BİR BAYRAM DAHA GEÇTİ…

29 Gün süren bu yılın Ramazanını geride bırakarak Bayrama eriştik ve Ramazan bayramı da dün sona ermiş oldu. Bayramlar eskiden çok daha farklı kutlanır ve komşular, yakınlar, akrabalar birbirlerini ziyaret ederlerdi. Ne yazık ki; bu güzel hasletlerimiz giderek yok oluyor ve insanlar bayramı Tatil olarak kabul edip kapılarını kimseye açmak istemiyorlar.

Bir de bayramlar kararnameyle uzatılınca iş çığırından çıkıp herkes memleketini terk edip tatil yerlerine gidiyorlar. İmkânı olan, parası olan elbette gidecek ama dinimizin gerektirdiği bayramları da unutmamak gerekir. Eskiden telefonlarla Bayramlaşma yapılırken şimdi o da gitti ve yerine sosyal medyadan yazılan iki satırla bayramlar kutlanmaya başlandı.

Kimseyi eleştirmiyorum ama, Günü müz şartlarının bunu gerektirdiğini düşünüyorum. Baksanıza, daha 3-5 yıl öncesine kadar çocuklar ev ev dolaşıp bayramı kutlar ve şeker toplarlardı. O bile mazide kalktı. İnanın bu bayramda yaşadığım Kültür mahallesindeki evimizin kapısı hiçbir çocuk tarafından çalınmadı ve aldığımız şekerler öylece şekerlikte durdu!

Bunun nedenlerinden birisi şu cep telefonları, bilgisayar ya da tabletler var ya, onlar çocukların, hatta Büyü klerin akıllarını başlarından aldı. Benim 3 ve 5 yaşındaki torunlarım da maalesef cep telefonundan çizgi filmi açmazsak yemeklerini yemiyor ve onlar film izlerken anneleri yemeklerini yediyor. Dolayısıyla çocuklar ne yediklerini bilmediği gibi gözleri ekranda sadece ağızlarını açıp kaşıktaki yemeği midelerine indiriyorlar. Sanıyorum Anne , babalar, dedeler ve nineler benim yaşadıklarımı yaşıyordur ve yazdıklarımı da tasdik ediyorlardır.

Buraya kadar yaşananları anlattık ama Batmandaki Ramazan Ayı ndan hiç söz etmedik. Batman eskiden inancına daha bağlı ve daha bilinçliydi. Ramazan ayında lokantalar açılmaz, hiç kimse de aleni şekilde caddede, sokakta bir şey yemezdi. Hatta gayrimüslim olanlar da Aşı rı saygı gösterir onlarda görünür şekilde Yemek yemezlerdi.

Herkesin inancının kendisine ait olduğunu biliyor ve saygı duyuyorum ama üzülerek belirteyim ki; giderek yozlaşıyoruz ve orucu da tutmamaya başlıyoruz. Bu Ramazanda bir çok yer açıktı ve isteyene hizmet veriliyordu. Rakamsal olarak elimizde net bir Bilgi yoktu ama, halkımızın yüzde 35’e yakınının oruç tatmadığı şeklinde bilgilere ulaştık.

Bulunduğu yerde yemek yiyenler, içecekleri yudumlayanlar, araç ta veya açık olan cafede Sigara içenleri çok sıklıkla gördük. Bunların neden oruç tutmadığını sorgulayacak halimiz yok ama, başta da belirttiğimiz gibi yozlaşma hepimizi farklı yönlere çekerek geleneklerimizi yok etti.

Sadece bunlar mı? Valilik ve belediye başta olmak üzere bir çok Kurum ve kuruluş bu ayda fakirlere ve muhtaçlara ulaşmaya çalışıp çeşitli gıdalar dağıtırken, farklı mahallelerde iftar yemekleri verilirken tonlarca gıda yine yetmedi ve bundan bir kısım insan nasiplenemedi.

Her Zaman söylediğimiz gibi ilimizde çok fazla para kazanan insanlarımız var. Alın terlerinin karşılığını elbette alacaklar ama, bu insanlar zekatlarını İslâma göre verseler gerçekten de fakir Sayı sı azalacağı gibi binlerce insana da yardım eli uzatılmış olacaktı. Lakın, çoğunluk dinin gerektirdiği gibi değil, hesabına geldiği gibi Zekat çıkardığından yardımlaşma yeterince gerçekleşemiyor ve muhtaç yine muhtaçlığını koruyor.

Durum gösteriyor ki; 10 yıl sonra bugünleri arayacağız. Hem Oruç ta, hem yardımlaşmada, hem de zekatta daha da Azalma olacak, oruç tutanlar tutmayanlar kadar olacak, çocuklar, genç ler de o günün şartlarına göre davranıp belki Ramazanı da bayramı da unutacaklardır.

Maalesef yazdıklarım bizim gerçeklerimizdir. Çocuğa terbiyeyi ve dini vecibeleri önce aileleri öğretecek, okullarda da bunun gereği yapılıp öğrenciler öğretmenleri tarafından Uyarı lacaklardır. Eğer bunlar ciddi ve samimi olarak yapılırsa muhtemelen birkaç yüz kişiyi kurtaracak ve olması gerekenleri de amacına ulaştırmış olacağız.

Bu duygularla geçmiş Ramazan bayramınızı içtenlikle kutluyor ve bayramların, Bayram gibi kutlanmasını temenni ediyorum.

Hoşça kalınız.