İYİLİKLERİMİZ BOŞA GİTMESİN
Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Kim duyulsun diye iyilik yaparsa Allah (onun bu niyetini herkese) duyurur. Kim gösteriş için iyilik yaparsa Allah da (onun bu riyakarlığını herkese) gösterir.”
Dünyayı yaratan Allah. İçine sayısız güzellikler yerleştiren Allah. Gökten yağmuru yağdıran, topraktan çeşit çeşit nimetler yeşerten, gece ve gündüzü birbiri ardınca çeviren Allah. Her varlığa merhamet eden, her canlıya rızık gönderen
Allah. Hangimizin daha güzel davranışlar sergileyeceğini öğrenmek için hayatı yaratan Allah. İnsanı yaratan Allah. Onu sayısız nimetlerle donatan Allah.
İnsanın dünyaya geliş amacı denenmektir, sınanmaktır. Dünya da insanları imtihan etmeye uygun bir şekilde düzenlenmiştir. İnsanın görevi Allah’a kulluk etmektir, Allah’a ibadet etmektir, iyi ve güzel davranışlarda bulunmaktır.
İyilik; Allah’ın rızasını kazanmaya sebep olacak her iş ve davranıştır. Müslüman iyidir, iyilik yapar ve başkalarının iyiliğini ister.
İyilik yaparken niyetimiz saf ve içten olmalıdır. Tek amacımız Allah rızası olmalıdır.
Başkaları görsün, duysun diye; gösteriş yapmak için iyilik yapmamalıyız. Çünkü böyle bir durum bizi hem kibirli hem de ikiyüzlü yapar.
Kıyamet günü hesaba çekilecek üç kul vardır. Birincisi kafirlere karşı savaşıp şehit olduğunu düşünen biri getirilir. Ona “Sen niçin öldün?” diye sorulur. O, “Ben Allah yolunda savaşıp şehit oldum.” der. Ona “Sen başkaları filanca çok cesur biridir, desinler diye savaştın ve öldün.” denilir ve cehenneme atılır. İkincisi hayatını ilim öğrenmeye, öğretmeye adamış, çok güzel Kuran okuyan biri getirilir. Ona “Hangi amaç üzere yaşayıp öldün?” diye sorulur. O “İnsanlara ilim öğretmek için yaşayıp öldüm.” der. Ona “Hayır. Sen, insanlar sana alim desinler diye kibirlenmek amacıyla yaşayıp öldün.” denilir ve cehenneme atılır. Üçüncü olarak Allah’ın çokça zengin kıldığı ve insanlara dağıtan biri getirilir. Ona “Sen hangi amaçla malını dağıtıyordun?” diye sorulur. O “Allah için malımı dağıtıyordum.” der. Ona “Hayır. Sen sırf insanlar sana cömert desinler diye malını dağıttın.” denir ve cehenneme atılır.
Allah bize şöyle sesleniyor: “Ey iman edenler sadakalarınızı insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hali, üzerinde az bir toprak bulunan bir kayanın haline benzer ki ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş halinde bırakır. Onlar yaptıkları hiçbir şeyden sevap kazanamazlar. Allah kafirler topluluğunu hidayet etmez.” (2;64)
İyiliği gösteriş için yapıyorsak, malımızı başa kakmak, eziyet etmek için harcıyorsak halimiz, üzerinde az bir toprak bulunan bir kayaya benzer. Şiddetli bir yağmur yağdığında nasıl ki kayanın üzerindeki toprak yok olup gidiyorsa iyiliklerimiz de bir anda yok olur, gider. Kendimizi hayır ve iyilik sahibi biri olarak düşünürken bir de bakacağız ki cehenneme atılmışız.
Allah yine bize şöyle sesleniyor: “Onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye harcarlar. Allah’a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.” (4;38)
İyiliklerimizi insanlara gösteriş olsun diye yaptığımızda münafıkların ve müşriklerin özelliklerini taşımış oluruz.
Dinimizi insanları memnun etmek için değil Allah’ı memnun etmek için yaşamalıyız. Burada ilkemiz “Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabb’i Allah içindir.” (6;162) olmalıdır.
Sadaka verirken insanların başına kakmayalım, verdiğimiz sadaka eziyete dönüşmesin. İnsanları kırmadan, incitmeden onlara yardım edelim.
Önce Allah’a karşı samimi olalım, dürüst olalım. Bütün benliğimizle, içtenliğimizle O’na karşı kulluk görevimizi yerine getirelim. Sonra peygamberimize karşı samimi olalım. “Seni çok seviyoruz ya Resulullah” dedikten sonra O’na olan sevgimizi ispatlayalım ve O’nun yaşamını kendimize örnek alalım. O’nun sünnetine uygun yaşayalım. Daha sonra da insanlara karşı samimi olalım. İyiliklerimizin içine kibir ve riya karıştırmayalım. Bırakalım iyiliklerimiz saf ve temiz kalsın.
En önemlisi de kendimize karşı dürüst olalım.
Nefsimizi kibir ve riya hastalıklarından koruyalım.
Tevazu ve ihlas elbiselerini kuşanalım.
