YEMİN EDERİM BACASIZ FABRİKA

YEMİN EDERİM BACASIZ FABRİKA

Evet, başlığa iyi bakmayan dinlenme anlayabilir, biz dilencilikten gelen dilenmeden söz ediyoruz.

Evet, artık dilencilik büyük bir sektör olmuştur, dilenciliğinde artık bir hiyerarşisi vardır.

Dilendirilenler var, dilencilere talimat verenler var…

Yönetici konumundaki dilenci sorumlusu arabaya bindirdiği dilenci kadın ve çocuklarını kentin muhtelif ve kuytu bir yerinde bırakır daha sonra onlara dilencilik  yapacak güzergahları anlatır ve kahveye gidip dilencilerin bitiş mesaisini bekler.

Mesai bitince daha önce belirlenen yerde toplanır arabaya binilir ve eve gidilir.

Okul yok, eğitim yok, sosyal hayat yok, yaşamdan zevk almak yok, sadece insanların dini ve insani duyguları nasıl sömürülür onun eğitimleri vardır.

Günlük kazançları belki de bizim kazandığımızın 10 misli…

Bu dilencilik sektör değil de ne olsun

Hatta bacasız fabrika gibi yemin ederim…

HERKES “EN İYİSİ BEN…” DEYİNCE

“En iyi gazeteci benim, en çok okunan, ‘tıklanan’, takip edilen, sevilen, selam verilen, yöneticilere yanaşan benim…”

“En iyi memur benim.”

“Ben olmazsan, ben demiştim, zamanında ben yaptım”

“En iyi kasap benim, etleri tersten doğruyorum!”

“En iyi Kurum müdürü benim, benim için eğitim önemli değil, şehrin başarısı hiç önemli değil, benim için kitap okumak ve okutmaktır”

“En iyisi benim, ben eskiden…”

Yani kıymetli okurumuz, memlekette herkes en iyisi!

EVDE SEBZE YETİŞTİRME DÖNEMİ

İnsanlar, ancak kendi can ve mallarına dokunan acıyı anlar.

Her gün yazıp çizdiğimiz ‘pahalılık’ haberi artık herkese dokunmaya başladı.

Sebze, meyve, temel gıda, artık her ihtiyaç geçen seneye göre 3-5 misli daha pahalı.

Hem de öyle pahalı ki, TÜİK’in artık “kapatılması gerekir” dedirten cinsinden pahalı.

İnsanlar bahçelerine, evlerinin önüne, dama ve hatta balkona koydukları saksılarda sebze yetiştirmeye başladı.

Ne de olsa “kendin ek, kendin büyüt kendin ye” dönemi başladı.

Dokundu ya paraya, cüzdana, maaşa artık herkesin ortak fikri bundan sonra pahalılık, enflasyon, israf gibi mevzular olacaktır.

Bir de köylü diye aşağılanan insanların zengin insanlara farkı koyduğu noktadır.

Sen pazar pazar dolaşır organik ve lezzetli meyve, sebze ararken fuların ile entel abi, abla.

Köylüm yollar çocuğu bahçeye iki üç yamuk yumuk pembe domates, sivri biber, pıtırlı salatalık kopartırıp yer.

İşte ona dönüyoruz, yani özümüze…