yakınlarını ve sevenlerini değil, tüm Türkiye'yi derinden üzdü. Espirileri, filmleri, meclisteki sıcak sohbetleri ve çözüm sürecine katkılarıyla tanınan Önder, toplumun her kesiminden insanın sevgisini kazanmış bir isimdir.

Bu üzücü olay, bize aslında çok önemli bir gerçeği hatırlattı: Siyasetteki kutuplaşmanın, kavgaların ve çekişmelerin ötesinde, hepimizin ortak bir insanlık paydasında buluşabileceği gerçeği.

Meclis'teki sert tartışmaların ardından başlayan normalleşme süreci, farklı siyasi görüşlerden insanların bir araya gelmesine, birbirini ziyaret etmesine ve ortak bir dil oluşturmasına zemin hazırlamıştı. İşte bu birliktelik, Önder'in hastalığı vesilesiyle bir kez daha somutlaştı.

Hükümet, muhalefet, sağ, sol, meclisteki ve emekli vekiller, devletin tüm yetkilileri... Herkes, Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerini iletti. 600 vekilin kalbi, tek bir bedende, tek bir yürekte birleşti. Bu, Türkiye'nin aslında ne kadar büyük bir aile olduğunu, zor zamanlarda nasıl kenetlenebildiğini gösterdi.

Elbette, sosyal medyada insanlıktan nasibini almamış, vicdansızca yorumlar yapanlar da oldu. Ancak, bu kötü kalpleri görmezden gelmek, birlik ve beraberliğimize odaklanmak gerekiyor. Sırrı Süreyya Önder'in hastalığı, Türkiye halklarının bir kez daha tek bir vücut, tek bir kalp olduğunu hatırlattı.

Bu olay, bize siyasetin geçici, insanlığın kalıcı olduğunu bir kez daha gösterdi. Farklı görüşlere sahip olsak da, hepimiz aynı gemideyiz ve birbirimize ihtiyacımız var. Sırrı Süreyya Önder'e Acil şifalar diliyor, bu olayın ülkemizde kalıcı bir birlik ve beraberlik iklimine vesile olmasını temenni ediyorum.

Nice güzel ve huzur dolu günlerde görüşmek dileğiyle…